Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10415 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14049 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ: DENİZLİ (KAPATILAN) 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 06/02/2014NUMARASI : 2013/105-2014/20Taraflar arasında görülen davada Denizli (Kapatılan) 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/02/2014 tarih ve 2013/105-2014/20 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13/10/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. T.. A.. ve asıl ve birleşen davada davalı İ.. T.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı İ.. T..'nın birlikte K.Boya Pazarlama Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti'nin ortakları olduğunu, şirketi temsil ve ilzama yetkili olarak davalı İsmail'in belirlendiğini, müvekkiline ortak olduğu tarihten bu yana hiç bir şekilde kar payı ödemesi yapılmadığını, şirketin kötü yönetildiğini ileri sürerek müvekkilinin kar payının tespiti ile şimdilik 10.000 TL'nin tahsiline, ortaklığın çekilmez hale gelmesi nedeniyle şirketin feshi ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada da aynı nedenlerle beraber davalı şirket müdürünün şirketin stokta bulunan mallarını faturasız olarak sattığını, hatta bu sebeple satılan malların bir çoğunun bedeli alınamadığını, şirketin faturasız ve usulsüz satışlar yönüyle zarara uğratıldığını ileri sürerek davalı İ.. T..'nın şirket müdürlüğünden azlini, şirket yönetiminin kayyuma devredilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalı şirketten geçmiş yıllar kâr payı alacağının bulunmadığı, aksine davalı şirketin 3.121,88 TL zarar payı borcu olduğu, ön muhasebe kayıtları ile resmi ticari defter kayıtları arasında fark bulunduğu, bu farkın davalı şirketin kayıt dışı mal alış ve satışlarının bulunduğunu gösterdiği dolayısıyla faturasız alış satış yapıldığı, bu nedenle şirketin kötü yönetildiği, böylelikle 6762 sayılı TTK'nın 549/4. maddesinde belirtilen muhik sebebin oluştuğu gerekçeleriyle asıl davada kar payına ilişkin istemin reddine, tasfiyeye ilişkin davanın ise kabulü ile davalı şirketin tasfiyesine, birleşen davanın konusu kalmadığından, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm, asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Asıl dava kâr payı alacağının tespiti ile davalı şirketin feshine, birleşen dava ise davalı müdürün görevinden azli istemlerine ilişkin olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile fesih talebinin kabulüne, kâr payı talebinin reddine ve azil istemi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Davalı şirketin, diğer davalı tarafından şirket adına faturasız mal alım satımı yapmak suretiyle şirketi kötü yönetimi, davalı şirketin feshi hususunda haklı sebep oluşturmaktadır. 6102 sayılı TTK'nın 636/3. maddesine göre de, haklı sebeplerin varlığında her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Ancak aynı maddede belirlendiği üzere, mahkemece, istem yani fesih yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedilebilir. Bu itibarla mahkemece, 6012 sayılı TTK'nın 573. maddesi uyarınca limited şirketin bir kişi tarafından kurulabileceği hükmü de dikkate alınarak, TTK'nın 636. maddesinin tartışılması ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, anılan bu hususta bir değerlendirme yapılmadan davalı şirketin feshi yönünde hüküm kurulması doğru bulunmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm, asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün mümeyyiz taraf yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 30,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 13/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.