Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1080 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 972 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/02/2011 tarih ve 2008/236-2011/91 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... şirketi vekili ve davalı ... şirketi vekili ile davalı ... şirketi vekili tarafından ayrı ayrı istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalılardan ... arasında akdedilen 06.07.2007 tarihli ... sözleşmesi kapsamında müvekkiline teslim edilen cihazın arızalı ve bozuk olarak teslim edildiğini, cihazın tamir edilmek amacıyla yurtdışına gönderildiğini, gümrük masrafları, tamir ücreti vs. tüm giderlerin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, ... şirketinin cihazın ithalatını yapmak üzere davalı ... ile anlaştığını, cihazın gümrük işlemlerinin tamamlanmasından sonra diğer davalı ... şirketi aracılığı ile müvekkili şirket adresine teslim edildiğini, cihazın ...'dan ...'ya taşınması işinin davalı ... şirketi tarafından nakliyat sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alındığını, davalıların gerekli özeni göstermemeleri sebebiyle cihazın hasarlandığını belirterek şimdilik 11.793,30 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... ... vekili, ... Kanunu ve taraflar arasındaki sözleşmenin ilgili maddeleri kapsamında sözleşmenin akdedilmesiyle birlikte tüm sorumluluğun davacıya geçtiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, müvekkiline sigorta poliçesinde belirtildiği şekilde herhangi bir ihbarın yapılmadığını, hasarın poliçede teminat dışı bırakılan hallerden biri sebebiyle meydana gelmiş olması halinde müvekkilinden talepte bulunulamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, kargonun teslim alındığı şekilde alıcısına teslim edildiğini, teslim sırasında herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmediğini, usulüne uygun olarak yapılmış bir hasar ihbarının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu cihazın 18.12.2007 tarihinde davacıya teslim edildiği, makinenin ayıplı olması sebebiyle 19.12.2007 tarihinde davalılara ihtarname gönderildiği, cihazın ... sözleşmesinin başlamasından önce hasarlandığı, hasar ve ziyanın kiracıya ait olduğuna ilişkin savunmaya itibar edilemeyeceği, hasarın yanlış paketleme, istifleme veya yüklemeden kaynaklandığı hususunun ispatlanamadığı, davalı ... şirketinin ve taşıma sırasında meydana gelen ziyaa ve hasar dolayısıyla taşıyıcının sorumlu olduğu, davalı ... şirketinin dava konusu cihazın davacıya sevkini sağlamakla yükümlü olup, bu amaçla cihazı davalı ... şirketine teslim ettiği, hasarın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, cihazın tamir vb. işlemler dolayısıyla değer kaybına uğramadığı gerekçesiyle, davalı ... ... aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı ... şirketi vekili, davalı ... şirketi vekili ve davalı ... şirketi vekili ayrı ayrı temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi-belgelere ve mahkemenin gerekçeli karar başlığında davacı şirketin unvanında yer alan gerçek kişi isimlerinin ayrı sıra numarası verilerek davacı gibi gösterilmiş olması, maddi hataya ilişkin olup mahallinde her zaman düzeltilebilecek nitelikte görülmesine göre, davalı vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, ... sözleşmesine konu cihazın davalı ... şirketi tarafından gerçekleştirilen karayolu taşıması sırasında hasar gördüğü iddiasına dayalı olarak açılmış bir tazminat davasıdır. Konuyla ilgili TTK’nun 788/1. maddesi, “Eşyanın kayıtsız ve şartsız kabulü, taşıyıcı aleyhine açılacak dava hakkını düşürür. Bununla beraber taşınan eşyanın kabulünden önce hasar veya noksanı mahkemece tayin edilen bilirkişi marifetiyle tesbit ettirilmiş ise gönderilenin taşıyıcıya karşı dava hakkı düşmez.” hükmünü içermektedir. Dava dilekçesinde de beyan ve ikrar edildiği üzere, taşınan eşyadaki hasar haricen belirgindir ve bu nedenle kabul sırasında eşyadaki hasarın anlaşılmasının mümkün olmadığı ileri sürülemez. Keza, teslim anında malın hasarlı olduğuna ilişkin herhangi bir ihtirazı kayıt konulmaksızın eşyanın teslim alındığı, dosyadaki tesellüm makbuzu ile kanıtlanmıştır. Bu durumda, davacının, eşyanın kabulünden sonra taşınan eşyadaki hasarı bilirkişi marifetiyle tespit ettirmiş olmasının taşıyıcı aleyhine hukuksal sonuç doğurması söz konusu olamaz. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda, konuyla ilgili ispat yükü ters çevrilerek taşıyıcının ağır kusuru nedeniyle dava hakkının düşmüş sayılamayacağından söz edilmekte ise de, taşıyıcının hangi somut nedenlerle ağır kusurlu olduğu açıklanmış değildir. Taşıyıcının ağır kusurlu sayılabilmesi, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, kasta yaklaşan bir kusur halini ifade etmekte olup somut olay bakımından davalı taşıyıcının bu nitelikte bir kusurunun varlığı iddia ve ispat edilmiş değildir. Bu durumda, mahkemece de benimsenen bilirkişi raporundaki görüşün aksine, davacının taşıyıcı davalıya karşı dava hakkının düştüğünün kabulü gerekir. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözetildiğinde, davacının davalı taşıma şirketine karşı olan dava hakkının varlığından söz edilemeyeceği gibi, yine bu olgulara dayalı olarak davalı ... şirketinin de davacıya karşı bir sorumluluğunun bulunmadığı ortadadır.Öte yandan, aynı maddi ve hukuku olgular çerçevesinde aksi davacı yanca ispatlanamadığından ... Kanunu’nun 14. maddesi çerçevesinde kiracıya hasarsız olarak teslim edildiğinin kabulü zorunlu olan ... konusu maldaki varlığı ileri sürülen hasardan davacı kiracının sorumlu olması nedeniyle davalı ... şirketine yöneltilen davanın da yasal dayanağı bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle, mümeyyiz davalılar aleyhine açılan davanın ayrı ayrı reddine karar verilmek gerekirken, yetersiz bilirkişi incelemesine dayalı olarak yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi yerinde olmamış, mümeyyiz davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davalılar ..., ... ve ... ... yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının yukarıda adı geçen mümeyyiz davalılar lehine BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 04/03/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.