MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 20/05/2013NUMARASI : 2005/247-2013/229Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20.05.2013 tarih ve 2005/247-2013/229 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkilinin davalı şirkete 26.05.2001 ve 31.05.2001 tarihli sözleşmelerle Atatürk Orman Çiftliği ve Gölbaşı ağaçlandırma alanlarının bakım işini yaptırdığını, yapılan teftiş sonucu ilgili işler nedeniyle davalı şirkete 5.275,66 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, yine davalı şirkete 15.05.2001 tarihinde verilen ihata duvarı nedeniyle 21.925,97 TL fazla ödeme yapıldığının anlaşıldığını, söz konusu işleri davalı şirkete veren ihale komisyonu üyeleri, o dönemdeki yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile şirket müdürünün zarardan müteselsilen sorumlu bulunduklarını ileri sürerek, 27.201,63 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar M.. Ö.., B.. Ç.., A.. Y.. ve ..vekili, zamanaşımı def'inde ve husumet itiazında bulunmuş, yönetim kurulu üyesi olan müvekkillerinin ibra edildiklerini, davalı şirkete fazla ödeme yapılmadığını savunmuştur. Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir. Davalılar .ve E.. T.., davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu işlerle ilgili davalı şirkete yapılan fazla ödemenin 9.804,82 TL olarak hesaplandığı, davacının zararını bu davalıdan talep edebileceği, şirket müdürünün şirket borçlarından dolayı şahsen sorumluluğunun bulunmadığı, davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ise fazla ödeme yapılmış olmasında kasti bir eylemlerinin veya sorumluluk gerektirecek derecede ağır bir kusurlarının bulunduğunun iddia ve ispat edilmediği, bir şirketin hata ve hileye uğratılarak fazla ödeme yapması halinde ödeme yapılan kişiye karşı dava açılması gerektiği gerekçesiyle, davalı şirkete karşı açılan davanın kısmen kabulü ile 9.804,82 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte bu davalıdan tahsiline, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-Dava, anonim şirket yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürünün sorumluluklarına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davalı müdürün şirket borçlarından şahsen sorumluluğunun bulunmadığı, diğer davalıların ise kasti bir eylemlerinin veya sorumluluklarını gerektirecek derecede ağır bir kusurlarının iddia ve ispat edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 342. maddesine göre anonim şirketlerde müdürler, yasa veya anasözleşme yahut iş görme şartlarını tespit eden diğer hükümlerle yükletilen mükellefiyetleri gereği gibi veya hiç yerine getirmemiş olmaları halinde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarına ilişkin hükümler uyarınca ortaklığa, pay sahiplerine ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumlu olurlar. Yönetim kurulu üyeleri ise kural olarak şirket adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamazlarsa da, TTK’nın 336. maddesinde belirtilen hallerde ortaklığa ve ortaklık alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe tüm yöneticiler oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olurlar. Yani yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucunda meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Başka bir deyişle, Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulu üyeleri için ispat yükünü tersine çevirmiş, kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörmüş ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesi kabul etmiştir (Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler, s:1941, 1942, 1999). Nitekim TTK’nın 338. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Yine TTK’nın 337. maddesinde, yeni seçilen veya tayin olunan yönetim kurulu üyelerinin, seleflerinin belli olan yolsuz muamelelerini murakıplara bildirmeğe mecbur oldukları, aksi halde seleflerinin sorumluluklarına iştirak edecekleri belirtilmiştir. Denetim kurulu üyelerinin de kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan sorumlu bulundukları, TTK’nın 359. maddesinde düzenlenmiştir.Somut olayda, davalılara isnat edilen eylem davalı şirkete yaptırılan işler nedeniyle fazla ödeme yapılması olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla ödeme yapıldığı hususu tespit edilmiştir. Davalılar, yapılan işlerin sözleşmesine göre doğan farkı irdelemedikleri, geri tahsilatını sağlamadıkları ve bu suretle şirketi zarara uğrattıkları için kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan sorumludurlar. Yönetim kurulu üyeleri, denetçiler ve icracı müdürlerin sorumlu olmaları için kasti davranmaları veya ağır kusurlu bulunmaları ise gerekmez. Bu durumda, davalıların sorumluluklarının anılan hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya iadesine, 29.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.