MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/12/2013NUMARASI : 2012/172-2013/307Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/12/2013 tarih ve 2012/172-2013/307 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili Novartis AG'nin hipertansiyon tedavisinde kullanılan kan basıncının düşürülmesini sağlayan “valsartan” etken maddesini ve “valsartan”ın katı oral doz formlarını bulduğunu ve bu formlara ilişkin olarak WIPO nezdinde yapmış olduğu PCT/EP/03172 numaralı patent başvurusu doğrultusunda TPE nezdinde 2017 yılına kadar koruma altında olup, buluş başlığı “Valsartanın katı oral doz formları” olan TR 19... B incelemeli patentini aldığını, patente konu ilaçların Diovan ve Co-Diovan ticari adı altında Türkiye'de diğer müvekkili adına ruhsatlandırıldığını, anılan patentin müvekkiline ait Diovan ve Co-Diovan ürünlerinin içeriğinde bulunan valsartan etken maddesini içeren katı oral doz formlarına ilişkin olduğunu, Sağlık Bakanlığı tarafından müvekkiline Diovan 80 mg., Diovan 160 mg., Co-Diovan 80/12.5 mg., Co-Diovan 160/12.5 mg. Film tabletler için 25.01.2005, Co-Diovan 160/25 mg. Film tablet için de 08.12.2004 tarihinde yabancı tıbbi müstahzarlar ruhsatnameleri verildiğini, söz konusu patente karşı, müvekkilinin bu patent ile korunan orijinal ürünlerinin jeneriklerini üretmek için kısaltılmış ruhsat başvurusu yoluyla ruhsat alan üç ayrı jenerik firma tarafından hükümsüzlük talebiyle davalar açıldığını, yapılan yargılamalar neticesinde patentin hükümsüzlüğüne karar verildiğini, kararların taraflarınca temyiz edilmesi üzerine temyiz incelemesinin devam ettiğini, davalının müvekkilinin patentine konu Co-Diovan ilaçlarının tamamen aynısı/temelde benzeri olan Valso Plus adlı ürünleri için Mayıs 2012 tarihinde ruhsat aldığını, söz konusu ürünlere ilişkin kısa ürün bilgileri ile kullanma talimatlarının yayınlandığını, ürünlerin fiyat onaylarının alındığını ve dolayısıyla piyasaya çıkarılmaları için herhangi bir engelin bulunmadığını, bu durumun müvekkilinin patent haklarına tecavüz oluşturduğunu, davalının bu fillerinin aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiğini ileri sürerek, davalının müvekkilinin patentine kuvvetle muhtemel ve/veya vaki patent tecavüzü ve haksız rekabet durumunun ve/veya tehlikesinin tespiti, men'i ve ref'i, 551 sayılı KHK'nın 151. maddesi uyarınca davalının ürünlerinin müvekkilinin patentine tecavüz etmediği ile fiili ve kanuni tecavüz karinesinin aksi ispat edilinceye kadar üretim, satış ve geri ödeme listelerine eklenmesinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacıların dayandığı patentin iki ayrı kararla hükümsüz kılındığını ve bu davaların sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini, müvekkilinin patente tecavüz etmediğini, haksız rekabette de bulunmadığını, zira dava konusu ilaçların üretiminin tescilli patente dayanarak gerçekleştirildiğini, müvekkilinin lisans sözleşmesi ile TR 20.... B sayılı incelemeli patentte yer alan yöntemle üretilen ilaçları üretme ve satma yetkisine sahip olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusunu teşkil eden TR 19... B no'lu patentin Ankara 4 no'lu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2009/42 Esas sayılı dosyası ve Mahkeme'nin 2008/194 Esas sayılı dosyası kararları ile hükümsüz kılındığı, karar düzeltme taleplerinin Yargıtay tarafından reddedildiği, bu itibarla davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, konusuz kalan davada hüküm kurulmasına yer olmadığına, dava açılmasına sebebiyet verildiğinden davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava; davalının, davacının TR 199... B no'lu patentine kuvvetle muhtemel vaki patent tecavüzünün ve haksız rekabetin tespiti, men-i ve ref'i istemlerine ilişkin olup, mahkemece yukarıda da özetlendiği şekilde dava konusu patentin yargılama sırasında hükümsüz kılınmış olması nedeniyle konusuz kalan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak, 551 sayılı KHK'nın 131/1 ve son maddeleri gereğince patent kapsamındaki koruma hükümsüzlük kararının kesinleşmesi ile birlikte doğmamış sayılacak olup, bu karar herkese karşı hüküm doğuracağı ve davacının dayandığı TR 19.... B no'lu patentin hükümsüzlüğüne ilişkin kararın kesinleşmesi nedeniyle bu patentin sağladığı koruma dava tarihi itibariyle de ortadan kalkmış olacağından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına ve davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle de yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.