Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10657 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3514 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/11/2009NUMARASI : 2007/481-2009/881Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/11/2009 tarih ve 2007/481-2009/881 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili; davalı A.. T..'nun müvekkili S.. T.. ile birlikte müvekkili şirkette % 50 hissedar olduğunu, her iki ortağın şirketi tek başına atacakları imza ile temsil ve ilzama yetkili bulunduklarını, davalının tanıdığı A.. A.. isimli kişiye 31.12.2003 tanzim tarihli 150.000. USD miktarlı bono verdiğini, bono alacaklısının İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinde aldığı ihtiyati haciz kararı ile İstanbul 13.İcra Müdürlüğü'nden icra takibi yaptığını, şirket adresine hacze gelindiğini ve adresteki tüm malların haczedildiğini, davalının şirketi zarara sokmak kastıyla bono imzaladığını, bono bedeli ile aldığı değeri müvekkili şirkete aktarmadığını ileri sürerek, 150.000 USD alacağın 31.12.2003 bono tanzim tarihi itibariyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu bononun davalı A.. T.. tarafından davacı şirketi temsilen imzalandığı ve bono metninde senet bedelinin nakden alındığının yazılı olduğu, davalı A.. T..'nun dava dışı üçüncü kişi A.. A..'dan davalı şirketi temsilen ve şirket adına aldığı 150.000.- USD'yi davacı şirkete aktarmadığı, davacı şirket kayıtlarında böyle bir paraya rastlanmadığı, davalı tarafın davacının iddialarını inkar etmediği, ancak ileri sürdüğü mukabil savunmaların ve tarafların birbirlerine çeşitli mahkemelerde açmış oldukları değişik davaların bu dava ile bir ilgisinin olmadığı, davalının üçüncü şahıs lehine davacı şirket adına ve temsilen bono tanzim ederek şirketi borçlandırma şeklindeki kusurlu fiili nedeni ile davacı şirketi 150.000.- USD zarara uğrattığı gerekçesiyle, davanın davacı şirket yönünden kabulüne, diğer davacı S.. T.. yönünden aktif dava ehliyetinin gerçekleşmediği belirlendiğinden usulden reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, şirketin eski müdürü olan davalı tarafından dava dışı kişiye keşide edilerek verilen senet nedeniyle zarara uğranıldığı iddiasına dayalı olarak açılmıştır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmişse de, temyiz aşamasında davalı vekilinin sunduğu 10.08.2006 tarihli ve sadece senet alacaklısı A.. A.. tarafından verilen protokole göredava dışı A..A.. ile şirket arasında borcun kalktığı ve haczedilenlerin iade edileceği, icra dosyasındaki alacaktan feragat edildiği beyan edilmiş olduğuna göre; davalı tarafından sunulan belge incelenip değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmek üzere mahkemece verilen kararın bozulması gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.