Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10508 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17150 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 52. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 07/05/2013NUMARASI : 2012/308-2013/146Taraflar arasında görülen davada İstanbul 52. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/05/2013 tarih ve 2012/308-2013/146 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin taşıyıcı sıfatı ile İstanbul 1. Denizcilik Mahkemesi'nin 2010/476 Esas, 2012/74 Karar sayılı dosyası üzerinden verilen kesin karar uyarınca A... Sigorta A.Ş.'ne ödeme yapma durumunda kaldığını, ödemenin İstanbul 29. İcra Müdürlüğü'nün 2012/11657 Esas sayılı dosyasından infaz edildiğini, TTK'nın 787/2 maddesine göre taşıyıcı sorumlu olmadığı taşıma fiilinden dolayı tazminat verir ya da bu yüzden aleyhine bir sorumluluk davası açılırsa taşıyıcı doğrudan doğruya kendisinden önce gelen taşıyıcıya yahut esasen sorumlu olmaları gereken aradaki taşıyıcılara rücu davası açabileceğinin belirlendiğini, müvekkilinin davalının sorumlu olduğu taşıma zararını ödemek durumunda kaldığını, belirterek 2.491 TL'nin 29.06.2012 tarihi itibariyle avans faizi ile davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin taşıyan olmadığını, ve kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu taşıma akdinin 2010 yılında meydana geldiğini ve 19.02.2010 günü yükün teslimi ile sona erdiğini, taşıma akdinin 6762 sayılı TTK'nın hükümlerine tabi olması gerektiğini, 6762 sayılı TTK'nın 1067. maddesine göre malların tesliminden veya teslim edilmiş olmaları icab eden tarihten itibaren 1 yıl içinde mahkemeye müracaat edilmediği takdirde, taşıyanın aleyhine malların ziya ve hasarından dolayı her türlü mesuliyet davasının düşeceğinin belirlendiğini,buna göre davanın süresi içerisinde açılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu taşımanın davacı tarafından ibraz edilen belgelerden de anlaşıldığı üzere 20/01/2010 tarihli konşimentoya göre yapıldığı ve konşimentoda gemi adının HANJIN VİENNA gemisi olduğunun belirtildiği, yükün gümrük özet beyanlarından da anlaşıldığı gibi 11/02/2010 tarihinde tahliye edilmiş ve mal sahibi tarafından da teslim alınmış olduğu, TTK'nın 1067. maddesinde " Malların tesliminden veya teslim edilmiş olmaları icap eden tarihten itibaren 1 yıl içerisinde mahkemeye müracaat edilmediği takdirde, taşıyan aleyhine malların ziya veya hasarından doğan her türlü dava hakkının sona erdiği" düzenlemesinin yer aldığı, eşyanın tesliminden itibaren Şubat 2012 tarihinde TTK 1067'de belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, teslim tarihinin ordinoda belirtilen ve teslim almak için belirtilen son gün olan 11/03/2010 tarihinin kabul edilmesi halinde dahi 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 17/08/2012 tarihinde dava açıldığı, TTK 1067. maddede düzenlenen hak düşürücü sürenin taşıyıcılar arasındaki rücu davalarına da uygulanacağı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.Kararı,davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, üst taşıyıcı tarafından fiili taşıyıcı sıfatı ile davalıya karşı açılmıştır. 6762 sayılı TTK'nın 1067. maddesinde düzenlenen zamanaşımı süresi taşıtanın taşıyan aleyhine açtığı davalarda uygulanır. Dava konusu olayda zamanaşımının aynı yasanın 1262. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerekli olup bu süre de, ödemenin yapıldığı tarihte başlar. Davacı, 29/06/2012 tarihinde icraya yaptığı ödemeden sonra 17/08/2012 tarihinde işbu davayı açtığına göre mahkemece,davalının zamanaşımı def'inin reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış,kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.