MAHKEMESİ : SİLİFKE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/11/2013NUMARASI : 2012/156-2013/1071Taraflar arasında görülen davada Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.11.2013 tarih ve 2012/156-2013/1071 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin tarım sigortası yaptırdığını, 30/10/2011 tarihinde Silifke yöresinde çıkan fırtınanın etkisiyle ürünlerinin zarar gördüğünü, davacının tarlasında meydana gelen zararın sigorta acentası aracılığı ile T.. T..'e ihbarı üzerine hasar tespiti yapıldığını ileri sürerek, toplam 9.762,50 TL'nin 30/10/2011 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini 15.151,40 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili, hasarın ihbarı üzerine yapılan ekspertiz incelemesinde ürünler üzerinde fırtına hasarının tespit edilemediğini, fırtına hadisesinin yaşanması halinde ürünler üzerinde sap kırılmaları ve dane dökülmelerinin oluşması gerekirken bu emarelerin hiç birisine rastlanılmadığını, meteoroloji verilerinin de fırtınayı göstermediğini, sadece sigortalı alanda yapılan sayım, ölçüm ve teknik değerlendirmeler sonucunda, rüzgar nedeni ile danelerin dolum oranının daha az olduğunun belirlendiğini, poliçe tanzininde beyan edilen dekar başına 500 kg ürünün olmadığını, alınabilecek verimin ancak 300 kg olduğunun belirlendiğini ve yaşanılan bu fizyolojik verim kaybının düzenlenen verim azalış zeyli ile prim iadesi olarak sigortalıya yansıtıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 30/10/2011 tarihinde davacının çeltik tarlasında meydana gelen zararın Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 13.527.31 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Ancak, taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesinin “tazminatın hesabı” başlıklı bölümünde tazminatın poliçede belirtilen muafiyet tutarı indirildikten sonra kalan zarar miktarının, yine poliçede belirtilen sigortacının üzerinde kalan müşterek sigorta oranı ile çarpılarak hesaplanacağı belirtilmiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda poliçede belirtilen hesaplamaya riayet edilmeden tazminat tutarı belirlenmiştir. Bu durumda, mahkemece tazminat miktarının yukarıda bahsedilen poliçe hükmü nazara alınarak hesaplattırılması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken poliçe hükümleri nazara alınmadan yapılan hesaplamaya dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.