Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10628 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14279 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/04/2014NUMARASI : 2011/933-2014/323Taraflar arasında görülen davada Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/04/2014 tarih ve 2011/933-2014/323 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13/10/2015 günü hazır bulunan davalı Z.Bankası A.Ş. vekili Av. C.. B.., davacı vekilleri Av. M. D. Av. G.. D.. ile Av. A.Y. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının davalı banka nezdinde bulunan hesabından 2005, 2006, ve 2007 yıllarında şirket yetkililerinin bilgisi dışında talimat alınmaksızın ve geçerli bir vekalet bulunmaksızın yapılan işlemlerle usulsüz olarak para çekildiğini ileri sürerek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 20,000,00 TL nin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini 851.322,31 TL ye yükseltmiştir. Davalı vekili, dava konusu edilen işlemlerin davacı şirket tarafından yetkili kılınan kişiler tarafından yapıldığını, davacı şirket hesabından para çeken H. T.'ın davacı tarafından 12/01/2009 tarihinde azledildiğini, bu tarihten önceki yapılan işlemlerde yetkisinin bulunduğunu, adı geçen kişinin 2008 ve devam eden yıllarda da şirket hesabından para çektiğini, ancak bu yıllara ait dönemin dava konusu yapılmamasının davacı tarafça yapılan bütün işlemlere icazet verdiğinin kanıtı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket çalışanı H.T.'ın para çekme yetkisi olmadığı halde, davalı banka tarafından adı geçen kişiye usulsüz olarak ödeme yapıldığı, mevcut ödemenin şirkete bilgi olarak iletilmediği, bu suretle olayda davalı bankanın sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle; davacı şirketçe sadece talimat verilmeden ve yetkisi olmadan şirket çalışanı H. T. tarafından çekilen paraların dava konusu yapıldığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, 752.012,31 TL nin temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, davacının davalı banka nezdinde bulunan hesabından usulsüz olarak para çekildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “ön incelemenin kapsamı” başlıklı 137. maddesine göre, “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez.” Somut olayda ön inceleme duruşmasından önce davacı vekilinin bilirkişi incelemesi talebini içeren dilekçesine istinaden mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı gerekçeyle karar verilmiştir. Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 137. maddesi hükmü uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar incelenip karar verilmeden, henüz deliller toplanmadan ön inceleme aşamasından önce tahkikata girilerek bilirkişi incelemesi yapılması ve buna dayalı karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.