MAHKEMESİ : ... TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/11/2014 tarih ve 2014/825-2014/280 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin ... Noterliğinin 28.2.2000 tarihli sözleşmesi uyarınca davalının acentesi olduğunu, davalının 26.9.2009 tarihinde haklı neden bulunmaksızın tek taraflı olarak acentelik sözleşmesini feshettiğini, fesih sonrasında müvekkilinin komisyon alacaklarını ödemediğini, sözleşmenin devamı sırasında hukuki dayanağı bulunmaksızın müvekkilinin komisyon alacaklarından % 12 oranında müdür kesintisi ve % 8 oranında telefon kesintisi yaptığını, sözleşmenin feshi nedeniyle müvekkilinin portföy tazminatı alacağının bulunduğunu ileri sürerek komisyon alacağı olarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak koşuluyla şimdilik; 5.000,00 TL komisyon alacağı, 35.000,00 TL portföy tazminatı, komisyon alacaklarında yapılan usulsüz kesintiler nedeniyle 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında düzenlenen acentelik sözleşmesi hükümleri uyarınca davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının ... adlı sigortalı hakkında sahte imza ile başvuru formu düzenlediğini, bu olayların sözleşmenin feshine haklı sebep teşkil ettiğini, sözleşme uyarınca davacının müvekkiline olan borçlarının komisyon alacağından tahsil edildiğini, bunun haricinde davacının muaccel hale gelen komisyon alacağı bulunmadığını, muaccel hale gelen alacakların davacının banka hesabına ödendiğini, müvekkilince davacının komisyon alacaklarından telefon kesintisi adı altında bir kesintinin yapıldığı iddiasının yersiz olduğunu, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca şirket müdürleri için kesinti yapıldığını, davalının yapılan bu kesintileri bilmesine rağmen dava tarihine kadar itiraz etmeyip acentelik sözleşmesini sürdürdüğünü, kaldı ki sözleşme uyarınca yapılan kesintide hukuka aykırılık bulunmadığını, sözleşmenin haklı nedenle feshi dolayısıyla davacının portföy tazminatı hakkının düştüğünü, davacının portföyü sayesinde müvekkilinin önemli bir menfaat elde etme durumunun da söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; alınan bilirkişi raporu uyarınca davacının acentelik sözleşmesinde yer alan performans koşullarını ihlal etmediği, davalı savunmasında yer alan sigortalı ... adına düzenlenen başvuru formunda yer alan imzanın sahte olduğuna ilişkin sigortalı yazılı beyanı veya bu hususta düzenlenmiş resmi belgeye rastlanılmadığı davalı vekilince sunulan yazışmaların içeriğinden başvuru formunun sigortalı tarafından imzalandığı, sigortalının kendi kredi kartından prim tahsiline onay verdiğinin anlaşıldığı, bu doğrultuda acentelik sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanmadığı, davacı acentenin komisyon alacağından yapılan % 12 oranındaki kesintinin sözleşmeye aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 6.324,86 TL müdür komisyonu kesintisi, 5.888,26 TL portföy tazminatı olmak üzere toplam 12.213,12 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. ./..Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava; acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle portföy tazminatı ve komisyon ücretlerinden yapılan kesintilerin tahsili istemine ilişkin olup mahkemece yapılan yargılama neticesinde yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak; dava1ı vekilince, davacının komisyon alacaklarından yapılan kesintinin acentelik sözleşmesi hükümlerine uygun olduğu, davacının yapılan kesintilere uzun süre itiraz etmeyip muvafakat verdiği belirtilerek bu talep yönünden de davanın reddine karar verilmesi istenmiştir. Dosya içerisinde mevcut 28.2.2000 tarihli acentelik sözleşmesinin Komisyon Cetveli başlıklı bölümünün (a) bendinde; "Acente tarafından temin edilen teklifnameler ile ilgil olarak Acentenin alacağı komisyon anlaşmadaki (Genel Şartlar ve komisyon cetveli dahil) hükümlere ve Şirketçe kabul edilen şartlara uygun olarak hesaplanacaktır." denilmektedir. Öte yandan 10.9.2008 tarihi itibariyle yürürlüğe giren mülga Sigorta Acenteleri Yönetmeliği'nin 13. maddesinde; "Sigorta branşları itibarıyla uygulanacak komisyonlar, sigorta şirketleri ve acenteleri arasında serbestçe belirlenir. Ancak, komisyonlara ilişkin olarak ilgili mevzuatında özel hükümler bulunan sigortalarda kendi hükümleri geçerlidir. Sigorta şirketleri ile acenteler arasında yapılacak acentelik sözleşmelerinde komisyonun genel çerçevesi belirlenir. Sözleşmede belirlenmemiş bulunan komisyon ve ek komisyonlar ile ilgili esaslar ise sigorta şirketlerince acentelere duyurulur." hükmü yer almaktadır. Somut olayda; gerek sözleşme, gerekse belirtilen yönetmelik hükümleri nazara alındığında; taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesinde komisyon ücretinin genel çerçevesinin belirlendiği, sözleşmede belirlenmeyen hususların davalı tarafından belirlenip davacıya bildirildiği anlaşılmaktadır. Bu şekilde belirlenip müdür kesintisi adı altında ve % 12 oranında yapılan kesintiye davacı tarafından uzun süre sessiz kalınmış ve davalıyla cari hesap mutabakatları yapmıştır. Bu durum karşısında; davacının komisyon alacaklarından yapılan kesintilerin acentelik sözleşmesi hükümlerine uygun olduğu gözetilerek bu talebe ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.