Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10586 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13696 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 13/02/2013NUMARASI : 2011/411-2013/39Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/02/2013 tarih ve 2011/411-2013/39 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13/10/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. A. A. ile davalı vekili Av. F. A.dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinde %15 hisse ile ortağı olduğu davalı şirketin 28/03/2011 tarihinde yapılan şirket ortaklar kurulu toplantısında alınan kararların yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava konusu alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davalı şirketin 28/03/2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan şirket müdürü F. T.'ın 2009 ve 2010 yıllarındaki faaliyetlerinden ibrasına, Ş.. K..'ın şirketten çıkarılmasına, bilanço ve gelir tablolarının okunması, müzakeresi ve onaylanmasına ilişkin alınan kararların yasa ve şirket esas sözleşmesine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ile katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava konusu ortaklar kurulu kararı ile davacının şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin olarak alınan kararın iptalinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin hükmün bu yönüne ilişen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Dava, davalı şirketin 28.03.2011 tarihli ortaklar kurulu kararlarının iptali istemine ilişkindir. Noter huzurunda yapılan uyuşmazlık konusu ortaklar kurulunda, davacı ortağın toplantı günü toplantı yerine kendisi, eşi ve avukatı ile birlikte geldiği, ancak kendisi yerine vekaletname verdiği eşinin toplantıya katıldığı hususu dosya kapsamı ile sabit olup, davacı asilin artık çağrıda usulsüzlük nedenine dayanamayacağı kuşkusuzdur. Bu bağlamda, davalı vekilince “Sermaye Şirketlerinin Genel Kurul Toplantıları ve Bu toplantılarda Bulunacak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Komiserleri Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun vekaletname sunulmadığı, davacı asilin de toplantıya katılmadığı savunulmasına rağmen mahkemece mülga TTK’nın 381.maddesi uyarınca davacının diğer gündem maddelerine ilişkin olarak dava açma koşullarının oluşup oluşmadığı hususu denetlenebilir bir şekilde irdelenmeden doğrudan işin esasına girilerek benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davalı vekilinin belirtilen savunması üzerinde yeterince ve denetime elverişli bir şekilde durularak sonucuna göre işin esasına girilmek gerekirken bu yönden eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.3-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilin diğer, davacı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin anılan hükme ilişen temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA,(3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilin diğer, davacı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 15/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.