Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10361 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8908 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/11/2014NUMARASI : 2013/440-2014/385Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/11/2014 tarih ve 2013/440-2014/385 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı tarafa yaptığı işin bedeli olarak kesilen faturanın davalıya tebliğ ettiğini, ancak davalı tarafın faturayı ödemediğini, bunun üzerine faturaya dayalı icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalı aleyhine %40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin davaya konu faturayı usulsüz bularak iptal işlemi ile iade ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında nakliye ve kepçe hizmetine dayalı süreklilik arzeden bir ticari ilişkinin bulunduğu, dava konusu faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği, bu faturada söz edilen kepçe çalıştırılması ve malzeme çekilmesi hizmetinin alındığını gösteren fişlerin tümünde davalı şirket çalışanının imzasının olduğu, davalı adına tanzim edilen faturanın davacı şirket tarafından düzenlenen F. BS ile mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirime konu edilerek beyan edildiği, KDV'ye konu edildiği, ayrıca davacıya ait ticari defterlerde de faturanın kayıt altına alındığı, bu nedenle dava konusu hizmetin alındığının kabulü gerektiği, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu, ancak davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediğinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatına hak kazanacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 13.334,00 TL alacak yönünden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının asıl alacağın %20' den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, taşıma ve kepçe hizmet bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davacının tek yanlı olarak düzenlediği beyanname, defter kaydı ve bir kısım fişler gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı gerek icra takibine itirazında gerekse de yargılamanın devamı süresince davacının düzenlediği faturadaki hizmeti almadığını savunmuştur. Davacı tarafından düzenlenen faturanın davalıya tebliği ve davalının da somut olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK'nın 21/2. maddesi gereğice 8 gün içinde itirazda bulunmaması sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurur. Davacı ayrıca bu faturadaki hizmeti verdiğini ispatlamalıdır. Bu durumda, mahkemece davacının düzenlediği faturanın davalı defterlerine kaydedilmediği gözetilerek, davacı tarafından hizmet verildiğinin delili olarak sunulan fişler nazara alınmak suretiyle davacı tarafından hizmet verilip verilmediği belirlendikten sonra taşıma konusunda uzman bilirkişiden alınacak raporla verilen hizmetin bedeli tespit edilerek oluşacak sonuç çerçevesinde karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi icra inkar tazminatının infazda tereddüt yaratacak şekilde "% 20'den aşağı olmamak üzere" şeklinde hükmedilmesi de doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.