Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10417 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3793 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KASTAMONU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/10/2012NUMARASI : 2012/126-2012/418Taraflar arasında görülen davada Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/10/2012 tarih ve 2012/126-2012/418 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03/06/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. M.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi l tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, davalıların sürücü ve işleteni olduğu araçta müvekkillerinin murisinin yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kaza sonucu murisin vefat ettiğini, bu nedenle müvekkillerinin manen zarar gördüklerini ileri sürerek, toplam 48.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, zamanaşımı defi ile birlikte davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia savunma ve tüm dosya kapsamına göre kazanın meydana geldiği tarihin 08.03.2002 olduğu, davanın ise zamanaşımı süresi geçtikten sonra 13.03.2012 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, taşıma sözleşmesine dayalı olarak vefat eden yolcunun yakınlarının manevi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda, davacıların murisi 08.03.2002 tarihinde meydana gelen kaza sonucu vefat etmiş, açılan ceza davasına davacılar katılarak manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Ceza davasında sürücü hakkında mahkumiyet kararı ile birlikte manevi tazminata da hükmedilmiş ise de Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce ceza kanunlarında meydana gelen değişiklikler nedeniyle iki kez mahkeme kararı bozulmuştur. En son 08.07.2009 tarihinde ceza mahkemesince verilen mahkumiyet ve manevi tazminata ilişkin karar Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nce 25.07.2011 tarihinde ceza zamanaşımı süresi geçtiği gerekçesiyle bozulmuş ve manevi tazminata ilişkin hüküm de ortadan kalkacak şekilde kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. Ceza davasının düşmesine ilişkin karardan sonra davacılar vekilince 13.03.2012 tarihinde manevi tazminata ilişkin iş bu dava açılmış ve mahkemece kaza tarihinden itibaren 10 yıllık süre geçtiği gerekçesiyle zamanaşımından davanın reddine karar verilmiştir.Uyuşmazlık, kişisel hakların tazmini ceza davasında istenildiğinde ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kalkması durumunda hukuk mahkemesinde açılacak davanın zamanaşımı süresinin ne olduğu noktasında toplanmaktadır.Eylemin ceza hukuku açısından zamanaşımına uğramış olması, şahsi hakka etkili değildir. Davacı taraf, ceza davasına şahsi hak talep ederek katıldığına göre bu tarihten itibaren zamanaşımı süresi kesilmiştir (Mülga BK.m.133). Ceza davasının ortadan kaldırılması nedeniyle kesilen hukuk zamanaşımı, en erken ceza dosyasının ilgili mahkemeye geldiği tarihten itibaren yeniden başlar.Somut olayda, ceza davasının ortadan kaldırılmasına ilişkin karar ilgili mahkemeye geldiği 24.11.2011 tarihinden itibaren kesilen zamanaşımı yeniden işlemeye başlamıştır. Yolcu taşıma sözleşmelerinden kaynaklanan ölüm veya cismani zarara ilişkin davalar, TTK'nın 767/5. maddesi yollaması ile BK'nın 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımına tabi olup, iş bu dava da yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresi içinde açıldığına göre, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru değildir.Bu itibarla, mahkemece, davacı tarafın ceza mahkemesinde şahsi hak talebinde bulunmasının zamanaşımını keseceği ve buna göre davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardar alınarak davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.