Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10526 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11040 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 05/06/2015NUMARASI : 2015/729-2015/529Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/06/2015 tarih ve 2015/729-2015/529 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin B. İli ve çevresinde genelde telekomünikasyon, özel olarak da bilişim sistemleri ve internet hizmetleri sektöründe faaliyet göstermek üzere kurulmuş bir şirket olduğunu, davalının da aynı sektörde faaliyet göstermekte olup, davalı şirket yetkilisi ve hissedarı olan S. S.'in müvekkili şirkette de eski müdür ve ortaklardan olduğunu, müvekkiline ait web sitesinin “www.v..net.tr” olup, müvekkiline ait tüm alt yapı vb. hizmetlerin, davalı şirket yetkilisinden devralınmadan önce söz konusu web sitesine ait alan adı hizmetinin ODTÜ tarafından yönetilen “www.nic.tr” isimli internet sitesi üzerinden 2008 - 2018 yılları arasını kapsayacak şekilde davalı şirket yetkilisi S. S. tarafından alındığını ve tüm alan adı kontrol yetkilerinin S. S.'de bulunduğunu, alan adı devri ile ilgili işlemler yapılırken söz konusu web sitesinin müvekkili şirketin üzerine alınamadığını, zira ".net.tr" alan adlarının, o tarihte sadece ISS lisansı olan şirketlere verildiğini ve müvekkili şirketin anılan tarihte böyle bir lisansı olmadığından bütün operasyonu davalı şirketin lisanslarını kullanarak yürüteceğinin ortaklar arasındaki protokollerle kayıt altına alındığını, müvekkili şirketin kurulduğu 2012 yılından itibaren anılan internet sitesine ait bildirimlerin müvekkili tarafından kullanıldığını, sadece tüm alan adı kontrol yetkileri S.S. üzerinde kalmış ise de, bu yetkilerin kullanılmadığını, müvekkili ile davalı şirket yetkilisi S. S. arasında sorunlar başlamış olup, alan adı, cihazlar, markalar vb. devri ile ilgili davanın devam ettiğini, anılan internet sitesinin alan adı yönetiminin müvekkiline geçtiğini ancak, 25.05.2015 tarihinde “www.nic.tr” isimli internet sitesi yetkililerinden gelen mail ile alan adı kontrol yetkilerinin tekrar davalıya geçtiğinin bildirildiğini, akabinde müvekkilinin internet sitesine ve uzantılı mail adreslerine erişim sağlayamadığını ve internet sitesine ait alan adı ayarlarının değiştirildiği bilgisine ulaşıldığını, davalı tarafından müşteri bilgisayarları ile yapılan tüm mail yazışmaları, gizli bilgi ve verilere vb. hususlara el atıldığını, davalının DNS adresleri üzerindeki kontrol gücünü bu şekilde kullanmaya çalışmasının kötü niyetli bir eylem olduğunu, davalının, müvekkili tarafından kullanılan markalar, logolar ve internet adresini kendisinin kullandığını ve kötü niyetle müvekkilinin kullanımına da sürekli müdahale ettiğini ileri sürerek, web adreslerinin mülkiyetinin müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.Mahkemece iddia ve dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davanın internet web sitesi alan adına yapılan tecavüzün önlenmesi ve davacı adına tescili davası olup, 556 sayılı KHK uyarınca davaya bakma görevinin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine ait olduğu, HSYK'nın 16.09.2004 tarih, 396 sayılı kararı ve 24.3.2005 tarih, 188 sayılı kararı ile 556 sayılı KHK ile düzenlenen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davalar bakımından, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kurulmayan yerlerde, Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmuş olup olmamasına bakılmaksızın, bir ya da iki Asliye Hukuk Mahkemesi olan yerlerde bir numaralı Asliye Hukuk Mahkemesi, ikiden fazla Asliye Hukuk Mahkemesi olan yerlerde 3 numaralı Asliye Hukuk Mahkemesi görevlendirilmiş olup, bu mahkemelerin yargı çevresinin adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsadığının da belirtildiği bu itibarla, davaya bakmaya Bursa 3 no'lu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep edildiğinde dosyanın görevli Bursa Nöbetçi 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalı adına tescilli alan adı üzerinde üstün hak sahipliği iddiasına dayalı, alan adının iptali ile davacı adına devir ve tescili istemlerine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiştir. Ancak, somut uyuşmazlıkta marka hakkına dayalı bir iddia ileri sürülmediği gibi, söz konusu alan adının 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında marka olarak korunmasını gerektirir bir durum da söz konusu değildir. Dava konusu alan adları, tescil ve kullanımlarına ilişkin olarak herhangi bir yasal düzenlemeye tabi olmayıp, bu adlar üzerindeki üstün ve öncelik hak iddiaları, marka hakkı olarak ayrıca tescilli olmadığı sürece 6102 sayılı TTK'nın 54 vd. maddelerindeki haksız rekabet hükümlerine göre tartışılıp, çözümlenmesi gerektiğinden uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğu halde yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.