MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.07.2011 tarih ve 2010/103-2011/145 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 16. mal ve hizmet sınıfında tescilli "..." markası ile basılan ve ... genelinde satılan günlük gazetenin imtiyaz sahibi olduğunu, davalı şirket tarafından, müvekkili gazetesi ismi ve logosuyla ayırt edilemeyecek derecede benzer "..." adı altında gazete basılarak ... genelinde dağıtıldığını, davalı markasının müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek, müvekkili adına kayıtla markaya vaki tevacüzün durdurulmasını ve giderilmesini, şimdilik 1.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya konu markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benisenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı kullanımındaki "-li" ekinin kelimeleri anlam olarak uzaklaştırdığı, tarafların fiili kullanımlarının logolar ve sloganlar ile görünüm ve genel izlenim olarak farklılaştığı, ayırt ediciliği zayıf bir işaret olan "..." kelimesinden türeyen "..." ibaresinin bütün olarak yeterli ayırt ediciliğe sahip olduğu, ortalama bilgi ve dikkat düzeyindeki yerel gazete okuyucusunun gazeteleri karıştırmasının, işletmeler arasında idari, ticari, ekonomik bir bağlantı olduğunu düşünmesinin ihtimal dahilinde olmadığı, dava konusu eylemin marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı adına gazete emtiası için 1998/194435 sayı ile tescilli markanın asli unsuru "..." ibaresidir. Davalı tarafça haftalık olarak yayınlanan gazetenin adı ise "..." ibaresinden oluşmaktadır. Davacı markası tescilli olduğu müddetçe 556 Sayılı KHK hükümleri uyarınca korunacağından aynı KHK'nın 9/1-b bendi uyarınca ilişkilendirme ihtimali dahil olmak üzere iltibas tehlikesine yol açabilecek her türlü kullanım aynı KHK'nin 61 vd. maddeleri uyarınca davacının marka hakkına tecavüz oluşturur. Somut uyuşmazlıkta da davalı kullanımının öne çıkan baskın unsuru kırmızı puntolarla basılı "..." ibaresidir. Gazete emtiasının ortalama alıcısı nezdinde günlük ve haftalık olarak neşredilmekte olan gazetede adlarından oluşan dava konusu ibarelerin iltibas tehlikesi oluşturacak şekilde benzer olduklarının kabulü ile marka hakkına tecavüzün önlenmesine yönelik talebin kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.