Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11052 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4368 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 31/10/2012NUMARASI : 2011/148-2012/473Taraflar arasında görülen davada Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/10/2012 tarih ve 2011/148-2012/473 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10/06/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. B. K. Ç. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili nezdinde sigortalı emtianın yurt dışına davalı tarafından taşındığını, hasarlı şekilde taşınması nedeniyle sigorta ettirene tazminat ödendiğini, rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, 22.946.03 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, eşyanın hasarsız ve eksik şekilde dava dışı alıcıya teslim edildiğini, hasar ve eksikliğin alıcı firmaya geçtiğinden müvekkilinin sorumlu olmadığını, iddianın hiçbir mesnedi ve kanıtı bulunmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davalı olan taşıyıcının taşıma belgelerine göre gönderen ve satıcı olan davacının sigortalısından aldığı yükü varma yeri olan Avusturya'da gönderilene hasarsız ve temiz olarak teslim ettiği, dolayısıyla CMR hükümlerine göre davalı taşıyıcıdan herhangi bir tazminat talep edilemeyeceği, her ne kadar davacının sigortalısı ve emtia sahibi, taşıma sırasında ve emtianın gümrüğe tesliminden önce hasarın meydana geldiği iddiasıyla sigortacısından talepte bulunarak tazminat almış ise de davaya konu edilen bu tazminat için davalının sorumlu tutulmasını gerektirecek herhangi bir mahkeme tespiti ya da ihbarın sözkonusu olmadığı, emtianın ise kayıtsız ve şartsız olarak teslim yerinde kabul edilmiş bulunduğu, dolayısıyla taşıma ilişkisinin ihtirazi kayıtsız tamamlanmış olmasıyla taşıyıcının emtia sahibine karşı sorumluluğunun sona erdiği, taşınan emtianın tesliminden yaklaşık 40 gün sonra yapılan ekspertiz incelemesi ile soyut beyana dayanarak hasarın taşıma sırasında oluştuğunu kabul etmenin mümkün bulunmadığı, zira gümrük belgeleri ile hiçbir taşıma belgesinde hasar oluştuğu ve ambalaj değişikliği yapıldığı konusunda bir bilginin bulunmadığı gerekçesiyle davanın karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, emtia taşıma sigorta poliçesi uyarınca ödenen tazminatın rucuan tahsili istemine ilişkindir.Davacı nezdinde taşıma rizikolarına karşı sigortalı vişne suyu konsantresi emtiasının Türkiye'den Avusturya'ya taşınması işinin davalı tarafından üstlenildiği, davacının hasarlı taşıma nedeniyle sigorta ettirene tazminat ödediği, rucuan tahsili için işbu davayı açtığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca, davalı taşıyıcının emtiayı alıcısına teslim ettiği, teslim belgesinde hasara ve kayba ilişkin bir kaydın konmadığı dosya kapsamıyla sabittir.Yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, hüküm doğru değerlendirmeler içermemektedir. Mahkemenin de kabul ettiği üzere, somut olaya CMR Konvansiyonu hükümleri uygulanacaktır. Anılan Konvansiyona göre de taşıyıcı, teslim aldığı emtiayı tam ve sağlam şekilde alıcısına teslim etmekle yükümlüdür. Somut olayda davacı, selefi sigorta ettiren taşıtanın meyve suyu emtiasını taşınmak üzere davalıya teslim ettiğini, gümrük işlemleri için İzmir'e varmadan taşımayı yapan aracın sürücüsünün sert fren yapması sonucu bir kısım emtianın hasarlandığını, durumun bildirilmesi sonucu hasarlanan emtianın yenilerinin yerine ikame edildiğini, gümrük işlemlerinin bu şekilde tamamlanarak alıcısına ulaştırıldığını ileri sürmüştür. Bu iddiasıyla ilgili olarak ekspertiz raporu, hasarlanan emtianın imhasına ilişkin tutanak ile yenilerinin Isparta'dan İzmir'e taşınmasına ilişkin belgeler ibraz etmiştir. Ayrıca, taşımayı yapan aracın sürücüsü H. Ö.'ın hasarın meydana geliş şekline ilişkin imzalı beyanını da dosyaya sunmuş olup, anılan belgede hasarın İzmir'e varmadan Nazilli İlçesi çıkışında ani fren yapmasına bağlı olduğu açıklanmıştır. Dava dışı taşımayı yapan aracın sürücüsü, davalının taşıma işinin yapılması bakımından temsilcisi konumunda olup, inkar edilmeyen imzalı beyanı bağlayıcı nitelik arz etmektedir. Esasen, davacının diğer sunduğu belgeler de emtianın ihtirazi kayıtsız şekilde davalıya taşınması için teslim edilmesi sonrası, fakat alıcıya teslim edilmeden önce kısmen hasarlandığı, hasarlanan kısmın yenilendiğini teyit eder niteliktedir.Bu durum karşısında, taşımanın CMR Konvansiyonuna tabi olduğu, davalının taşıyıcı bulunduğu, sigortalı emtianın tam ve sağlam şekilde kendisine teslim edildiği, taşıma sırasında kısmen hasarlandığı, hasarlanan kısmın alıcıya teslim edilmeden yenileriyle değiştirildiği, davalının yenilenen haliyle emtianın tamamını alıcısına teslim ettiği, yolda meydana gelen hasardan kural olarak sorumlu olduğu kabul edilip, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.