MAHKEMESİ : KAYSERİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/01/2014NUMARASI : 2012/106-2014/27Taraflar arasında görülen davada Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/01/2014 tarih ve 2012/106-2014/27 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, “İstikbal” markasının müvekkilinin tescilli markası olup, müvekkilinin 1950'li yıllardan beri faaliyet gösterdiğini, müvekkili tarafından tasarlanan, imal edilen, özgün reklam/tanıtım özellikleri ile halka sunulan ve TPE nezdinde tescil edilmiş olan ürünlerini davalının bire bir ya da önemli derecede benzer ürettiğini, katologlandırdığını, internet sitesinde yayınladığını ve satışa sunduğunu, müvekkilinin tescilli tasarımlarının davalı tarafından taklit edildiğini, davalının bu eyleminin aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiğini ileri sürerek, davalı fiilinin tecavüz olduğunun tespitine, tasarımdan doğan haklara vaki tecavüzün giderilmesine, durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüz teşkil eden ürünlere ve üretimde kullanılan her türlü araçlara el konularak imhasına, haksız rekabetin önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000 TL maddi ve 60.000 TL manevi tazminatın banka reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafın ürünleri ile müvekkili şirketin ürünlerinin tamamen birbirinden farklı olduğunu, müvekkilinin söz konusu ürünleri ilk defa kendisi tasarlayıp imal ettiğini ve piyasaya sunduğunu, müvekkilinin “Moda Koltuk Takımı” ürününü üretmeme kararı da aldığını, davacının tüm taleplerinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 14.04.2003 tarih, 2002/11566 E.-2003/3612 K. sayılı içtihadında "...Dava, Endüstriyel Tasarım Tescil Belgesinin iptali ve haksız rekabetin önlenilmesi istemine ilişkindir. Tescilli endüstriyel tasarım sahibi, bu tesciller hükümsüz kılınmadıkça tasarımını kullanabilir. Asıl dava, 11.12.1997 ve birleşen dava ise, 16.4.1998 tarihinde açılmış, davalı tasarımlarını, 21.10.1996 ve 21.3.1996 tarihlerinde tescil ettirmiştir. Bu bakımdan, davalının mahkemece iptal tarihine kadar, tescilli ve geçerli marka ve tasarımını kullanması haksız rekabet oluşturmadığından, bu şekilde faaliyetinin davacı tasarımına tecavüz ve haksız eylem olarak nitelendirilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir..." denmekle dosyamızda konu olayda ise davacıya ait tescilli ürünlerin davalı tarafça birebir benzeri üretilerek taklit edildiği iddiasıyla dava açılmış ise de, dava konusu ürünlerin davalının da kendi adına tescilli endüstriyel tasarımları olduğu tüm dosya kapsamından sabit olmakla yukarıda belirtilen içtihat da nazara alındığında davalı adına tescilli ürünler hükümsüz kılınmadıkça tasarımını kullanılabileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, davacının tescilli tasarımına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men'i, ref'i, maddi-manevi tazminat ile hükmün ilanı istemlerine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde dava konusu ürünlerin davalının da kendi adına tescilli endüstriyel tasarımları olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, 554 sayılı KHK'nın 45. maddesi uyarınca tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, kararın sonuçları geçmişe etkili doğacağı ve bu nedenle, tasarım başvurusu veya tesciline hukuki bakımdan sağlanan koruma, hükümsüzlük kapsamında doğmamış sayılacağından mahkemece, davacının tescilli tasarımına tecavüze ilişkin işbu davada hükümsüzlük davasının neticesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru olmadığı gibi, dava konusu yapılan Moda koltuk takımı ürününe ilişkin tescilli tasarım bulunmadığı halde bu koltuk takımı ürünü yönünden de tescilli tasarımın varlığından bahisle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.