Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10319 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 12874 - Esas Yıl 2004





Taraflar arasında görülen davada Trabzon Asliye 2.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 11.05.2004 tarih ve 2003/68-2004/216 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin hamili olduğu ve süresinde ibraz edemediği, 575.000.000 TL bedelli çek'in keşidecisi olan davalı aleyhine başlattıkları takibin, davalının borcu olmadığına ve faiz oranının fahiş olduğuna ilişkin itirazı üzerine durduğunu, davalının çekteki imzaya inkar etmediğini, alacağın imzası inkar edilmeyen bir belgeye dayalı olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra-inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, adi belge niteliğine dönüşen çekin cirosu ile hakkın, davacıya ancak alacağın temliki ile intikal edebileceğini, davacının bu durumda yetkili hamil sıfatı bulunmadığını, çekin bedelsiz olduğunu, bir borç ilişkisi doğmadığını, havale niteliğindeki belgeye dayalı takip başlatılamayacağını, faiz oranının yüksek olduğunu savunarak, davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, dosya kapsamına, toplanan kanıtlara, davacı tanık beyanlarına göre, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu ve taşıma irsaliyesinde, gönderilenin davalı olduğunun yazılı bulunduğu, navlun faturasının gönderene muhatap olarak düzenlendiği, davalının temel ilişki olarak davacıya borçlu olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava, çekin son hamili davacının, davalı keşideci aleyhine, çek bedelinin tahsili için başlattığı takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacının yetkili son hamil ,davalının keşideci,ilk hamil lehdarın dava dışı Muhammer olduğu , çek'in süresinde bankaya ibraz edilmediği, takibin adi haciz yolu olduğu ve sadece çek'in takibe dayanak yapıldığı dosya kapsamı ile sabit ve çekişmesizdir. Çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına kavuşabilmesi için önünde iki seçenek bulunmaktadır. Hamil ya doğrudan temel borç ilişkisine dayanmalı, ya da TTK.nun 730/14 ncü bendi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken ve aynı Yasa'nın 644 ncü maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap hukuki nedenine dayanmalıdır. Davacı vekili, 25.12.2003 tarihli layihasında, taşıyan müvekkilinin,taşıma bedeline ilişkin alacağı nedeniyle, davalı taşıtan-gönderilen davalı keşideciden aldığı ciro görmüş çeki, keşidecinin isteği üzerine bankaya ibraz etmediğini, bunun üzerine temel ilişkiye dayalı olarak takip başlattıklarını iddia etmekle, dava TTK.nun 644 ncü maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davası değildir. Böyle bir çek, son hamil ile kendisine ciro eden ciranta arasında HUMK.nun 292 maddesi gereğince temel ilişki yönünden yazılı delil başlangıcı sayılır. Bu durumda çek hamili, çeki kendisine ciro eden kişiye karşı temel ilişkiye dayalı olarak takip ya da alacak davası açarak alacağına kavuşabilir. Davalı, temel ilişkiyi savunmasında reddetmiş olup, davacı hamil ile davalı keşideci arasında bir temel borç ilişkisi çek'e göre bulunmadığından, böyle bir çek'in, davacı lehine yazılı delil başlangıcı sayılması da esasen mümkün değil ve tanıkla kanıt olanağı bu nedenle ve miktar itibariyle esasen bulunmamakta ise de, davacı, çek dışında kalan başka kesin delillerle temel ilişkiyi kanıtlama olanağına sahiptir. Ne var ki, davacı tarafın delil listesinde yer alan faturanın borçlusu gösterilen muhatabı, davalı olmadığı gibi, taşıma irsaliyesinde davalı, gönderilen olarak yer almış ise de, böyle bir irsaliyenin tek taraflı olarak düzenlenmesinin her zaman olanaklı olması yanında, irsaliyeyi düzenleyen nakliyeci, davacı dahi değildir. Mahkemece, davacının tanıkları dinlenmiş ise de, bu tanıklar davacının sürücüleri olduğu gibi, diğer delillerle bu beyanlar desteklenmemiştir. 9.3.2004 tarihli oturumda, yemin teklif hakkını da davacı taraf, hatırlatıldığı halde kullanmamıştır. Bu durumda, temel ilişkisi kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dayanılan delillere uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle, aksi sonuca varılması doğru olmamıştır. 2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.