MAHKEMESİ : İZMİR 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 05/02/2013NUMARASI : 2012/401-2013/59Taraflar arasında görülen davada İzmir 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05.02.2013 tarih ve 2012/401-2013/59 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı S..-A.. Nak. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin Nakliyat E.. Sigorta Poliçesi ile sigortaladığı emtianın S.. A.. A.Ş'nin asıl taşıyan, K.. D.. Uluslararası Taş. ve Tic. Ltd. Şti'nin alt taşıyan sıfatıyla davalılar tarafından taşındığını, emtianın tahliyesi esnasında hasarlı olduğunun tespit edilip buna ilişkin tutanak düzenlendiğini ileri sürerek sigortalıya ödenen 5.653,00 TL hasar tutarının 26.10.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı K.. D.. Uluslararası Taş. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşımanın müvekkiline ait araçla yapıldığını, yüklenen mallara araçta bir müdahalenin söz konusu olamayacağını, ekspertizin hasarın elleçleme esnasında meydana geldiğini belirttiğini, yükleme ve boşatma müvekkilince yapılmadığından bu esnada meydana gelen hasarda sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı S.. A.. Nakl. ve Tic. A.Ş. vekili, taşımanın fiilen diğer davalı tarafından yapıldığını, malların parsiyel olarak yüklendiğini, hasarın taşımanın hangi aşamasında meydana geldiğinin belli olmadığını, ambalajlamanın gönderen tarafından yapıldığını, CMR Konvansiyonu'na Göre sorumluluklarının sınırlı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın CMR Konvansiyonu hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, sigorta tazminatını dava dışı sigortalıya ödeyen davacının zarar sorumlusuna rücu davası açmakta hakkının bulunduğu, fiili ödeme tarihi itibariyle halefiyet hakkının doğduğu, CMR Konvansiyonu hükümlerine göre taşıyıcı S.. A.. Nakl. ve Tic. A.Ş'nin sorumlu olduğunu, CMR Sözleşmesi'nde taraf olmayan alt taşıyıcının ise davacıya karşı bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın davalı S.. A.. Nakliye ve Tic. A.Ş. yönünden kabulü ile 5.653,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı K.. D.. Uluslararası Taş ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ve davalı S.. A.. Nakl. ve Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir. 1-Dava CMR Sözleşmesi'ne dayalı olarak yapılan taşımada eşyada meydana gelen hasarın sigortalıya ödenmesi üzerine ödenen hasar bedelinin üst taşıyıcı ile fiili taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkin olup mahkemece fiili taşıyıcının CMR Sözleşmesi'nin tarafı olmadığından davacıya karşı sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle alt taşıyıcı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Ancak fiili taşımayı davalı alt taşıyıcı K...D. Uluslararası Nakl. Tur. Tic. Ltd. Şti'nin yaptığı uyuşmazlık dışı olup hasarın da bu davalının sorumluluğu esnasında meydana geldiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu itibarla fiili taşıyıcı K.. D.. Uluslararası Nakl. Tur. Tic. Ltd. Şti'ye pasif husumet düşmekte olup mahkemece aksi gerekçe ile bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.2-Davalı S.. A.. Nakliyat ve Tic. A.Ş'nin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, mümeyyiz davalı ile davacı arasındaki uyuşmazlık başkası hesabına yaptırılan mal sigortası nedeniyle sigortalıya ödeme yapan sigortacının sigorta ettirene rücu edebilip edemeyeceği, yani başkası hesabına sigorta ettirenin bu sigorta ilişkisinde üçüncü kişi sayılıp sayılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Sigortacının halefiyet dolayısı ile rücu akdin taraflarından birine karşı değil, üçüncü şahsa başvurabilme imkanı veren bir haktır. Başkası hesabına sigorta hukuki mahiyeti itibariyle üçüncü şahıs lehine sözleşmedir. Olay tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’da deniz sigortalarıyla ilgili olarak 1445 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.Kıyasen kara sigortalarında da uygulanan bu düzenlemelerden 6762 sayılı TTK'nın 1445/1. maddesinde sigorta sözleşmesinden kaynaklanan hakların sigortalıya ait olduğu bununla beraber poliçenin verilmesini ancak sigorta ettirenin isteyebileceği, sigorta ettirenin haklarını düzenleyen TTK'nın 1446/1. maddesinde ise sigorta ettirenin sigorta mukavelesinden sigortalı lehine doğan haklar üzerinde kendi namına tasarruf edebileceği, sigorta ettirenin poliçe elinde bulunduğu takdirde sigortalının muvafakati olmaksızın ödenecek paraları alabileceği öngörülmüştür. Bütün bu düzenlemeler başkası hesabına sigortada sigorta ettirenin sigorta sözleşmesine yabancı olmadığı ve sigortacının rücuunda üçüncü kişi sayılamayacağını göstermektedir.6762 sayılı TTK'nın 1301. maddesine göre sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer. Sigorta ettiren kimsenin vaki zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Burada üçüncü şahıs sigortalı ve sigorta ettiren dışındaki herkestir. Sigorta edilen menfaat gözönünde tutularak sigortalının zarara uğramasından sorumlu olan sigorta ettirene karşı sigortacının TTK'nın 1301. maddesinde öngörülen kanuni halefiyetten yararlanabileceği düşünülebilirse de üçüncü şahıs kavramı ele alındığında sigorta mukavelesini yapan ve primleri ödeyen sigorta ettirenin halefiyet konusunda üçüncü kişi sayılması mümkün değildir. (Bkz. Türkiyede Hususi Sigorta Hukuk I., Prof. Dr. Reyegan Kender Gözden Geçirilmiş 5.baskı Filiz Kitabevi İst.1995, sh.236) Yine sigorta ettiren sıfatı ile akdi yapan kişiyi, bu akit başkası menfaatine olsa dahi üçüncü şahıs haline getirmez. TTK'nın 1301. maddesine göre halefiyet dolayısı ile rücuu akdin taraflarından birine karşı değil üçüncü şahıslaradır. (Bkz. Doç. Dr. Nisim Franko Yargıtay Kararları Açısından Zararı Ödeyen Sigortacının Üçüncü Şahsa Karşı Rücu Hakkı konulu tebliğ Ticaret Hukuk ve Yargıtay Kararları Sempozyumu Bildiriler Tartışmalar Ankara 25-26. Mart.1988 sh.53) TTK'nın 1301. maddesinde açıkça sigorta bedelini ödeyen sigortacının "sigorta ettiren" kimse yerine geçeceği belirtilmiş olup sigorta ettirenin sigortacının rücuu hakkı bakımından üçüncü kişi sayılması olanağı yoktur.Somut olayda, dava dışı eşya maliki hesabına Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigorta ettiren davalı S.. A.. Nakliyat ve Tic. A.Ş'nin, sigortalıya ödeme yapan davacı sigorta şirketinin ödediği sigorta bedeli bakımından sorumluluğu söz konusu olamayacağından, davanın anılan davalı yönünden reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın sigorta ettiren davalı yönünden kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle de mümeyyiz davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı S.. A.. Nakliyat ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacıya ve davalı S..-A.. Nak. ve Tic. A.Ş'ye iadesine, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.