MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 29/12/2011NUMARASI : 2009/505-2011/544Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29.12.2011 tarih ve 2009/505-2011/544 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketçe sigortalı 162 adet adet akü emtiasının karayolu ile davalı şirket tarafından İngiltere'ye taşındığını, varış yerinde 117 adet akü emtiasının hasarlı olduğunun anlaşıldığını, hasar nedeniyle sigortalıya 12.112,00 TL ödeme yaptığını ileri sürerek, 12.112,00 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, TTK'ya göre dava konusu hasar ve eksikliğin mahkemece tayin edilecek bilirkişi aracılığı ile yahut da taşıyıcı ve temsilcisinin de katılacağı bir tutanak ile tespiti gerekirken bu hususlara uyulmadığı gibi, CMR hükümlerine uygun da bir tespit ve bildirim yapılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, CMR Konvansiyonu kapsamındaki taşıma nedeniyle nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.Davacı taraf, davalının üstlendiği Manisa İngiltere arasındaki karayolu taşımasında 117 adet akünün hasarlandığını ileri sürerek, rücuen tazminat isteminde bulunmuş, davalı taraf davaya cevap vermemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, sürücünün de imzasının yer aldığı bir hasar tespit tutanağı veya hamule senedi üzerine alıcı tarafından düşülmüş bir hasar bildirim kaydı bulunmadığı, CMR'nın 30/1. maddesi hükmüne uygun bir hasar tespiti olmadığı için davalı taşıma şirketinin bahse konu hasardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı bildirilmiş, mahkemece de bu bilirkişi raporu doğrultusunda CMR'ye uygun bir hasar tespit ve bildirimi yapılmadığı, ayrıca TTK'ya göre hasar ve eksikliğin mahkemece tayin edilecek bilirkişi aracılığı ile yahut da taşıyıcının ve temsilicisinin de katıldığı bir tutanakla tespit edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlıkta ülkemizin taraf olduğu CMR Konvansiyo'nun uygulanması gerekmektedir. CMR'nın 30/1. maddesi "Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görülduğü hallerde teslim anında veya açıkca görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildigi sekilde alındıgına kanıt olusturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır." hükmünü haizdir. CMR'nin 30/1. maddesine göre hasarın belirtilen süreler içinde taşıyıcıya bildirilmesi halinde hasarın taşıma sırasında oluşmadığının ispat yükü taşıyıcıya ait olup, süresinde taşıyıcıya hasar bildirimi yapılmaması halinde ise hasarın taşıma sırasında oluştuğunun ispat yükü göndericiye aittir. Davacı taraf, hasar bildirimine ilişkin delil olarak göndericinin noter kanalıyla çektiği 03.09.2008 tarihli ihtarname ile bir kısım e-posta çıktısı sunmuştur. Bu delillerin CMR'nın 30/1. maddesi uyarınca usulüne uygun süresinde bir bildirim sayılıp sayılmayacağı değerlendirilip tartışılmayarak yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.