MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 19/06/2014NUMARASI : 2010/524-2014/138Taraflar arasında görülen davada İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/06/2014 tarih ve 2010/524-2014/138 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin N.'te mukim bir şirket olduğunu, mısır slajı makinesi, balya makinesi, çöp römorkları, kar temizleme makineleri gibi çeşitli makinelerin üretim ve pazarlamasını yaptığını, bu ürünlerini tek yetkili satıcısı olan dava dışı T. Tar. Mak. San. Ve Tic. Ltd. Şti. aracılığıyla Türkiye'de de pazarladığını, davalının müvekkilince imal edip piyasaya sürülen O.MP2000 C. model mısır slajı makinesini birebir taklit edip TM 2050 ismi altında üretip sattığını, bu durumun haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek haksız rekabetin men ve ref'ine, haksız rekabete yol açan davalı tarafından üretilen makinelerin toplatılmasına, haksız rekabet teşkil eden makineleri üretmeye yarayan araçlara el konulmasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; müvekkilince üretilen ürünün davacı ürününden farklı olduğunu, haksız rekabet durumunun bulunmadığını, müvekkilince üretilen ürünün prototip olduğunu ve pazarlanmadığını, tazminat koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; somut olayda dava konusu malın hitap ettiği müşteri çevresinin tarımla uğraşan orta zeka düzeyindeki kişiler olduğu, bu kişilerin malın ayırt edici özelliklerinden ziyade malın dış görünümüne dikkat ettikleri, iltibasın varlığının değerlendirilmesinde detaylardaki farklılıkların değil benzer noktaların dikkate alınacağı, dava konusu makinelerin aynı işi yaptıkları benzerliğin teknik zorunluluktan kaynaklanmadığı, son bilirkişi raporu haricinde kalan raporlarda haksız rekabetin varlığının kabul edildiği, mahkemece ayrık görüş bildirilen son bilirkişi raporuna itibar edilmediği, davalı tarafından sadece bir ürünün imal edildiği, davacı tarafından sunulan belgelerle maddi zararının kanıtlanamadığı, haksız rekabete maruz kalan yararına manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalının ürettiği TM 2050 marka mısır slajı paketleme makinesinin davacının O.MP 2000 C. model makinesiyle iltibas oluşturması nedeniyle haksız rekabetin tespit ve men'ine, etkilerinin ortadan kaldırılması amacıyla davalı şirketçe üretilen haksız rekabete yol açan makinelerin toplatılmasına, bu makineleri üretmeye yol açan araçlara el konulmasına, makinelerin her türlü satışının yasaklanılmasına, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davacının maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, haksız rekabetin teispiti ve men'i, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.HMK'nın 266. maddesi uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilebilecektir. Aynı yasanın 281 ve 282. maddeleri uyarınca Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirebilmekle birlikte bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.Somut olayda; davacı vekilince müvekkilince üretilen slaj makinesinin davalı tarafından birebir taklit edilerek kendi markası altında üretilip satıldığı iddia edilmiş, mahkemece uyuşmazlığın çözümünün hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği kabul edilerek bilirkişi raporu alınması yoluna gidilmiştir. Mahkemece bu doğrultuda ilk etapta 8.2.2013 tarihli rapor ve 24.4.2013 tarihli ek rapor alınmış, bu raporlara yapılan itirazlar uyarınca yeni bir bilirkişi heyetinden 13.3.2013 havaleli rapor alınmıştır. Ne var ki alınan bilirkişi raporları yapılan tespitler ve sonuçları itibariyle birbirleriyle çelişki arz etmektedir. 6762 Sayılı TTK'nun 56. maddesi uyarınca, haksız rekabet aldatıcı hareket ve hüsnüniyet kaidelerine aykırı suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir. Aynı yasanın 57/5. fıkrasında haksız rekabet olarak kabul edilen eylemler; "başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek surette ad, unvan, marka gibi tanıtma vasıtalarını kullanmak" olarak belirtilmiştir. Davacı tarafından üretilen makinenin herhangi bir fikri çaba ve emeğe dayanmaması, herkes tarafından üretilmesi yani harcı alem nitelikte olması durumunda haksız rekabetten söz edilemez. Davacı tarafından patent veya faydalı model belgesinden kaynaklı fikri haklara dayanılmadığı gibi mahkemece alınan her iki raporda da dava konusu makinelerdeki benzerliklerin üretim tekniğinin getirdiği zorunluluklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı dava konusu makinenin herkes tarafından üretilen, yani harcı alem olup olmadığı hususlarında denetime elverişli bir değerlendirme bulunmamaktadır. Bu itibarla, mahkemece davacı tarafından üretilen makinenin harcı alem olup olmadığı, dava konusu makineler arasındaki benzerliklerin üretim tekniklerinin getirdiği zorunluluklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarını da irdeleyip ve dava dosyasında alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde, oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.