MAHKEMESİ : İZMİR(KAPATILAN) 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 05/12/2013NUMARASI : 2013/31-2013/302Taraflar arasında görülen davada İzmir(Kapatılan) 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/12/2013 tarih ve 2013/31-2013/302 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20/10/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. H.. E.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirketin bitişik parsellerde gemi söküm işi ile iştigal ettiklerini, davalıya ait "G. K" isimli geminin, müvekkilinin parseline tecavüz teşkil edecek biçimde baştankara edildiğini, bu nedenle kendisine ait gemi söküm alanı kullanamaz hale gelen müvekkilinin sökeceği gemileri de kıyıya yanaştıramadığını, bu nedenle işini yapamayan müvekkilinin kira kaybına da uğradığını ileri sürerek, 20.000 TL maddi zararın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının adını verdiği geminin müvekkiline ait olmadığını, söz konusu geminin müvekkilince baştankara edilmesi nedeniyle davacının herhangi bir zarar görmediğini, kar mahrumiyeti iddiasının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, "G. K" isimli geminin kıyıya yanaştırıldığı tarih itibarı ile davalıya ait olduğu, söz konusu geminin davalı tarafça baştankara edilmesi sırasında davacıya ait parsellere kısmen tecavüzde bulunulduğu, ancak bu durumun davacının kendisine ait parsellere gemi yanaştırmasına ve herhangi bir gemisinin baştankara edilmesine engel olmadığı, bu haliyle davacının herhangi bir zararının doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, davalıya ait geminin, davalının kullanımındaki parsele tecavüz teşkil edecek biçimde baştankara edilmesi nedeniyle haksız işgal tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalıya ait G. K isimli geminin baştankara edilmesi sırasında müvekkilinin kullanımındaki parsele tecavüz ettiğini ileri sürerek, kazanç kaybı, olmadığı takdirde kira kaybı olarak 20.000 TL maddi tazminatın tahsilini istemiş, mahkemece de, davalıya ait geminin, davacının kullanımındaki parsellere kısmen tecavüz teşkil edecek biçimde sökümünün gerçekleştirildiği ancak bu durumun davacının kendisine ait parsellere gemi yanaştırmasına engel olmadığı, davacının söz konusu tecavüz nedeniyle bir zararının doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin kiraya benzetilemeyeceği, haksız bir eylem sayılması gerektiği, zilyedin faydalanmasından doğan bir istem olduğu vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklindeki olumlu zarar, kullanmadan doğan olumlu zarar, malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nın 25.02.2004 gün ve 2004/1-120E., 2004/96 K. sayılı kararı) Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; Davalı tarafından davacının taşınmazına tecavüz teşkil edecek biçimde geminin baştankara edildiği dosya kapsamı ile sabit olup esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Öte yandan, mahkemenin kabulünün aksine replik dilekçesi ile dava dilekçesindeki talep değiştirilerek sadece kira kaybı talep edilmediği gibi bu husus sonucu da etkili olmayıp ancak tazminat miktarının tespitinde değerlendirme konusu yapılabilir. O halde mahkemece, davacı tarafın, satın aldığını ileri sürdüğü bir takım gemileri davaya konu tecavüz nedeniyle taşınmazına yanaştıramadığı ve bu nedenle zarara uğradığı iddiası üzerinde de durularak bu yönde inceleme yapılması ve davalının haksız eylemi nedeniyle davacının her halükarda bir zararının doğduğunun kabulü ile davacının uğradığı zararın yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde tespit edilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.