Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10317 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3670 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 07/11/2013NUMARASI : 2011/103-2013/258Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/11/2013 tarih ve 2011/103-2013/258 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin eski ortak ve temsilcilerinden olan davalı C.. E..'ın 2009 yılı Temmuz ayı itibariyle şirketle fiili bağının kesildiğini, 14.05.2010 tarihinde davalı O.. O..'ın şirkete bir ihtarname göndererek "şirketçe üretilen solusyon ruhsatlarını devraldığını ve bu solüsyonların artık üretilemeyeceğini" bildirdiğini, davalı Celalettin'in hukuken şirket yetkilerinin kendisinden alınmasından 4 gün önce dava konusu ruhsatları devrettiğinin anlaşıldığını, 13.10.2009 tarihinde de davalının tüm hisselerini yönetim kurulu üyesi İsmail Karcı'ya devrederek şirketle tüm ilişkisinin kesildiğini, davalının şirketten ayrılacağının anlaşılmasından sonra kasten ve şirketi zarara sokmak maksadıyla şirkete ait 3 adet solüsyonu değerinin çok altında muvazaa yoluyla C.. P..'e devrettiğini, ruhsatların son olarak davalı O.. O..'a geçtiğini, ruhsatların devrine ilişkin alınmış bir yönetim kurulu kararının da bulunmadığını, devralanların sektörde faaliyet göstermediğini, tüm davalıların kötüniyetli olduğunu, 10.000,00 TL olarak gösterilen devir bedelinin de şirket hesaplarına intikal ettirilmediğini ileri sürerek 30.07.2009 ve 28.10.2009 tarihli ruhsat devir işlemlerinin iptalini, bunun mümkün olmaması halinde şimdilik 10.000,00 TL'nin davalı C.. E..'dan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı C.. E.. vekili, dava konusu 3 üründen 2'si ile ilgili olarak davacının hiç bir üretim yapmadığını, sadece davacıya müvekkilince kazandırılan povisor antiseptik çözeltinin 2009 yılından itibaren üretildiğini, bunların davacının üretiminin temelini oluşturmadığını, zira cironun %1'ini bile teşkil etmediğini, bu ürünlerin satılarak maaşına mahsup edilmesinin yönetim kurulu tarafından müvekkiline söylendiğini, kötüniyet hususunun doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı O.. O.. vekili, müvekkilinin yıllarca ilaç mümessilliği yaptığını, satın alma işleminde muvazaanın bulunmadığını, amacının ruhsatlarda belirtilen ürünleri imal etmek/ettirmek olduğunu, kötüniyetin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı C.. P.. vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin ruhsatları davacı şirketin yetkili temsilcisinden aldığını, 6.000 TL'ye davacı tarafından alınan ruhsatın 10.000 TL'ye müvekkiline devredildiğini, muvazaa iddiasının davacı tarafından çürütüldüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davaya konu ruhsatları 25.10.2007 tarihinde 6.000,00 TL bedelle devir aldığı, ancak Povisor Antiseptik Çözelti dışındaki solüsyonlarla ilgili herhangi bir üretimin olmadığı, davacının söz konusu solüsyonları devir aldığı bedel ile devir ettiği tarihteki bedel karşılaştırıldığında fiyatlar arasında açık bir oransızlık bulunmadığı, dosya kapsamına göre davacının muvazaa iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Davadaki taleplerden birisi davacı şirket adına olan solüsyon ruhsatlarının devrine dair sözleşmenin iptaline ilişkin olup, davacı taraf bu husustaki iddialarının delili olarak devir bedelinin düşüklüğünü, devralan davalıların dava konusu ruhsatlarla ilgili bir faaliyetinin bulunmamasını, taraflar arasında görülen bir başka davada davalı C.. E..'ın 31.07.2009 tarihi itibariyle şirketle ilişkisini kestiğine ilişkin beyanını ve aynı davalının 03.09.2009 tarihinde şirket adına olan bir markayı da işbu davada da davalı olan O.. O..'a devretmesini göstermiş, davalıların kötüniyetli olduğunu ileri sürmüştür. Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/374 Esas sayılı dosyasında davalı C.. E..'ın 03.09.2009 tarihinde "Şiftrap" ibareli markanın devrine ilişkin işleminin muvazaa nedeniyle iptal edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin bedelde muvazaaya ilişkin gerekçesi hakimin özel ve teknik bilgi sahibi olmaması nedeniyle yerinde olmadığı gibi, görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti de solüsyon ruhsatlarının değeri ile ilgili net bir bilgi veremeyeceklerini bildirmişlerdir. Mahkeme gerekçesinde yukarıda belirtilen iddialarla ilgili yeterli değerlendirme yapılmamış, sadece davacı şirketin solüsyonları devir aldığı bedel ile devrettiği bedel arasında açık bir orantısızlık bulunmadığı, muvazaa iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu itibarla mahkemece, davaya konu solüsyon ruhsatlarının bedeli ile ilgili uzman bilirkişi heyetinden rapor alınıp davacının diğer tüm iddialarının birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddolunması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.2- Öte yandan, davacı devir bedelinin şirket hesaplarına intikal ettirilmediğini de ileri sürmüş, iptal talebinin kabul görmemesi halinde fazlaya dair haklarını saklı tutarak devir bedelini de içerecek şekilde 10.000,00 TL'nin tahsilini istemiştir. Mahkemece, bu talep hakkında herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin davanın reddine karar verilmesi de doğru olmayıp hükmün bu yönden de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.