MAHKEMESİ : SAFRANBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/10/2012NUMARASI : 2009/131-2012/405Taraflar arasında görülen davada Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/10/2012 tarih ve 2009/131-2012/405 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03/06/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. A.. A.. ile davalılar vekili Av. S.. T.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket adına diğer davalı bankanın acente sıfatıyla sermaye piyasası araçları muhafaza işlem sözleşmesi imzaladığını, davalı banka aracılığı ile hisse senedi alım ve satımı yaptığını, ancak davalı bankanın çalışanı tarafından müvekkilinin emir ve talimatları olmaksızın hisse senedi alım ve satımları yapıldığını, 30.08.2008 tarihinde hesabında olması gereken hisse senedi değerinin 269.791,00 TL olduğunu, bu tarihten sonra da hesabına para yatırdığını, ancak 23.02.2008 tarihinde hesabında 40.000,00 TL değerinde hisse senedi bulunduğunu, davalıların müvekkilinin zararından sorumlu olduklarını ileri sürerek, 240.000,00 TL'nin temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, hisse senedi alım ve satımlara ilişkin tüm işlemlerin davacının talimatı ole gerçekleştiğini, davalıya düzenli olarak hesap ekstrelerinin gönderildiğini, ancak davacının her hangi bir itirazda bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın çalışanı tarafından davacının talimatı olmaksızın hisse senedi alım ve satımları yapıldığı, yazılı talimatlardaki birçok imzanın davacıya ait olmadığı, davalının düzenli olarak hesap ekstresi göndermesinin ve davacının buna itiraz etmemesinin yapılan işlemleri kabul anlamına gelmediği, zira bu hususun Aracılık Faaliyetinde Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında Tebliğ’in 4. maddesine aykırı olduğu, davalıların davacı zararından sorumlu oldukları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 229.791,00 TL'nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.Dava, hisse senedi alım satımından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Somut olayda, davacı ile davalı G.. Menkul Değerler A.Ş. arasında sermaye piyasası araçları muhafaza işlem sözleşmesi yapıldığı ve davacı tarafından davalı banka nezdindeki hesaba değişik tarihlerde toplam 270.123,00 TL para yatırıldığı ve toplam 234 adet işlem ile davacı adına bir kısım hisse senetleri alım ve satımların yapıldığı, bu 234 işlemden 5 işleme ait ordinolardaki imzaların davacıya ait olup diğerlerindeki imzaların davacıya ait olmadığı ve bu usulsüz işlemleri de gösterir toplam 15 adet ekstrenin davacıya tebliğ edildiği ve davacının bunlara itiraz etmediği hususlarında uyuşmazlık mevcut değildir. Uyuşmazlık, davacı imzasının bulunmadığı ve davacı adına yapılan 229 adet işlem nedeniyle davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümü için görüşüne başvurulan ilk bilirkişi raporuna davalı vekilinin itirazı ciddi bulunarak, yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması gerekli görüldükten ve yeni rapor alındıktan sonra, bu kez ilk rapora itibar edilerek karar verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece, davacı adına yapılan hisse senedi alım ve satım işlemlerini gösterir 15 adet ekstrenin davacıya gönderildiği halde davacının bu işlemlere açıkça itiraz etmemesinin yapılan işlemlere icazet verip vermediğinin ve davacının imzasının bulunduğu 5 adet ordinodaki işlemlerin sahte imza ile alımı yapılan hisse senetlerinin satımına ilişkin olup olmadığının belirlenmesi ve şayet davacının imzası olan 5 adet ordinoda satışı istenen hisse senetlerinin sahte imza ile alımı yapılan hisse senetleri ise davacının bu usulsüz işlemlere icazet verdiğinin kabulü gerektiği gözönüne alınarak, konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan, aralarında çelişki bulunan her iki bilirkişi raporunu irdeleyen, iddia ve savunmayı yeterince değerlendiren ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 03/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.