Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1024 - Karar Yıl 2001 / Esas No : 10112 - Esas Yıl 2000





Taraflar arasında görülen davada (Antalya Asliye Dördüncü Hukuk Mahkemesince verilen 22.9.2000 tarih ve 1999/63 - 2000/1335 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar Yılmaz .......... Petrol, Hakkı vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile gerçek kişi davalıların diğer davalı Limited Şirketi kurduklarını,, müvekkilinin ayni sermaye ile katıldığını ve tahsis ettiği taşınmaz üzerinde petrol istasyonu kurulduğunu, davalı Hakkı ve Ramazan'ın şirketin müdürü olduklarını, şirketin faaliyetleri ve hesapları hakkında kendisine bilgi verilmediğini, kendisini şirkete sokmadıklarını, yaşlı olması nedeniyle horladıklarını, işletmeyi zararda göstererek kar payı da ödemediklerini ileri sürerek, şirketin feshi ile, şimdilik 220.000.000.TL maddi zararın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar Ramazan ve Hakkı, iddianın doğru olmadığını, şirketi davacının oğlu diğer ortak Yılmaz'ın yönettiğini, davacının oğlu Yılmaz ile anlaşmazlığı olduğu zaman şirketin feshini istediğini, şirketin zarar ettiği ve kendisine kar verilmediği iddialarının doğru olmadığını savunmuşlardır. Davalı Yılmaz, iddianın doğru olduğunu, şirketin işlerini diğer davalıların yürüttüklerini, şirketin hesapları hakkında bilgi vermediklerini, kar dağıtmadıklarını ve davayı kabul ettiğini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davalı şirketin kuruluşundan 1997 yılına kadar kar payı dağıttığı 1997'den bu yana kar payı ödemediği, ortakların 10.489.537.760.TL alacaklı olduğu, şirket kayıtlarının sağlıklı bir şekilde tutulmadığı, davacının yaşlı ve şirket işlerini bilmemesi nedeniyle horlandığı, şirkete sokulmadığı, şirket işleri hakkında bilgilendirilmediği, huzursuzluk ve geçimsizlik nedeniyle şirketin kuruluş amacının gerçekleşmediği ve TTK.nun 549/3. maddesinde belirtilen muhik sebebin gerçekleştiği gerekçesiyle, şirketin feshine, 220.000.000.TL kar payının davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalılar Hakkı ve Yılmaz temyiz etmişlerdir. 1- Dava, TTK.nun 549/4. maddesi uyarınca, Limited Şirketin haklı nedenlerle feshi ve aynı Kanunun 533. maddesi gereğince, kar payı tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin ortağı bulunduğu davalı şirketin diğer ortakları olan gerçek kişi davalıların müvekkilinin yaşlı ve hasta olması nedeniyle kendisini horladıklarını, hesaplardan haberdar etmediklerini, sürekli zarar gösterdiklerini ve yıllardır kar dağıtmadıklarını iddia etmiş, davalıların birtakımı ilk oturuma gelerek iddianın doğru olmadığını, davalı şirketin zarar ettiği ve kar dağıtmadığının gerçeği yansıtmadığını savunmuşlar, davacının oğlu olan Yılmaz ise, iddianın gerçek olduğunu beyan etmiştir. Ancak, hükme dayanak bilirkişi raporunda davalı şirketin hiç zarar etmediği, her yıl kar ettiği fakat 1997 yılından itibaren kar dağıtmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, davacı ortağın diğer ortaklarca dışlandığı, horlandığı hususunda soyut iddiadan başka bir kanıt sunulmamıştır. Bu durumda davalı şirketin gayesini gerçekleştiremeyeceği ve haklı nedenlerle feshi koşullarının oluştuğu somut kanıtlarda kanıtlanmadığından, davacının feshe ilişkin isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Öte yandan, davacının kar payı istemine gelince; TTK.nun 533. maddesinde, şirket mukavelesinde aksine hüküm bulunmadıkça ortaklar, sermaye koyma borçlarını yerine getirdiği nisbette yıllık bilançoya göre elde edilmiş safi kardan pay alacakları öngörülmüş ise de, aynı Kanunun 534. maddesi yollamasıyla 469. maddesinde, kanuni ve ihtiyari yedek akçelerle kanun ve esas mukavele hükümlerince ayrılması gerekli diğer paralar safi kardan ayrılmadıkça kar payı dağıtılamayacağı belirtildiği gibi, aynı şekilde anılan madde hükmünde kar payı dağıtılmasına genel kurulca karar verilmedikçe kar payı dağıtılmayacağı öngörülmüştür. Ayrıca davalı şirketin Ana sözleşmesinin 13. maddesinde, kar payının ne şekilde dağıtılacağı da düzenlenmiştir. Somut olayda, davalı şirketin kar dağıtılması, ya da dağıtılmaması konusunda bir ortaklar kurulu kararı olup olmadığı, davacının yönetimden genel kurula bu konuda bir gündem maddesi koymasını talep edip etmediği dosya içeriğinden anlaşılmamıştır. « O halde mahkemece, davalı şirketin ticaret sicil dosyası getirtilerek, yukarıda anlatılanlar doğrultusunda inceleme yapılmak ve oluşacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulmak gerekirken, bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile kar payının tahsiline karar verilmesi isabetli olmamış ve kararın bu nedenle de, bozulması gerekmiştir. Sonuç : Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde yazılı nedenlerle, kararın davalılar yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.2.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.