MAHKEMESİ : SAKARYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/10/2013NUMARASI : 2012/351-2013/394Taraflar arasında görülen davada Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/10/2013 tarih ve 2012/351-2013/394 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi her iki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin, 2011 yılında 579 sayılı B... Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla devlet destekli 10 adet damızlık inek aldığını, almış olduğu inekleri Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi kapsamında davalı sigorta firması acentesince düzenlenen 12.4.2011 tarih 14... poliçe nolu hayvan hayat sigortası poliçesiyle sigortalattığını, sigortalanan hayvanlardan TR 590.... küpe nolu ineğin 31.01.2012 tarihinde ahırda ölü olarak bulunduğunu, müvekkilinin aynı gün hasar ihbar hattını arayarak ihbarda bulunduğunu, sigorta eksperince yapılan inceleme neticesinde ölüm sebebi RPT hastalığı kabul edilip bu hastalığın teminat dışında olduğundan bahisle müvekkiline ödeme yapılmadığını, veteriner tarafından müvekkiline ait hayvanlara, RPT hastalığının önlenilmesi için 10.1.2012 tarihinde mıknatıs yutturulduğunu, müvekkilinin poliçe kapsamında tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ileri sürerek fazlaya dair haklar saklı kalmak koşuluyla zarar bedeli olan 6000.00 TL'nin ölümün meydana geldiği 31.1.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı G.. A.. Vekili, davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, teminat dışında kalan RPT hastalığı nedeniyle gerçekleşen ölüme bağlı olarak zararın tazmini yükümlülüğünün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir,Davalı Tarım Sigortaları H.. İşletmesi A.Ş vekili; davada sadece kendisine husumet yöneltilmesinin gerektiğini, RPT ve buna bağlı hastalıkların devlet destekli hayvan hayat sigortası genel şarıtları uyarınca teminat dışı sayıldığını, meydana gelen ölümün RPT hastalığından kaynaklanması nedeniyle davacıya ödemede bulunulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; devlet destekli hayvan hayat sigortası genel şartları uyarınca sigortalanan ineklere mıknatıs yuturulması işleminin risk inceleme aşamasında görevli eksperlerce belgeleneceği, sigorta genel şartları uyarınca mıknatıs yutturulmaması halinde bana bağlı olarak meydana gelebilecek RPT ve benzer hastalıkların teminat kapsamı dışında tutulduğu, davaya konu olayda risk incelemesi aşamasında sigorta eksperince bu işlemin yapılıp yapılmadığının bizzat tespit edilmediği gibi buna ilişkin belge de istenilmediği, sigortalının beyanına istinaden doldurulduğu belirtilen risk inceleme raporunda sigortalının imzasının da bulunmadığı, bu bu nedenle teminat kapsamında sayılması gereken hasar nedeniyle davalıların sorumlu olduğu, poliçe uyarınca hasar bedelinden % 20 orananda indirim yapılacağı gerekçesiyle 4400.00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Kararı, her iki davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, T.. Devlet Destekli Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası Poliçesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Açılan davada davacının aktif taraf sıfatının (husumet) varlığı mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gereken hususlardandır. Davanın dayanağını oluşturan sigorta poliçesinde 579 Sayılı B... Tarım Kredi Kooperatifi dain-i mürtehin olarak gösterilmiştir. Bu durumda anılan kooperatifin rehin hakkı bulunduğundan sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona aittir.Sigortalı ancak lehine rehin verilen alacaklının açık muvafakatini almak şartıyla ve kendi menfaati de zedelendiği takdirde tazminat isteme hakkına sahip olur. Buna göre mahkemece, dava dışı tarım kredi kooperatifinin rehin hakkının ortadan kalkıp kalkmadığının kendisinden sorularak açıklığa kavuşturulması, rehin hakkının devam ettiğinin anlaşılması halinde ise asıl dava ve talep hakkına sahip kooperatiften açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunması için davacıya süre verilmesi ve bu usuli işlem tamamlandığı takdirde işin esasının incelenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.2-Davalı G.. A.. vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;21.06.2005 tarih ve 25852 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe giren 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile üreticilerin bu kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesi amacıyla tarım sigortaları uygulamasına geçilmiştir. Hangi risklerin teminat altına alınacağı anılan Kanun'un 12. maddesinde açıklanmıştır. Tarım sigortaları, Devlet desteğini zorunlu kılan çok yüksek riskli sigortalar olduğundan, ülkemiz koşulları itibariyle serbest piyasa şartlarında yapılmaları şu an itibariyle mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle tarım sigortalarının yapılabilmesi için kanun koyucu özel bir yapıya ihtiyaç duymuş, ‘T.. Sigortaları Havuzu’ kurumunu oluşturmuştur. Bu yapının amacı 5363 sayılı Kanun'un 4. maddesinde etraflıca açıklanmış, devamı maddelerinde nasıl çalışacağı, görevleri ve hangi yetkilere sahip olacağı düzenlenmiştir. Kanun'un tamamı değerlendirildiğinde tarım sigortaları ile ilgili sistem, normal sigortalardan oldukça farklılıklar arz etmektedir. Özellikle yapılan tarım sigortaları karşılığında sigorta şirketi tarafından sigorta ettirenlerden tahsil edilen primlerin tamamı T.. Sigortaları Havuzu'na aktarılmaktadır. Sigorta şirketlerinin tahsil edip de aktarmadığı primler bakımından havuzun primlerin aktarılması talebi, ‘kamu alacağı’ niteliğinde kabul edilmiş, kamu alacaklarının tahsilini düzenleyen kanun hükümlerine tabi kılınmıştır. T.. sigortaları düzenlemesinin asıl amacı, üreticilerin zararlarını karşılamak, uzun vadeli gelir istikrarına kavuşmalarını temin etmek, ekonomik ve sosyal bakımından toplumsal katkılar sağlamaktır. Bu yönüyle kamu düzenini ilgilendiren sigorta türü olduğunu söylemek mümkündür. Tarım sigortalarının işleyişinde temel unsur tarım sigortaları havuzudur. 5363 sayılı Kanun’un 9. maddesinde bu havuzun işletilmesine ilişkin iş ve işlemlerin, havuza katılansigorta şirketlerinin eşit oranda pay sahibi olacağı anonim şirket statüsünde kurulacak şirket tarafından yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Aynı hükümde tazminat ödemeleri dahil olmak üzere şirketin görevleri sayılmıştır. Anılan kanunun 14. maddesinde de sigorta şirketlerinin, tarım üreticileri ile tarım sigorta sözleşmelerini kendi adlarına akdedecekleri, prim ve risklerin tamamını havuza devredecekleri ve sözleşmeleri havuz tarafından belirlenen standart poliçeler üzerinden yapacakları düzenlenmiştir. Bu Kanun çerçevesinde havuzu işletmek üzere Tarım Sigortaları H... İşletmesi A.Ş. (T..) kurulmuştur. Somut olayda davacı bu havuzun ortağı olduğu anlaşılan davalı G.. A.. ile "T.. Devlet Destekli Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası Poliçesi" düzenlemiştir. Anılan sigorta poliçesinden dolayı tazminat ödeme yükümlülüğü, T.. A.Ş.’ye aittir. Bu itibarla T.. adına poliçe tanzim eden davalı sigorta şirketine husumet yöneltilemeyecek olup, bu davalı yönünden açılan davanın husumetten reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 3-Bozma sebep ve şekline göre temyiz eden davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı T.. Tarım Sigortaları H.. İş. A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın temyiz eden davalı T.. Tarım Sigortaları H.. İş. A.Ş yararına bozulmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı G.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın temyiz eden davalı G.. A.. yararına bozulmasına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 02/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.