MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/11/2014NUMARASI : 2013/136-2014/234Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/11/2014 tarih ve 2013/136-2014/234 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davanın davacıları birleşen davanın davalısı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Asıl davanın davacıları vekili; müvekkillerinin çağrı merkezi seperasyon sistemleri ve çağrı merkezi mobilya ürünlerinin imalat ve pazarlamasını yaptıklarını, müvekkillerinden E.. S.. adına TPE nezdinde 27.11.2006 tarih .. ve 24.4.2008 tarih ve .. nolu çoklu panel endüstriyel tasarımlarının bulunduğunu, E.. S..'in diğer davacı şirketin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin tescilli tasarımlarının aynını veya ayırt edilemeyecek düzeyde benzerini üretip sattığını, bu durumun müvekkilinin tasarım tescilinden kaynaklı haklarına tecavüz teşkil ettiğini, davalının müvekkilinin müşterilerine fiyat teklifleri gönderdiğini bu tekliflerde müvekkiline ait tasarımları çizimleri ve müvekkilinin ürettiği ürünlerin fotoğraflarını sunduğunu, davalının tasarım isimli sektör dergisine verdiği reklamda müvekkillerinin asist cağrı merkezinde kurduğu mobilya ve panellerin fotoğrafını kullandığını, müvekkillerine ait ürünlerin fotoğraflarına kendi kataloglarında yer verdiğini, bu durumun aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek davalının müvekkillerinden E.. S..'e ait tescilli tasarımlara tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitine ve önlenilmesine, 554 sayılı KHK'nın 52. maddesi uyarınca 10.000,00 TL yoksun kalınan kazanç kaybı, 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın tecavüzün vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, tecavüzün sonuçlarının giderilmesine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davanın davalısı vekili; tasarımların sadece davacı E.. S.. adına tescilli olduğunu, bu nedenle diğer davacı bakımından aktif husumet ehliyetinin olmadığını, davaya dayanak yapılan tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Birleşen davanın davacısı vekili; TPE nezdinde E.. S.. adına kayıtlı bulunan 27.11.2006 tarih 2006/05269 ve 24.4.2008 tarih ve 2008/02337 nolu çoklu panel tasarımının yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığını, bu ürünlerin tescil tarihi öncesinde piyasada kullanılan harcı alem ürünler olduğunu ileri sürerek 2006/05269 tasarım tescilinde yer alan 6 ve 9 nolu, 2008/023337 sayılı tasarım tescilinde yer alan 5, 6 ve 7 nolu tasarımların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davanın davalısı vekili; müvekkilinin tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; alınan bilirkişi raporları uyarınca asıl ve birleşen davaya konu edilen tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunmadığı, bu tasarımlar yönünden hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde tasarım hakkına tecavüz iddiasının dinlenilemez hale geldiği, davacının TTK'nın 56. maddesi uyarınca haksız rekabet hükümlerine dayanmadığı gibi somut olayda iltibas koşullarının ve yalıtım malzemesi olarak kullanılan bezler yönünden de haksız rekabet koşulların oluşamadığı gerekçesiyle asıl davanı reddine, birleşin davanı kabulüyle TPE nezdinde tescilli bulunan 2006/05296 sayılı tasarım tescil belgesinin 6 ve 9 nolu tasarımların, 2008/02337 sayalı tasarım tescil belgesini 5,6 ve 7 nolu tasarımlarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.Kararı, asıl davanın davacıları, birleşen davanın davalısı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davanın davacıları ve birleşen davanın davacısı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Asıl dava; tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve men'i, tecavüzün sonuçlarının ortadan kaldırılması ve maddi ve manevi tazminat istemlerine, birleşen dava; davalı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir.Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde mahkeme kararlarının nasıl yazılacağı, kararda hangi hususların yer alacağı açıkça gösterilmiştir. Hükümler, davayı esastan halleden ve taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardır (6100 sayılı HMK madde 294).Anayasa’nın 141. maddesi gereğince, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı HMK 297/2 maddesi uyarınca hükmün sonuç kısmında taleplerin her biri hakkında verilen hüküm açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmelidir. Bu yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir.Somut olayda; asıl davanın davacıları vekili; 554 Sayılı KHK hükümlerine dayalı talepleri yanında, davalının müvekkilinin müşterilerine fiyat teklifleri gönderdiğini, bu tekliflerde müvekkiline ait tasarımları, çizimleri ve müvekkilinin ürettiği ürünlerin fotoğraflarını sunduğunu, davalının tasarım isimli sektör dergisine verdiği reklamda müvekkililerinin asist çağrı merkezinde kurduğu mobilya ve panelllerin fotoğrafını kullandığını, müvekkillerine ait ürünlerin fotoğraflarına kendi katologlarında yer verdiğini ileri sürerek 6102 sayılı TTK'nın haksız rekabet hükümleri uyarınca da talepte bulunmuştur. Mahkemece davacının haksız rekabetten kaynaklı talepleri hakkında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan ve bu talepler yönünden gerekçeli kararda bir değerlendirmeye yer verilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davanın davacıları, birleşen davanın davalısı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davanın davacıları, birleşen davanın davalısı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın asıl davanın davacıları yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.