Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10695 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8234 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ... TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/03/2014 tarih ve 2009/505-2014/145 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin donatanı olduğu ... isimli gemiyle ...'in ...'ndan ...ı'na ... nolu konişmentoya tabi olarak taşınan konteynere havi yükün gemiden tahliye edildiğini, davalı şirketin yüke ilişkin ordinoyu 3.9.2008 tarihinde teslim aldığını, demuraj ücretine tabi olmayan ilk yedi günlük süre sonunda oluşan demurajın bir kısmını da ödediğini, ancak bu ödemeler sonrasında yükün bulunduğu konteynerin tahliye edilmemesi nedeniyle demuraj ücretinin oluşmaya devam ettiğini, davalı şirketin ordinoyu teslim almasına rağmen konteyneri tahliye etmemesi nedeniyle 362 günlük demuraj alacağının bulunduğunu ileri sürerek toplam 13.610,00 USD'lik demuraj alacağından fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla şimdilik 2.000,00 USD 'nin karşılığı Türk Lirası bedelinin en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davaya cevap vermeyip, duruşmalara iştirak etmemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dosya içerisinde yer alan belgelerden davacının taşıyan davalının ise gönderilen olduğu, demuraj ücretinin sorumlusu taşıtan olmakla birlikte gönderilenin sorumlu tutulabilmesi için gönderilenin malı teslim alması ve taşıma sözleşmesinde buna ilişkin sorumluluğun kararlaştırılmış olmasının gerektiği, somut olayda konişmentoda demuraj ücretine ilişkin kaydın bulunmadığı, navlun sözleşmesinin ve emtianın alımına ilişkin bir faturanın da ibraz edilmediği, TTK'nın 1110. maddesi gereğince davacı ve davalı arasındaki ilişkiye konişmento hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, bir kısım demuraj ücretinin davalı tarafından ödendiği belirtilmiş ise de buna ilişkin dekontun ibraz edilmediği, davalının taşınan malı teslim almadığı, davacı defter kayıtlarında yer alan 629.12 TL tutarlı ödemenin liman masrafı mı demuraj ücreti mi olduğunun belirlenemediği, taraflar arasında demuraj ücretine ilişkin mutabakatın da ispatlanamadığı, davacı tarafından ordinonun teslim edilmiş olmasının da davalının alacak nedeniyle sorumluluğunun doğmasına yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava; demuraj ücretinden kaynaklı alacak istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki belgelerden; taşınan malların 17.8.2008 tarihinde ...'na ulaşılacağı, standart konteyner için ilk yedi günün demuraj ücretine tabi olmayacağı bilgisinin ... no'lu telefona gönderilen faks mesajıyla bildirildiği, ...'nün 8.11.2012 tarihli yazısı ve 6.12.2007 tarihli davalı tarafından düzenlenen vekaletnameden faks bildiriminde bulunulan numaranın davalıya ait olduğu, davalı tarafından yetkilendirilen ... isimli şahsa 3.9.2008 tarihinde yüke ilişkin ordinonun teslim edildiği, davalı adına aynı tarihli ... ve ... sıra nolu faturaların düzenlendiği, taşınan mallar nedeniyle 21.10.2008 tarihinde ...ne Gümrük Beyannamesi sunulduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda sıra nosu belirtilen faturalardan ... sıra nolu faturada 183,39 TL konteyner demuraj ücretinin de davalıya fatura edildiği, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde her iki fatura bedelinin davacıya ödendiğine ilişkin kayıtların yer aldığının da 30.5.2012 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği görülmüştür. 6100 Sayılı HMK'nın 222. maddesinde; mahkemece, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verilebileceği, ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu, belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olmasının gerektiği, bu şartlara uygun tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılamayacağı belirtilmiştir. Aynı Yasa'nın 169. maddesinde; mahkemenin, kendiliğinden veya talep üzerine taraflardan her birinin isticvabına karar verebilebileceği, 171. maddesinde ise isticvabına karar verilen kimsenin belirlenen gün ve saatte isticvap olunmak üzere hazır bulunmasının istenebileceği, bu hususta çıkartılan davetiyede, isticvap konusu vakıaların gösterileceği; ilgili tarafın geçerli bir özrü olmaksızın gelmediği veya gelip de sorulara cevap vermediği takdirde, isticvap konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı ihtarının da yapılacağına değinilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinde; kendisine tebligat yapılacak kimse veya kanun uyarınca tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbirinin gösterilen adreste bulunmaması veya tebellüğden imtina etmesi halinde, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine varsa yönetici veya kapıcıya bildireceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin, tebliğ tarihi sayılacağı hükme bağlanılmıştır. Bu kanun uyarınca çıkartılan yönetmeliğin 29. maddesinde de; 21, 22, 23, 25, 26 ve 27 nci maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memurunun, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazacağı, tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattıracağı ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana vereceği, bu kişilerin, tebliğ evrakını kabule mecbur oldukları, imzadan kaçınmaları ve tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memurunun bu hususu tutanağa yazacağı, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştıracağı düzenlenmiştir.Somut olayda; mahkemece taraf defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması ve davalının isticvap edilmesine yönelik olarak, dava dilekçesinin tebliğ edildiği davalı adresine meşruhatlı davetiye gönderilmiş ancak, söz konusu davetiye yukarıda açıklanan Tebligat Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkartılan yönetmelik hükümlerine aykırı olarak komşu imzası alınmadan tebliğ edilmiştir. Mahkemece bu tebligat geçerli sayılarak davalı defter ve belgeleri incelenmeden ve dava konusu hususta davalının isticvabı yoluna gidilmeden hüküm tesis edilmiştir. Bununla birlikte davacı tarafından sunulan teslim ordinosu, faturalar, defter kayıtları, gümrük beyannameleri, taşınan malların davalıya tesliminin gerçekleştiğine dair kuvvetli delil teşkil etmektedir. Yüke ilişkin konişmentoda demuraj ücretine ilişkin kayıt bulunmasa bile demuraj ücretinin emsaller gözetilerek hakkaniyete uygun biçimde tayinine de engel bulunmamaktadır. O halde mahkemece; usule uygun meşruhatlı davetiye ile davalıdan defter ve belgelerinin ibrazının istenmesi ve davalının sunulan belgeler uyarınca isticvap edilmesi sonrasında alınacak ek bilirkişi raporu veya oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle bir hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.