Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10937 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4566 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SEYDİŞEHİR SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/02/2013NUMARASI : 2013/42-2013/102Taraflar arasında görülen davada Seydişehir Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/02/2013 tarih ve 2013/42-2013/102 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı sigorta şirketine kızı F. F. E.'ı 2005 yılı Ağustos ayında sigorta ettirdiğini, poliçelerin ve sigorta sözleşmesinin bu esnada müvekkiline verilmediğini, prim ödemeleri bir dönem kredi kartından çekilmişse de, müvekkilinin kullandığı kredi kartının son kullanma tarihinin geçmesi nedeniyle prim ödemelerinin yapılamadığını, iş yoğunluğu nedeniyle müvekkilinin bunu unuttuğunu, iki adet poliçenin birikmiş olan parasının iadesi için 17.02.2009 tarihli dilekçe ile davalı şirkete yaptığı başvurunun, 21.01.2007 tarihinden itibaren primin ödenmemesi nedeniyle 30.03.2007 tarih itibarıyla hayat sigortası poliçelerinin iptal edildiği, iptal tarihinden itibaren 6 ay geçtiği için canlandırılamayacağı ve sözleşmenin feshedildiği gerekçesiyle kabul edilmediğini, ancak müvekkiline usulünce bir bildirim yapılmadığını ileri sürerek, feshin, iptalin öğrenildiği tarih olan 03.06.2009 tarihinden itibaren hüküm oluşturduğunun tespiti ile poliçelerin tekrar yürürlüğe konulması yönündeki taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, ödenmeyen prim tutarlarının ödenmesi için davacıya ihtar yazılarının gönderilmesine rağmen davacı tarafça ödemenin yapılmadığını, poliçelerin iptalinden iki yıl sonra poliçelerin yeniden canlandırılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 31.8.2005 tanzim tarihli hayat sigortası sözleşmesi yapıldığı, davacının 21.12.2006 tarihine kadar primlerini düzenli olarak ödediği, bu tarih sonrasında ödeme yapılmaması nedeniyle davalı tarafından sözleşmenin feshedildiği ancak sözleşmenin feshine dair davacıya usulüne uygun şekilde ihtarat yapılmaması nedeniyle feshin geçerli olmadığı gerekçesiyle 3.6.2009 tarihinden itibaren sözleşmenin feshinin hüküm doğurduğunun tespitine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı A. Sağlık ve Hayat Sigorta A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı vekili dava dilekçesinde, poliçenin tekrar yürürlüğe konulması yönünde taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesi isteminde de bulunmuştur. Mahkemece, tespit edilen durum, davaya konu sigorta poliçesi ve Hayat Sigortaları Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılarak davacının bu yöndeki talebi hakkında bir karar vermek gerekirken bu yönde olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın temyiz davacı yararına bozulmasına, temyiz harcı davalıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.