Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10115 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9428 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 30/09/2014NUMARASI : 2014/675-2014/238Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/09/2014 tarih ve 2014/675-2014/238 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından müvekkili şirket aleyhine serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyalarda aranılan gelir eksikliği iddiası ile 28/01/2011 tarihinde 36.378,00 TL ÖTV ve 6.549,00 TL KDV para cezası tahakkuk ettirildiğini, işbu para cezalarına yapılan itiraz neticesinde müvekkiline gönderilen cevabi yazıda ceza kararlarının gümrük müşaviri davalıya elden tebliğ edildiği ve itirazın yasal süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle işleme alınmadığının bildirildiğini, Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği uyarınca para cezalarından gümrük müşaviri sorumlu olup, davalı şirketin de müvekkilinin vekaleten yürüttüğü gümrük işlemlerini mevzuata uygun olarak, idarenin uygulamalarına karşı müvekkilinin yasal haklarını koruyarak, usulüne uygun ifasını sağlamakla yükümlü olduğunu, davalıların hatalı işlemi neticesinde müvekkili aleyhine para cezası tahakkuk ettirilmesi, işbu para cezalarına ilişkin kararlara da davalılarca süresi içerisinde itiraz edilmemesi, belki de basitçe düzeltilecek bir hatadan dolayı müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verilmesi nedeniyle davalıların sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, 62.250,95 TL'nin ödeme tarihi olan 11.02.2013 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket vekili, gümrük müşavirinin sorumlu tutulabilmesi için mükellefle arasında vergi ziyaına uğratma yönünden gizli ticari bir irtibat bulunduğu hususunda somut bir tespit yapılması gerektiğini, mükellef davacı da borçtan sorumlu olduğundan borca itirazı ayrı yapmak zorunda olduğunu, davacının beyannameye itiraz etmeyerek onay verdiğini ayrıca, davacının cezasız olarak zaten ödenmesi gereken KDV ve ÖTV'yi de müvekkilinden talep ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı, dava konusu beyannamenin davalı şirketin müşteri temsilcisi tarafından düzenlendiğini ve kendisinin kontrol ederek onayladığını, hatanın tamamen gümrüklerde kullanılan B. sisteminden kaynaklandığını, anılan sistemin alınması gereken vergileri gösterdiğini ve sisteme herhangi bir müdahalede bulunulamadığını, ceza kararına süresi içerisinde de itiraz ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. .../...Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hatalı veri girişinde bulunduğunun iddia sahibince ispat edilmesi gerektiği, beyanname fotokopisi üzerinde bilirkişi kurulunca yapılan incelemede gümrük müşavirinin hatalı bir beyanının bulunmadığı ancak, Bilge Sistemi üzerinden yapılacak bir incelemede, gümrük müşavirinin hatalı bir veri girişi veya ÖTV istisnası veya muafiyeti beyan etmiş olup olmadığının tespit edilebileceği, bu yönde gerek gümrük idaresince ve gerekse davacı tarafından yapılmış bir tespit bulunmadığı ayrıca, söz konusu ceza kararlarına karşı yükümlü olarak süresi içerisinde itiraz edilmediği iddiasının da doğru olmadığı, davalı tarafından itirazın yetkisiz olan Ambarlı Gümrük Müdürlüğü'ne 28/01/2011 tarihli dilekçe ile yapıldığı ancak, Gümrük Kanunu'nun 242. m. gereğince yanlış makama süresi içinde yapılan itirazın süresi içerisinde itiraz sayılacağı ve itiraz dilekçesini kabul eden gümrük müdürlüğünün itirazı yetkili üst makama iletmesi gerektiği, ilgili gümrük müdürlüğünce yasal yükümlülüğün yerine getirilmemiş olmasından kaynaklanan zararın davalılara yüklenemeyeceği, davalıların söz konusu cezai durumda kusurlu ve dolayısıyla sorumlu olduklarına ilişkin bir tespit yapılamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Davacı tarafça, gümrük işlemleri sırasında davalıların hatalı eylemleri neticesinde Gümrük Müdürlüğü'nce aleyhlerine para cezası tahakkuk ettirildiği ve davalılarca işbu para cezasına ilişkin kararlara süresinde itiraz edilmediğinden para cezasının ödenmek zorunda kalınması nedeniyle zarara uğranıldığı iddiası ile açılan davada, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece yapılan yargılama sırasında iki ayrı bilirkişi raporu aldırılmış ve ikinci bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiş ise de, raporlar arasında mübayenet bulunmasına rağmen çelişkinin giderilmesine yönelik ek veye yeni bir bilirkişi raporu alınmadığı gibi, gümrük sistemi üzerinde de herhangi bir incelemenin yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, mahkemece gümrük sistemi üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak, gerektiğinde dava konusu serbest dolaşıma giriş beyannamesinin aslı da getirtilerek, raporlar arasındaki çelişki giderilerek, özellikle beyannamenin usulüne uygun verilip verilmediği, itirazın süresinde yapılıp yapılmadığı hususlarında 3. bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.