MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/06/2014 tarih ve 2014/207-2014/278 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkillerinin davalı şirketin kullandığı krediye kefil olduklarını, banka tarafından ihtar gönderilince icra masraflarını da ödemek zorunda kalmamak için kefaleten borcu ödediklerini ileri sürerek 103.516,05 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, müvekkili ...'ın sadece kefil sıfatının bulunduğunu, kredinin aslında ...., ...., ..., ..... tarafından kullanıldığını, müvekkili şirket tarafından çekilen kredinin aynı gün davalı .... ile....'nin hesabına aktarıldığını, krediye ilişkin tüm kefalet, ipotek, temlik ve hak edişlerin kefiller tarafından sunulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bozmaya uyularak, davacıların ve davalı ....'nın davalı şirketin kullandığı krediye kefil oldukları, kefil olan davacıların kredi borcunu ödedikleri, Borçlar Kanunu'nun 488/2. maddesine göre, kefillerin gerek asıl borçlu ile beraber ve gerek kendi aralarında müteselsil olmayı kabul etmişlerse her biri borcun tamamından sorumlu olup, ancak diğerlerinin hisseleri için onlara rücu hakkını haiz oldukları, müteselsil kefalette kefillerin her birine iç ilişkide düşen sorumluluk payının, başka türlü kararlaştırılmış olmadıkça eşit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı ..... aleyhine verilen karar kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 36.422,31 TL'nin 26/09/2008 den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'ten alınarak davacı ...'a verilmesine, 10.223,80 TL'nin 26/09/32008 den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'ten alınarak davacı ...'a verilmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.1-Dava, borcu ödeyen kefilin diğer kefile rücusuna ilişkin olup, mahkemece bozma ilamından evvelki bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir. Davalı ... bilirkişi raporuna karşı itirazında, davaya konu krediyi kullandıran bankanın muacceliyet ihtarnamesinde borçlu olarak yedi kişinin bulunduğunu, bu ihtarnamede borçlu ve kefillerin belirtilmesine rağmen bu hususun bilirkişi tarafından incelenmediğini, asıl sözleşme ile limit artırım sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Dosya incelendiğinde, davacı ... ve davalı ...'in dava dışı iki kişiyle birlikte 12.06.2007 tarihli genel kredi sözleşmesine 40.000,00TL limitle kefil oldukları, bilahare yapılan limit arttırım sözleşmesi ile de kefalet limitinin 150.000,00TL'ye çıkarıldığı, bu sözleşmede ise sadece davacı ... ve ...'in kefil olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilk sözleşmede üç kefilin bulunduğu kabul edilerek hesaplama yapılması doğru olmadığı gibi, davalı ...'in hesap şekline yönelik olarak ileri sürdüğü ciddi nitelikteki itirazlarının değerlendirilmemesi de doğru olmamıştır.Bu durumda mahkemece yeni bir bilirkişi kurulundan davacıların davalı kefile ne miktar için rücu edebilecekleri konusunda rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı ... vekilinin vekalet ücretine ilişkin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın davalı ... yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı ...'e iadesine, 02/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.