Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10653 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9660 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : DİNAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/05/2015NUMARASI : 2015/199-2015/232Taraflar arasında görülen davada Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27/05/2015 tarih ve 2015/199-2015/232 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin halıcılıkla uğraşan bir esnaf olduğunu, sonradan isminin F. Y. olduğu anlaşılan bir kişinin müvekkilini telefonla arayarak mobilya ticareti ile uğraştığını ve müvekkilinden halı almak istediğini bildirdiğini, bunun üzerine önce kargo ile kendisine H. Bankası'nın bir müşteri çekini gönderdiğini, müvekkilinin çek sahipleri hakkında gerekli tahkikatın yapılması için H. Bankası D.Şubesine uğrayarak gerekli tahkikatı yaptırdığını ve çekin sağlam olduğu konusunda müvekkiline garanti verildiğini, bunun üzerine müvekkilinin de halıları kargo ile gönderdiğini, çeklerin vadesi geldiğinde müvekkilinin davalı banka şubesine uğradığını ve çekin sahte olduğunun anlaşıldığını, davalı bankanın yanıltıcı bilgi vermesi nedeniyle hizmet kusurunun bulunduğunu ileri sürerek, 24.700,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, açılan davanın hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacının dava dışı kişilerce dolandırıldığı ve bu hususun ceza yargılaması sonucu kesinleştiği, davalı banka müdürünün ceza soruşturması aşamasındaki ifadesinde davacının ileri sürdüğü hususları ikrar ettiği, bu ikrar karşısında çekin davalı bankaya götürüldüğü ve banka tarafından araştırılarak davacıya çekin sağlam olduğunun bildirildiğinin anlaşıldığı, çekin sahte çıkması üzerine davacının çek bedeli olan 24.700,00 TL zarara uğramasında davalı bankanın sorumlu olduğu, davacının kendisine kargo yoluyla gelen çekin istihbaratını davalı bankaya yaptırarak çekin sorgulanıp sağlam olduğunun söylenmesi üzerine dava dışı şahıslara halıları gönderdiği, bu haliyle davacının mütefarik kusurunun bulunmadığı ve müterafik kusur indirimi yapılmasının hakkaniyete uygun olmayacağı, ayrıca somut olayda manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle 24.700 TL maddi tazminatın 10.10.2004 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, sahte çekin davacı tarafından kabul edilmesinin davalı bankanın kusurlu eyleminden kaynaklandığı iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizce, davacının da akidini seçmede özensiz davranıp davranmadığı ve müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı üzerinde durulmaksızın hüküm kurulması doğru olmadığından bahisle bozulmuştur. Ancak mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmemiş, davacının müterafik kusuru ile ilgili herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu durum karşısında, bozma ilamında da belirtildiği üzere, davacının akidini seçmede özensiz davranmasının müterafik kusur teşkil edeceği nazara alınıp, tarafların kusur oranları belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.