MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 17/03/2015NUMARASI : 2012/278-2015/221Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17.03.2015 tarih ve 2012/278-2015/221 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, T.'ın özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı arasında 24.07.2006 tarihinde "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" akdedildiğini, anılan sözleşmenin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4, 7.5 ve 7.6 maddelerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, davalının sözleşme öncesi gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle abonenin menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2005/198E-2007/412 K sayılı kararına istinaden müvekkilinin icra dosyasına 13.475,00 TL ödediğini ileri sürerek, bu meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı suretiyle gerçekleştirildiğini, "İhale Şartnamesi ve Hisse Satış Sözleşmesi" hükümleri uyarınca müvekkilinden talepte bulunulamayacağını, ayrıca davacı tarafından düzenlenen devre esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu alacağın taraflar arasında imzalanan "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin" akdedildiği tarihten önceki döneme isabet ettiği, sözleşmenin 7. maddesi uyarınca davacının davalıdan rücuen talepte bulunabileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 13.475,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 24.07.2006 tarihli sözleşme ile dört ilden oluşan elektrik dağıtım bölgesinde yer alan ve T. uhdesinde bulunan dağıtım sistemi, dağıtım tesisleri ve dağıtım tesislerinin işletilmesi için zorunlu taşınır ve taşınmazların, mülkiyet hakkı saklı kalmak koşuluyla, işletme hakkı U. E.'a devredilmiş, sözleşmenin 7. maddesi ile dağıtım faaliyetinden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırılması yoluna gidilmiştir. Davacı vekili, sözleşme öncesi döneme ilişkin olup T.'ın sorumluluğunda olan dava nedeniyle icra dosyasına müvekkilince ödeme yapıldığını ileri sürerek, 13.475,00 TL'lik ödemenin rücuen tahsil isteminde bulunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Rücu talebine konu Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 30.11.2007 tarih 2005/198 Esas-2007/412 Karar sayılı ilamı kesinleşmeden icra takibine konulmuş, 26.09.2008 tarihli tahsilat makbuzuna göre 13.475,00 TL davalı tarafından ödenmişse de, ödeme tarihinden sonra Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 26.12.2008 tarih 2008/4834 Esas-2008/12546 Karar sayılı ilamı ile mahkeme kararının davalı yararına bozulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda rücuya konu alacağa ilişkin karar bozulduğuna göre, bozma sonucu verilen kararın ne olduğu, verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği, bozma kapsamında icra dosyasına ödenen bedelin geri alınıp alınmadığı araştırılarak, ortada rücuya konu bir alacak bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturularak, ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.