Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10857 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9597 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 23/09/2014NUMARASI : 2014/1131-2014/297Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/09/2014 tarih ve 2014/1131-2014/297 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili tarafından emtia blok abonman sigorta poliçesi ile sigortalanan dava dışı O. R. Otom. Fab. A.Ş'ne ait oto yedek parça emtiasının F.'dan B.'ya nakliyesi işleminin davalı tarafından üstlenildiğini, emtiaların 11/09/2008 tarihli CMR tahtında davalı firmaya ait araca yüklendiğini, aracın 13/09/2008 tarihinde İtalya sınırları içinde sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu devrilmesi suretiyle gerçekleşen tek taraflı trafik kazası nedeniyle, taşıma konusu emtianın tamamının hasarlandığını, müvekkili tarafından sigortalısına hasar tazminatının ödendiğini ve müvekkilinin sigortalının haklarına halef olduğunu, davalıya müracaatta bulunulmasına rağmen sonuç alınamadığını ileri sürerek, 78.219,48 Euro'nun ödeme tarihi olan 19/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek bankaların 1 yıl vadeli döviz hesabına uyguladığı en yüksek döviz faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunmuş, usulüne uygun hasar ihbarının yapılmadığını, CMR'nin 17/2 maddesi uyarınca müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kaldı ki sorumlu tutulacak ise, CMR'nin 23. maddesi uyarıca hesaplama yapılması gerektiğini, faiz talebinin de yerinde olmayıp, CMR'nin 27. maddesine göre talep edilecek faiz oranının yıllık %5'i geçmeyecek şekilde olması ve faiz başlangıcının da isteğin yazılı olarak taşımacıya gönderilmesi tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın CMR'nin 32. m. uyarınca 1 yıllık zaman aşımı süresi içinde açıldığı, hasarın meydana gelmesine sebep olan trafik kazasında araç sürücüsünün asli kusurlu olup, bu kusurun aynı zamanda taşıyıcının kusuru hükmünde bulunduğu, dolayısıyla davalı taşıyıcının kendisini sorumluluktan kurtarabilecek beyyinelerden istifade etmesinin mümkün olmadığı, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalının taşıma sorumluluğunu üstlendiği yükü teslim aldığı hali ile alıcısının emrine teslim edememiş olduğundan CMR'nin 30/1 m. uyarınca durumun taşıyıcıya ayrıca ihbarına gerek olmadığı, CMR'nin 23/1 m. ile taşıyıcı yükün kısmen veya tamamen kaybından dolayı yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre tazminat ödemekle sorumlu tutulmuş olup, aynı maddenin 3. fıkrası ile tazminat miktarının eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 SDR'yi aşamayacağı, CMR'nin 24. maddesinde ise, taşıyıcıya taşınan malın kıymetinin beyan edilmesi halinde beyan edilen değerin bu sınırın yerine geçeceğinin kabul edildiği, davalıya taşımayı üstlendiği malın değerinin 53.343,00 Euro olarak bildirildiği, dolayısıyla taşıyıcının mesuliyetinin tespitinde SDR hesabı yapılmasına gerek olmadığı, bu nedenle davacının sigortalısı konumundaki şirketin davalı taşıyıcı karşısında hasardan kaynaklanan alacağının gönderici tarafından taşıyıcıya beyan edilen yükün kıymeti olan 53.343,00 Euro ile sınırlı olacağı ve kalan miktardan gönderenin sorumlu olacağı, hasarlı oto yedek parçalarının %50 değer kaybı ile dava dışı sigortalının uhdesinde kaldığı da sabit olup, %50 sovdaj ve hasar başına 10.000,00 Euro tenzili muafiyet miktarı düşüldüğünde davacının talep edebileceği miktarın 17.171,50 Euro olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 17.171,50 Euro'nun dava tarihinden itibaren işleyecek %5 oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, uluslararası taşıma sözleşmesi nedeniyle davalı taşıyıcı aleyhine açılan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece tır karnesinde gösterilen mal bedelinin taraflarca kararlaştırılmış bedel olduğu ve CMR'nin 24. maddesi gereğince bu bedele hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, başka bir hesaplama yapılmaksızın bu meblağ hüküm altına alınmıştır. Ancak, CMR'nin 23. maddesinde azami sorumluluk miktarı gösterilmiş, 24. maddede de üst sınırın anlaşma ile yükseltilmesi halinde beyan edilen değerin üst sınırın yerine geçeceği düzenlenmiştir. CMR'nin 24. maddesinde '' Gönderici, anlaşmaya varılacak belirli bir ücret karşıılığında, sevk mektubunda 23. maddenin 3'üncü paragrafında belirtilen sınırı geçen bir değer beyan edebilir; bu takdirde, beyan edilen değer, bu sınırın yerini alır.'' hükmü düzenlenmiştir. Anılan durumda, evvelemirde davacının CMR'nin 23/3 maddesine göre talep edebileceği azami miktar bulunmalı, eğer sevk mektubunda taşıma ücretine ek belirli bir ücret ödenmesi karşılığında CMR'nin 23/3 maddesinde belirtilen üst sınırı geçen bir değer beyan edilmiş ise ancak bu takdirde beyan edilen değerin hüküm altına alınabileceği göz önünde tutulmalıdır. Bu itibarla, mahkemece 23/3'e göre talep edilebilecek miktar bulunup, bundan sonra 24. maddede belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden değerlendirme yapılarak bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.