Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10908 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3701 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2013/84-2013/524Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/12/2013 tarih ve 2013/84-2013/524 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı firma arasında taşımadan kaynaklı ticari ilişki olduğunu, bu ilişkiden dolayı müvekkili şirketce 3. kişilerin mallarının taşınması işini davalı firmaya sözleşmeye dayalı olarak verdiğini, davalı şirkete ait ... plakalı aracın belirlenen tarihte malları teslim etmediğini, bundan dolayı taşımayı yaptıran S. A.Ş.'nin 21/11/2011 tarihinde 293910 sıra numaralı reklamasyon faturası düzenleyip müvekkil şirkete gönderdiğini, müvekkili şirketin de fatura bedelini davalıya 24/11/2011 tarihli fatura düzenleyerek gönderdiğini, ancak faturaya dair herhangi bir ödeme yapılmadığını, borca ilişkin olarak İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü'nün (Kadıköy 2. İcra Müdürlüğü) 2012/3663 Esas sayılı dosyası ile 3.873,52 TL için icra takibi başlatıldığını, diğer kalan borç miktarı olan 3.961,24 TL için de İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğü'nün (Kadıköy 8. İcra Müdürlüğü) 2012/22048 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, ileri sürerek itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl ve birleşen davada davalı vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, CMR Konvansiyonu 30. madde uyarınca müvekkiline ihbarda bulunulmadığını, müvekkili şirketin uluslararası taşıma ve nakliye işi ile uğraştığını, davacı şirket ile alt taşımacı olarak dava dışı S. Alüminyum A.Ş.'ye ait yüklerin taşınması konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, üretici firma tarafından yüklemenin geç yapıldığını, savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl ve birleşen davada davacı tarafın taşımadaki gecikme nedeni ile somut zarara uğradığını ve bu durumun CMR 30/3. maddesi hükümlerine göre usulüne uygun şekilde davacıya bildirildiğini kanıtlayamadığı ve davacının kendisine yansıtılan kesinti tutarı ile ilgili talebini bu kesintinin haksızlığını gerekçe göstererek kesinti yapan dava dışı gönderene yöneltmesi gerekirken bu tutarın kendi alt taşıyıcısından tahsili istemi ile icra takibi yapmasının her hangi bir hukuki dayanağı bulunmadığı, gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasındaki taşıma ilişkisine uygulanacak olan CMR'nin 30/3. maddesine göre eşyanın teslimindeki gecikmenin yazılı olarak ihbarı şarttır. Ancak, taşımacı gecikmeyi bir tutanak ile teyit etmiş ise veya ihbar süresinde dava açılmış veya teslimdeki gecikmenin taşımacı tarafından ikrar edildiğinde ihbara gerek yoktur. Bu durumda, somut olayda ikrarın varlığı gözetilerek mahkemece uygun bir tazminata hükmedilmek gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.