MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 04/06/2014NUMARASI : 2011/101-2014/124Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04.06.2014 tarih ve 2011/101-2014/124 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; davalı ile 01/12/2006 tarihinde akdedilen 21/12/2006-21/12/2007 tarihleri arasında geçerli olan sözleşme ile üstlendiği taşıma işini yerine getirdiğini, sözleşmenin 9. maddesi gereğince teminat olarak verilen A. Bank A.Şubesi'nden alınan 57.176,00 YTL bedelli süresiz kesin teminat mektubunun iade edilmesi gerektiğini, ancak davalının yazılı taleplere rağmen iade yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek, 29/11/2006 tarihli 57.176,00 YTL bedelli teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitine, tespit anına kadar geçecek süre için doğabilecek devre komisyon ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı tarafından A.-K. limanından İstanbul sigara fabrikasına tütün nakliyesi işinin sözleşme kapsamında gerçekleştirildiğini, ancak konteynerlerin boşaltılması esnasında tabanda ıslaklık tespit edildiğini, tütün emtiasının kullanılamaz hale geldiğini, işbu hasar nedeniyle konteynerin sahibi ve deniz taşımacılık işlemini yapan A. Denizcilik A.Ş.'ye ve sigorta şirketine tazminat davası açıldığını, idarenin zararının 161.256,00 YTL olduğunu, davacı firmanın tütünlerin hasarlanmasında sorumluluğunun sözkonusu olabileceğinden teminatın iadesi talebinin kabul edilmediğini, teminat mektubu veren kişinin riskin tamamen ortadan kalktığını, borçlarını ödediğini, edimleri ifa ettiğini kanıtlamadıkça teminatın nakde çevrilmesine mani olamayacağını, dolayısıyla bu aşamada teminat mektubunun iadesine olanak bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının oluşan zararının tazmini istemiyle İstanbul 51. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açtığı davada D.. A..'nin taraf olarak yeralmadığı, yapılan yargılama neticesinde dava konusu emtiada oluşan ıslanmanın deniz taşıması sırasında meydana gelmediği gerekçesi ile taşıyıcı A. Denizcilik Nakliyat A.Ş.'nin sorumlu olmadığına, mal bedelinden kaynaklanan zararın sigorta şirketinden tazminine karar verilerek kararın kesinleştiği, mahkeme kararıyla hüküm altına alınan zararın sorumluları arasında davacı şirketin bulunmadığı, ayrıca TTK'nın 1067. maddesinde düzenlenen "malların tesliminden veya teslim edilmiş olmaları icap eden tarihten 1 yıl içinde mahkemeye müracaat edilmediği takdirde, taşıyan aleyhine malların zayi veya hasarından dolayı her türlü mesuliyet davası hakkı düşer." hükmü dikkate alındığında davacının sözkonusu zarardan dolayı hakkında dava yoluna gidilemeyeceği, öte yandan davacının Tekel İdaresi ile yapmış olduğu sözleşme ile yükümlendiği edimlerini yerine getirmediği konusunda davalı yanın herhangi bir yazılı bildirimi bulunmadığı gibi dosyaya da bu yönde bir delil sunulmadığı, sözleşme süresi sonunda teminat mektubunun tazmini talep edilmediğinden, sözleşme süresi sonunda teminat mektubunun hükümsüz hale geldiği, davacının mektubun iade edilmesi aksi halde sözleşme süresinden sonra ödenen komisyonlar için kendisine rücu edileceği yönünde davalıya keşide edilmiş bir ihtarnamesinin bulunmadığı, bu nedenle dava tarihinden önce ödenen komisyonların davalıdan istenemeyeceği, dava tarihinden sonra ödemiş olduğu komisyon tutarlarını ayrı bir dava ile talep edebileceği gerekçesiyle dava konusu ABank tarafından düzenlenen 29/11/2006 tarihli 936MZ00580 nolu 57.176 YTL bedelli kesin teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitine, komisyon ücretine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davacı dava dilekçesinde, teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitini, tespit anına kadar geçeçek süre içinde doğabilecek devre komisyon ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiş; mahkemece yazılı gerekçeyle komisyon ücretine ilişkin davacı talebi reddedilmiştir. Ancak dava dilekçesinde davacının devre komisyon ücretlerine ilişkin talebi açık olmayıp, mahkemece, davacının talebinin açıklattırılarak dava tarihinden önce ödediği devre komisyon ücretlerini de talep edip etmediğinin ve talep halinde dava tarihine kadar talep ettiği miktarın sorulup açıklattırılması, harcın buna göre tamamlattırılması ve dava tarihine kadarki komisyon ücretleri bakımından yargılamanın bundan sonra yapılması gerekirken, yazılı gerekçelerle bu talebin reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.3- Davacının, teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti istemi yönünden davanın kabulüne karar verildiğinden, nisbi karar ve ilam harcı ile davacı vekili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu karar ve ilam harcı ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.