Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10335 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2629 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 22/10/2013NUMARASI : 2000/621-2013/356Taraflar arasında görülen davada İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.10.2013 tarih ve 2000/621-2013/356 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı N..T.. vekili, müvekkilinin davalı bankaya devrinden önceki E.. T.A.Ş. Şirinyer Şube Müdürlüğü nezdinde ticari işletmesiyle ilgili hesabı bulunduğunu, müvekkilinin uzun süre kalp rahatsızlığı geçirmesi nedeniyle davalı banka çalışanı davalı O.. Y..'a güvendiğini, ancak bir kısım usulsüzlükler yaptığını anlaması üzerine İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2000/357 D.iş sayılı dosyasıyla bilirkişi incelemesi yaptırdığını, bilirkişi raporunda söz konusu hesaptan talimatsız ve usulsüz toplam 19.370,44 TL çekildiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin ayrıca munzam zararının ve manevi zararının oluştuğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak toplam 37.414,12 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı, 25.04.2013 tarihli temlikname ile alacağını Ö.. A..'e temlik etmiştir. Davalı O.. Y.. vekili, davacının bir yılı aşkın bir süre hesaplarını kontrol etmemesinin yaşamın olağan akışına aykırı olduğunu, usulsüz olduğu iddia edilen işlemlerin fişleri incelendiğinde bir çoğunda yetkili imza olarak müvekkilinin imzasının bulunmadığını, pek çoğunun imzasız olduğunu, ancak tümünde teslim alan imzasının mevcut olduğunu, bu imzaların davacının verdiği telefon veya faks talimatları doğrultusunda davacının elemanlarına ait olduğunu, davacının tüm işlemlerden haberdar olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı E.. T.A.Ş. vekili, davacı ve O.. Y..'ın yakın zamana kadar samimi ilişkiler içinde olup birbirlerine baba-oğul şeklinde hitap ettiklerini, daha sonra tarafların aralarının bozulduğunu, davacının banka hesaplarından usulsüz para çekildiğini bilmemesinin ve fark etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ödeme fişlerindeki imzanın gerçekten davacıya ait olmaması halinde bu imzaların davacının onayı ile davalı O.. Y.. veya başkası tarafından atılmış veya attırılmış olabileceğini, müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, İzmir1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2000/357 D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 206/126 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ve ceza mahkemesinin gerekçesinde davalı O.. Y..'ın toplam 19.220,44 TL'yi zimmetine geçirdiğinin belirtildiği, davalı banka çalışanı O.. Y..'ın yapmış olduğu eylem ve işlemler nedeniyle davalı bankanın BK'nın 100. maddesi gereğince sorumlu olduğu, ancak davacı N.. T..'nun da basiretli bir tacir olarak hesaplarını kontrol ve takip etmesinin gerektiği, davacının uzunca bir süre bu lazimiyeyi yerine getirmediği ve zararın artmasına kendisinin de sebebiyet verdiği, BK'nın 44. maddesi gereğince olayın oluş şekli ve niteliği göz önüne alınarak davacının %25 kusurlu olduğu, davacının munzam zararının belirlenemediği, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 14.415,34 TL maddi tazminat ile 11.333,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.749,18 TL maddi tazminatın tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava, hesaptan usulsüz çekilen paranın bankadan ve banka görevlisinden tahsili istemine ilişkindir.Mahkemenin gerekçesine dayanak yaptığı İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında davalı O.. Y..'ın hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçunu işlediği belirtilmiş ise de, zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmiş, Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nce de banka zararı yönünden özel hukuka ilişkin hakların saklı kalması ifadesi eklenerek hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Bu durumda davalı O.. Y..'ın dava konusu meblağı zimmetine geçirdiğine dair kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin ceza mahkemesi gerekçesine dayanması doğru görülmemiştir.Somut olayda, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2000/357 D.İş sayılı dosyasındaki grafolog bilirkişi ve bankacı bilirkişi tarafından ayrı ayrı düzenlenen raporlarda hesap sahibinin hesabından 28.05.1998-21.04.1999 tarihleri arasında toplam 19.220,44 TL'lik usulsüz işlemle para çekildiği tespit edilmiş olup, bu husus taraflar arasında da uyuşmazlık konusu değildir. Davalı O.. Y.., para çekme dekontlarının çoğunda imzası bulunmadığını, çekilen paraların hesap sahibinin faks ve telefon talimatı doğrultusunda gerçekleştirildiğini savunmuş, davalı banka da yapılan işlemlerin hesap sahibinin bilgisi dahilinde yapıldığını, hesap sahibinin yapılan işlemleri benimsediğini savunmuştur. Dosyada mevcut davalı E.. A.Ş'ye ait müfettiş raporunda, hesaptan çekilen paranın 9 işlemle davalı O.. Y..'ın hesabına , 15 adet işlemle T.. İnşaat, A.. M.., B.. Ö.. gibi firma ve gerçek kişilerin hesaplarına aktarıldığı, 15.06.1998 tarihinde 216,00 TL'nin Nedai Tuğcu'nun müşterisi E.. K.. Profil firması adına EFT yapıldığı, 13.11.1998 tarihinde 25.00 TL'nin N..T.. tarafından verilen senetlere ilsak edilen pul bedeli olduğu, 6 adet para çekme işleminin akıbetinin ise belirlenemediği belirtilmiştir. Ceza dosyasındaki bilirkişi raporunda da banka müfettiş raporundaki benzer belirlemelere yer verilmiştir. Yine davacı tarafın delil olarak dayandığı İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2000/357 D.İş dosyasındaki bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda N..T..'nun 13.05.1998-06.09.1999 tarihleri arasındaki hesap hareketlerine ilişkin 46 kalem işleme ilişkin fişler incelenmiş, dava konusu 25 adet usulsüz para çekme işlemi dışındaki diğer para çekme dekontlarında müşterinin imzası bulunduğu açıklanarak liste halinde gösterilmiştir. Bu listeden hesaptan usulsüz para çekilme işlemlerinden sonra ara ara müşteri imzasıyla para çekildiği, en son usulsüz işlemin 21.04.1999 tarihli olmasına rağmen bu işlemden sonra da en son 06.09.1999 tarihli olmak üzere müşteri imzasıyla 5 adet işlem daha yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, banka müfettiş raporundaki belirleme ile delil tespiti dosyasındaki usulsüz işlemlerden sonra müşteri tarafından para çekilme işlemleri değerlendirilerek, hesaptan başka hesaba aktarılan kişilerle hesap sahibinin ticari ilişkisi bulunup bulunmadığı, N.. T..'nun usulsüz para çekilmesinden sonra imzasıyla tekrar para çekmesinin hesap sahibinin yapılan işlemlere icazet verdiği, benimsediği anlamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususu tartışılmamış, yetersiz gerekçeyle davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin munzam zarara ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin ve davalı O.. Y.. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin munzam zarara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.