MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/10/2012NUMARASI : 2009/7-2012/184Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/10/2012 tarih ve 2009/7-2012/184 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03/06/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. N.. H.. ile davalı vekili Av. H.. S.. M.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin T.. A.Ş. tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na bağışlanan ve halen Bakanlığa bağlı birçok okulda yardımcı ders materyali olarak kullanılan bilgisayar ve internet erişimli “vitamin” yazılımlarının yaratıcısı ve sahibi olup, “Vitamin” esas unsurlu markaların TPE nezdinde 2000 yılından beri müvekkili şirket adına tescilli olduğunu, fikri eser niteliğindeki yazılımların “Vitamin” markası ile yüksek tanınmışlık seviyesine ulaştığını, müvekkilinin bu ibareyi 19 Mayıs 2008 tarihinden bu yana sarı renkli gayrinizami yapraklardan oluşan fon üzerinde siyah büyük harflerle kullandığını, davalı şirketin müvekkilinin bu kullanım şeklinin aynısını anılan fonun üzerine “Protein” ibaresini yerleştirerek yaptığını ve 25.11.2008 tarihinden itibaren “öğrencilere protein de lazım” sloganlı bir reklam ile televizyon, radyo ve basında yer aldığını, davalının işbu kullanımının müvekkili markasının şekil unsurunun izinsiz kullanımı niteliğinde olup, açıkça marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, müvekkili şirketin ürün reklamlarında kullandığı görsel sunum, ana tema ve genel düzenin davalı reklamlarında açıkça taklit edildiğini ileri sürerek, davalının eylemlerinin markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve bu eylemlerinin ref ve men'ine, 75.000,00 TL manevi ve yapılan ıslah sonucu 61.357,87 TL maddi tazminatın davalıdan faiziyle birlikte tahsili ile mahkeme kararının ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacıya ait “Vitamin” markası ile müvekkili şirkete ait “Öğrencilere protein de lazım” sloganı arasında herhangi bir benzerlik ve karıştırma ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının harflerin kesilmesi ve birleştirilmesiyle oluşturulmuş davacıya ait “Vitamin” unsurlu markasının oluşturulma şeklini taklit ederek “Protein” ibaresine reklamda yer vermesinin hiçbir şekilde marka ihlali ve haksız rekabet teşkil etmediği, davalının söz konusu tekniği kullanarak “Protein” yazmakla önceki reklamla dolaylı ilişkilendirme yaptığı, hedef tüketici kitlesinin davalının kullandığı ibareleri rekabet sözcüğü olarak kullandığını anlayacak olup, davacı tarafa ait “Vitamin” unsurlu marka ile ilişkilendirme yapılmayacağı, tarafların kullandıkları ibarelerin birbirinden tamamen farklı oldukları, harfler kesilerek yapıştırılmak suretiyle oluşturulan yazım şeklinin davacının tekelinde olmadığı, görsel ögelerdeki kısmi benzerliklerin hedef tüketici kitlesinin genel bakış açısı yönünden karıştırılmaya yol açacak ölçü ve nitelikte olmadığı, davalı hukuka uygun karşılaştırmalı reklam yaptığından davalının eyleminin haksız rekabet de sayılmayacağı, bu nedenle bilirkişi raporlarında belirtilen davacının marka hakkının ihlal edildiği ve haksız rekabetin gerçekleştiği yönündeki hukuki nitelemenin yerinde olmadığı, bilirkişilerin hukuki nitelemelerinin mahkemeyi bağlayıcı niteliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, davalı tarafça “öğrencilere protein de lazım” sloganlı bir reklam ile televizyon, radyo ve basında yer alan kullanımların davacının markasına tecavüz teşkil ettiği ve davacı şirketin ürün reklamlarında kullandığı görsel sunum, ana tema ve genel düzenin davalı reklamlarında açıkça taklit edildiği iddiasıyla davalının eylemlerinin markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile bu eylemlerin ref ve men'i, maddi ve manevi tazminat ile kararın ilanı istemlerine ilişkindir.Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olup, kararda tarafların davaya konu reklamlarında kullandıkları görsel unsurlara da yer verilmiştir.Mahkeme kararlarının niteliği ile hangi hususları kapsayacağına ilişkin yasal düzenlemeler incelendiğinde, gerek davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. maddesinde gerekse karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde mahkeme kararlarının nasıl yazılacağı, kararda hangi hususların yer alacağı açıkça gösterilmiştir. Hükümler, davayı esastan halleden ve taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardır (6100 sayılı HMK madde 294).Anayasa’nın 141. maddesi gereğince, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir.Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.Gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar (Kuru Baki, Arslan Ramazan,Yılmaz Ejder, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, Ankara 2011,22.Bası, s. : 472).Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; mahkeme kararının gerekçe kısmında davaya konu taraf reklamları değişik boyutlarda gösterilmiştir.Mahkemece, gerektiğinde hükmün eki niteliğinde kroki ve şekillere kararın ekinde yer verilebilirse de hükmün gerekçe kısmında, yukarıda anılan yasal düzenlemelere uygun düşmeyecek biçimde görüntü ve şekillere yer verilmesi, davadan yeni davalar doğmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine, infazda tereddüte neden olunmasına yol açabilecektir.Buna göre anılan yasal düzenlemelere uygun olarak yazılmış bir karar bulunmadığından kararın öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin uyuşmazlığın esasına yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin uyuşmazlığın esasına yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.