Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10070 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13489 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ................ MAHKEMESİTARİHİ : 24/03/2014NUMARASI : 2011/15-2014/67Taraflar arasında görülen davada İ..................... Mahkemesi’nce verilen 24/03/2014 tarih ve 2011/15-2014/67 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06/10/2015 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. T.. T.., davalılardan ..... ve ..... vekili Av. E.. D.. Uğurlu ve davalılardan H.. Z.. vekili ......dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ............tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkil ................ firmasının Almanya'da tekstil faaliyetinde bulunduğunu, Türkiye'deki imalatçı firmalara ürettirdiği malları yurtdışında sattığını, daha önceden Türkiye'de irtibat büroları bulunduğunu, davalı................ burada görev yaptığını, işler gelişince diğer davacı firmayı kurduklarını, davalı Haldun'un dışarıdan münferit yetkili müdür olarak atandığını, davalı................ ise kalite kontrol sorumlusu olarak görev yaptığını, davalı .......ise dava dışı .......... Teks. Ltd. firmasının yetkilisi, aynı zamanda davalı Salman'ın kardeşi, ayrıca davalı Haldun ile Salman'ın anılan firmanın eski ortakları olduğunu, müvekkil firmaya sahte faturaların .......... Teks. Ltd. tarafından gönderildiğini, faturada gösterilen miktarı havale yoluyla gönderdiklerini, davacılardan fahiş miktarda ürün bedeli alındığını, yine dava dışı ........Ltd. firmasına davacıların ürünlerin etiketlerini imal ettirdiğini, bu bedelleri firmanın imalatçılardan tahsil ettiğini, imalatçı firmaların da etiket bedelini ürün fiyatına eklediğini, müvekkiline ........Ltd firmasının sahte faturalar gönderdiğini, bu şekilde etiket fiyatlarını mükerrer olarak ödemek zorunda kaldıklarını, anılan firmanın yetkilisinin etiket fiyatlarını tahsil ettiğini, davalı Haldun'a elden teslim ettiğini belirttiğini, ayrıca davalıların imalatçı firmalardan komisyon adı altında ücret aldıklarını, ödenmezse iş ilişkisinin sona erdirileceğini belirterek firmaları tehdit ettiğini, bu bedelin de müvekkiline fiyat artırımı olarak yansıdığını ileri sürerek, 1.000.000 DM'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri, davacının iddiasının gerçek dışı olduğunu, iddiaların somut delillere dayanmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava dışı .......... Ltd. firmasının kayıt dışı tuttuğu gelirleri varsa, bunlar vergi beyannamesine dahil edilmemişse davacının zarara uğradığından söz edilemeyeceği, bu yolla teslim almadığı mal bedelini ödediği veya fazla ödeme yaptığı iddiasını dava dışı şirketlere karşı yöneltmesi gerektiği, hasıl olacak sonuca göre davalılar hakkında istemde bulunulabileceği, işbu davanın erken açıldığı, davalı ...... dava dışı şirketin ortağı olduğu, husumetin şirkete yöneltileceği, davalıların komisyon aldıklarının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Davacı taraf, davalı H.. Z..'in davacı şirketin ortak olmayan münferit yetkili müdürü, davalı Salman Avşar'ın kalite kontrol sorumlusu olduğunu, diğer davalı Cemal Avşar'ın ise dava dışı firmanın ortağı olduğunu, el ve işbirliği içinde davacı şirketin zarara uğratıldığını ileri sürerek iş bu davayı açmış olup, mahkemece davacının talebini dava dışı şirkete karşı yöneltmesi gerektiği, davalı Cemal Avşar'ın dava dışı şirketin ortağı olduğunu, husumetin ortağı olduğu şirkete karşı yöneltileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6762 sayılı TTK’nın 556. madde hükmüne göre, limited şirket idarecilerinin mesuliyeti anonim şirketlerin bu hususlara ilişkin hükümlerine tabidir, aynı Kanun'un 336. maddesi uyarınca, yöneticilerin eylemleri doğrudan zarara yol açmışsa, yani bu eylemler sonunda yöneticiler, ortakların veya alacaklıların mal varlığında doğrudan azalmaya yol açmışsa bu zararı veren yöneticilere karşı zarar gören adına tazmin istemiyle dava açılması mümkündür. Ancak zarar doğrudan değil, dolayısı ile, yani ortak veya alacaklının değil, onların çıkarlarının bağlı olduğu şirket varlığında azalmaya yol açmışsa, TTK’nın 340'ıncı maddesi yollamasıyla, aynı Yasa'nın 309'uncu maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyelerine karşı açılacak davada, hükmolunacak tazminatın şirkete verilmek üzere istenmesi ve hükmedilmesi gerekmektedir. TTK'nın 342. maddesi uyarınca yöneticilik görevi ortak olmayan bir müdüre tevdi edildiği taktirde müdür, diğer yöneticiler gibi şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı sorumlu olur. Yani, bir başka deyişle TTK'nun 556. maddesine göre, Limited ortaklığın yönetimine memur edilen kimselerin sorumluluğuna, ister özden yönetimli, ister seçimle bu sıfatı almış olsunlar ister ortak ister üçüncü kişi durumunda bulunsunlar anonim ortaklıkların yönetim kurulu üyeleri hakkındaki TTK'nın 336. ve 309. madde hükümleri aynen uygulanır. TTK'nın anonim ortaklıklara ilişkin hükümlerine atıf, TTK'nın 341, 342. maddeleri de kapsar. Ortaklar genel kurulunun bu konuda vereceği karar ile bu davanın açılabilmesi mümkündür, anılan husus dava şartıdır. Somut olayda, davacı.....Teks. Ltd.'nin % 98 payının diğer davacı.....Gmbh firması ait bulunduğu, davalı H.. Z..'in davacı.....Teks. Ltd. firmasının ortak olmayan münferit yetkili müdürü olduğu tartışmasız olup, 6762 sayılı TTK'nın 342. maddesi uyarınca yönetici görevini özenle yapmak zorundadır, aksi halde şirkete karşı verdiği zarardan sorumlu olduğu gibi, ortak ve alacaklılarda TTK'nın 336 ve 309. maddesi uyarınca şirket müdüründen tazminat talebinde bulunabilirler, Öte yandan, davalı........... davacı şirketin kalite kontrol sorumlusu olduğu iddia edilmiş olup, anılan kişinin icracı müdür niteliğinde olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Yine, davalı Cemal Avşar'ın dava dışı .......... Teks. Ltd. firmasının ortağı olduğu belirtilmiş olup, bir kısım vergi inceleme ve bilirkişi raporlarında ise anılan kişinin aynı zamanda şirketi temsile yetkili müdür olduğu açıklanmıştır. Bu itibarla, mahkemece davacı.....Teks. Ltd'nin ticaret sicil dosyası getirtilerek, davalı Salman Avşar'ın davacı.....Teks. Ltd'nin icracı müdürü olup olmadığı araştırılarak, icracı müdür olması durumunda anılan davalı hakkında da şirket zararından dolayı dava açabileceği dikkate alınarak, gerek davacı ................. Teks. Ltd. şirket müdürü H.. Z.., gerekse icracı müdür olduğu sonucuna ulaşılırsa davalı Salman Avşar hakkında ortaklar kurulunun sorumluluk davası açılması hakkında karar alıp almadığı incelenerek, eğer karar verilmemiş ise bu hususun yargılama sırasında tamamlanabileceği göz önüne alınarak, ortaklar kurulunun bu yönde karar alması için mehil verilerek, neticesine göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeden işin esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.Öte yandan, davacı.....Gmbh şirketinin diğer davacı şirketin ortağı sıfatıyla, o şirketin müdürü H.. Z.. ve icracı müdürün eylemleri sonucunda doğrudan zarar görmüşse bu iddiaya bağlı olarak sorumluluk davası açabileceği nazara alınmadan, davanın öncelikle dava dışı şirketlere yöneltilmesi gerektiği, işbu davanın erken açıldığından bahisle davalı H.. Z.. ve Salman Avşar hakkında davanın reddine karar verilmesi de hatalı olmuştur.Ayrıca, dava dışı .......... Tekstil Ltd. Şti'den ticaret sicil kayıtları getirtilerek, davalı .................şirketin yöneticisi olup olmadığı tespit edilerek, şirketinin yöneticisi olduğunun saptanması durumunda, her iki davacı şirketin de anılan dava dışı şirketin alacaklısı sıfatıyla doğrudan zarara uğradıkları iddiasıyla yönetici .............hakkında talepte bulunabilecekleri dikkate alınmadan, dava dışı şirketin ortağı olduğu, husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.