MAHKEMESİ : KDZ.EREĞLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/05/2014NUMARASI : 2009/192-2014/119Taraflar arasında görülen davada KDZ.Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/05/2014 tarih ve 2009/192-2014/119 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13/10/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. B.Ç. ile davalı vekili Av. A.. E.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 02.09.2008 tarihinde gemi işletme sözleşmesi imzalandığını, bu anlaşma uyarınca "N." isimli geminin işletilmesi işini müvekkilinin üstlendiğini, yine geminin işletmesi ile ilgili tüm masrafları ve geminin bakım tutumu ile ilgili diğer giderleri karşılama yükümlülüğünün de müvekkiline yüklendiğini, bunun karşılığında davalı donatanın da müvekkiline aylık 7.000 USD gemi işletme ücreti ile birlikte müvekkilinin geminin işletilmesi ile ilgili yaptığı tüm masrafları ödemeyi üstlendiğini ancak iki aylık gemi işletme ücreti ile birlikte müvekkili tarafından yapılan diğer masrafların davalı tarafından ödenmediğini, söz konusu alacak nedeniyle müvekkilinin gemi alacaklısı olduğu ve gemi üzerinde kanuni rehin hakkının bulunduğunu ileri sürerek, 199.679,84 USD'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, gemi üzerinde 6762 sayılı TTK'nun 1235/6 ve 1236 maddeleri uyarınca kanuni rehin hakkı tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca müvekkilince ödenmesi gereken giderlerin büyük bir kısmının davacı şirketin müdürüne ödendiğini, diğer bir kısım ödemelerin ise müvekkilinin talimatı ile müvekkiline borçlu olan üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirildiğini, yine davacı tarafça belirtilen bir kısım harcamaların ise doğrudan müvekkilince yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça 02.09.2008 tarihli gemi yönetimi sözleşmesi uyarınca yaptıkları masrafların ve aylık gemi işletme ücretinin davalı tarafından ödenmediği ileri sürülmüş ise de davacının davalıdan alacaklı olduğunu ispat edemediği, davaya konu edilen ve gemi yönetimi sözleşmesine dayalı alacağın mülga TTK'nun 1235. maddesinde sayılan alacaklar kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, taraflar arasında düzenlenen gemi işletme sözleşmesine dayalı alacağın tahsili ile gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tesisi istemlerine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak mahkemece, dosyada mübrez 04.02.2014 havale tarihli bilirkişi raporuna dayalı olarak davacının alacağını ispat edemediği sonucuna varılmış ise de davacı tarafça, 01.04.2014 tarihli dilekçe ile işbu rapora karşı somut ve ciddi itirazlarda bulunulmuş, yapılan ödemelere ilişkin faturalar ve ödeme belgeleri sunulmuş olmasına rağmen bu itirazlar konusunda yeni bir bilirkişi raporu ya da ek rapor alınmaması doğru olmadığı gibi davacının banka yoluyla yaptığı ödemelere ilişkin alacaklının ödemeyi kabul ettiğine dair imzasının ve kaşesinin bulunmadığı gerekçesiyle bu ödemelere itibar edilemeyeceğine ilişkin bilirkişi görüşüne itibar edilmesi de doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, davacı tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporuna yapılan somut ve ciddi itirazları karşılamak için yeni bir bilirkişi raporu ya da ek rapor alınmak ve taraflar arasında belirli bir süreyi kapsayan sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle bu ilişkinin başından itibaren varsa taraflarca birbirlerine yapılan ödemeler gözetilmek suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no1u bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.