Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11089 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4690 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 10/12/2013NUMARASI : 2010/455-2013/326Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/12/2013 tarih ve 2010/455-2013/326 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; davalının "Belonni" adı ve markası ile Türkiye pazarında saatçilik alanında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, ancak davalı şirketin dünyaca tanınmış müvekkili şirkete ait tasarım ve ürünleri taklit etmekte ve müvekkilinin markasal faaliyetleri ile ön plana çıkardığı ürünlerin benzerlerini pazarlayarak haksız rekabet yaratmakta olduğunu, bu nedenle dava açma zorunluluğu doğduğunu, davalının açıkça kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin "S.." tasarımlarının taklit edildiği tespit edilen saatlerin dosya kapsamına sunulduğunu, söz konusu ürünlerin tüketici nezdinde karışıklık ve iltibasa yol açtığını, bu yönüyle haksız rekabet yarattığını ileri sürerek müvekkili ile davalı ürünlerinin karışıklık-iltibas yaratacak derecede benzer olduklarının ve haksız rekabet yaratan davalı ürünleri ile adetlerinin tespitini, haksız rekabetin tespiti ve men'ini, müvekkillinin uğradığı maddi zararın tespit edilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini, müvekkilinin uğradığı manevi zarara ilişkin olarak 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş; dosyaya sunduğu 13/12/2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerinin 4.000,00 TL artırılarak 5.000,00 TL olarak dava tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davacının sessiz kalma suretiyle hak kaybına uğradığını, bahse konu bu görsellerin saat tasarımı olmaları dışında piyasada yüzlerce yer alan emsalleri/benzerleri karşısında birbirlerinden farklı olarak algılanacaklarının muhakkak olduğunu, söz konusu saat ürününün doğası gereği bir takım unsurlarının veya şekil ve kalıpların kullanılmasının zorunlu olduğunu, bu tarz ürünlerde yapılan küçük bir değişikliğin dahi tasarımları/ürünleri farklı görmeye sağlıyacağını, bu açılardan da kıyaslanan görsellerin farklı olduklarının ortada olduğunu, tescilli de olsa bir hakkın korumasının sınırsız süreli olamayacağının açık olduğunu savunarak haksız ve yersiz olarak açılan davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının sessiz kalmak suretiyle hak kaybı gerçekleştiği itirazının yerinde olmadığı, davacıya ait saat tasarımları ile davalıya ait saat tasarımlarının iltibas yaratacak şekilde benzer tasarımsal özelliklere sahip olması nedeniyle TTK'nın 56 ve 57/5. maddelerince haksız rekabet şartlarının oluştuğu, davacı vekilinin haksız rekabet nedeniyle talep ettiği maddi tazminat istemi hakkında, tazminat bedeli hakkında bir değerlendirme yapılamadığı ancak BK'nın 49. ve diğer hükümlerine göre olayın oluş şekli, iltibas durumu ve tarafların ekonomik durumlarına göre uygun olan bir tazminatın hükmedilebileceği, davacı vekilinin 10.000,00 YTL'lik manevi tazminat isteminde kusur şartının gerçekleştiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacının S.. marka tescilli olmayan davaya konu saat tasarımına yönelik olarak davalının B.. marka saat tasarımı ile haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile davalının bu haksız rekabetinin men'ine, bu şekildeki kullanımının önlenmesine; davacının maddi tazminat talebine ilişkin talebinin kabulü ile davacı markasının tanınmışlığı, modellerinin türü, iltibas durumu tarafların ekonomik durumları, paranın satın alma gücü de değerlendirilerek BK'nın 50. maddesine göre talep edilen 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davacının manevi tazminat talebine ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, tescilsiz tasarıma vaki tecavüz nedeniyle haksız rekabete dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dava, dava dilekçesinde davacıya ait 8 adet ürün tasarımı bakımından davalı üretimlerinin haksız rekabet oluştuturduğu ileri sürülerek açılmış ise de; yargılama sırasında verilen 3.5.2014 tarihli delil dilekçesi ve celselerdeki sözlü beyanlar ile davaya endüstriyel tasarım tescil belgesi olmayan bir adet ürünle sınırlı olarak devam edilmesi talebinde bulunulmuş, tescilli 7 adet tasarım için fikri sınai haklar mahkemesinde ayrıca dava açılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davaya konu tasarımlar karşılaştırılarak raporda "Resim 2'de yer alan davalı saat tasarımı ile resim 5'te yer alan davacının tasarımı arasındaki kadran ve onun üzerindeki bütün öğeler bakımından önemli görsel farklılıklar bulunmaktadır. Taraflara ait ekranlar, renk, kontrast, ibreler, derecelendirme aralıkları, dakika işareti kalınlıkları, kronometre/takvim ölçekleri ve konumlarının ve marka logolarının farklı şekilleri taşıdıkları görünmektedir...Sonuç olarak, bu saatler model tipi olarak veya ürün kimlikleri yönünden benzememekte ancak birebir benzer klipsli metal zincirle saat gövdesine aynı bağlantı biçim ve detayı ile bağlanılarak üretilmiştir." şeklinde açıklama yapılmıştır. Buna rağmen mahkemece raporun sonuç kısmı gözetilerek davanın kabulüne ve haksız rekabetin tespitine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, davaya konu ürünler bakımından iltibas bulunup bulunmadığı, haksız rekabet koşullarının oluşup oluşmadığı ayrıca değerlendirilerek, gerekirse bu konuda ek rapor yada yeni bir rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.