Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 889 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2215 - Esas Yıl 2015





Adalet Bakanlığı'nın 19/02/2015 tarih ve 94660652-105-34-1274-2015/4527/13396 sayılı yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli O.. A.. hakkında, İ.... Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliği'nce 05/11/2014 tarihinde...değişik iş sayı ile verilen "kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılması"na ilişkin kararın kanun yararına bozulmasının istendiği; bu yazı ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 02/03/2015 tarihli ihbar yazısı ekinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A) KONUYA İLİŞKİN BİLGİLER:1- Şüpheli O.. A.. hakkında, 31/08/2014 tarihinde işlediği ileri sürülen "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 13/10/2014 tarihinde 2014/123627 soruşturma ve 2014/712 karar sayı ile "üç yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, şüpheli hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, bu karara karşı tebliğden itibaren onbeş (15) gün içerisinde İstanbul Anadolu Sulh Ceza Hakimliği'ne başvurmak suretiyle karara itiraz etme hakkı bulunduğunun, ... bildirilmesine" karar verildiği, 2- Şüpheli müdafiinin 28/10/2014 tarihli dilekçesiyle, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin delil bulunmadığını ve hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini belirterek karara itiraz ettiği,3- İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliği'nce 05/11/2014 tarihinde 2014/1703 değişik iş sayı ile "... tutanakta O.. A.. isimli şahsın yapılan üst aramasında herhangi bir suç ve suç unsuruna rastlanmadığı, yanında bulunan motosikletin koltuk altına bakıldığında uyuşturucu madde ele geçirildiğinden bahsedildiği, tutanağın başında 'iki şahsın üzerinde plaka bulunmayan kırmızı beyaz renkli motosikletin yanında konuştukları, motosikletin koltuk altına bir şeyler koyduklarını görmemiz üzerine' dendiği, ... bu konuda Cumhuriyet savcısının yapması gerekenin tutanak mümzilerini çağırarak uyuşturucuyu motosikletin koltuk altına kimin koyduğunu görüp görmediğini sormak olduğu, şüphelinin savunmasında suçlamayı kabul etmediği hususu da göz önünde bulundurulduğunda bu konuya açıklık getirilmesinin hukuki durumunda değişiklik meydana getireceği" şeklindeki gerekçeyle, itirazın kabulüne ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 13/10/2014 tarihli 2014/123627 soruşturma ve 2014/712 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiği,Anlaşılmıştır.B) KANUN YARARINA BOZMA TALEBİ:Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/9. maddesinde yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171. maddesi ... uygulanır" ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 171/2. maddesinin son cümlesinde yer alan "Suçtan zarar gören bu karara 173. madde hükümlerine göre itiraz edebilir." şeklindeki düzenlemeler karşısında, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin karara suça sürüklenen çocuk tarafından itiraz edilebilmesininin yasal olarak mümkün olmadığı gözetilerek, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, İ...A....4. Sulh Ceza Hakimliği'nin 05/11/2014 tarihli ve .... değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.C) KONUYLA İLGİLİ HUKUKSAL DÜZENLEMELER:1- TCK'nın 191. maddesi:(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,hâlinde, hakkında kamu davası açılır....(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir....(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır....2- CMK'nın 171. maddesi:(1) Cezayı kaldıran şahsî sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsî cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir. (2) 253 üncü maddenin ondokuzuncu fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, Cumhuriyet savcısı, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup, üst sınırı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir. .. (4) Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. 3- CMK'nın 173. maddesi:(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.4- Anayasa'nın 36. maddesinin 1. fıkrası:Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.5- Anayasa'nın 38. maddesinin 4. fıkrası:Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.6- AİHS'nin 6. maddesinin 1. fıkrası:Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili anlaşmazlıkların çözümlenmesi, gerek kendisine yöneltilen herhangi bir suçlamanın karara bağlanması konusunda, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde adil ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.D) KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ:Tartışmanın konusu, "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli" hakkında, Cumhuriyet savcısı tarafından, TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen "kamu davasının açılmasının ertelenmesine" ilişkin karara itiraz edilip edilemeyeceğidir.TCK'nın 191. maddesinde, bu karara itiraz edilip edilemeyeceğine ilişkin açık bir hükme yer verilmemiş; bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, CMK'nın kamu davasının ertelenmesine ilişkin 171. maddesi hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür.CMK'nın 171. maddenin 2. fıkrasında ise, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına "suçtan zarar gören kişinin itiraz edebileceği" belirtilmiştir.Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur (TCK 3/1). Denetimli serbestlik ve tedavi tedbirleri aslında birer güvenlik tedbiridir. Bu nedenle kural olarak, ancak suçu sabit olan kişi hakkında ve mahkeme tarafından uygulanabilir. TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında istisna olarak, şüpheli hakkında soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının kararı ile de uygulanabileceğini kabul etmiştir.Sözü edilen denetimli serbestlik ve tedavi tedbirleri ile, şüpheliye yükümlülük yüklenmektedir. Öte yandan, CMK'nın 223. maddesinin 1. fıkrasında güvenlik tedbirlerinin de hüküm olduğu belirtilmiştir. Hükümler kural olarak "temyiz" kanun yoluna tabidir.Ceza muhakemesi hukukunda kural olarak kıyas mümkündür. Özelikle temel hak ve özgürlükler yönünden, kişi lehine kıyasa başvurulabilir.TCK'nın 191. maddesinde düzenlenen suç, TCK'nın ikinci kitabının, "topluma karşı suçlar" başlıklı üçüncü kısmının, "kamunun sağlığına karşı suçlar" başlıklı üçüncü bölümünde düzenlenmiş olduğundan, suçun mağduru "kamu"dur. Bu açıdan bakıldığında şüphelinin, TCK'nın 191. maddesi kapsamında verilen "kamu davasının açılmasının ertelenmesine" ilişkin karara itiraz edemeyeceği ileri sürülebilir.Şüpheliye yükümlülük getiren denetimli serbestlik ve tedavi tedbirlerini içermesi nedeniyle, TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı, CMK'nın 171. maddesinde yer alan "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararından farklıdır. Adil yargılama ilkesi ve suçsuzluk karinesi gereğince, CMK'nın 171. ve 173. maddelerinde suçtan zarar gören için tanınan "kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına itiraz" hakkıyla ilgili hükümlerin, TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası kapsamında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı "şüpheli" için de kıyas yolu ile uygulanması gerekir.Somut olayla ilgili; kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısı tarafından TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası kapsamında verilen "kamu davasının açılmasının ertelenmesine" ilişkin karara, şüphelinin itiraz hakkının bulunduğu kabul edildiğinden, kanun yararına bozma talebi yerinde değildir. E) KARAR: Açıklanan nedenlere göre;İ...l Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliği'nin 05/11/2014 tarih ve....değişik iş sayılı "itirazın kabulüne" ilişkin kararına yönelik, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin CMK'nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 21/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.