Uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan sanık S...Kılıç hakkında K.... Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 30.05.2006 tarih ve 2006/83 esas, 2006/111 karar sayı ile mahkûmiyet kararı verildiği; hükmün sanık ve sanık müdafii tarafından temyiz edildiği; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hükmün onanması isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 15.11.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:Yargılama sürecinin kanuna uygun olarak yapıldığı; aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı; eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı; vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı; eyleme uyan suç tipi ile artırma ve indirme nedenleri tartışılarak yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK'nın 58/7. maddesinde, mahkûmiyet kararında, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtileceği öngörülmüştür. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108. maddesinin (4), (5) ve (6) fıkralarında ise "Hâkim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler. Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıvermeye ilişkin hükümler uygulanır. Hâkim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir" denmiştir. Ancak, denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye aittir.Buna göre sanık S... ile ilgili verilen mahkûmiyet hükmünde, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/7. maddesi gereğince "mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" karar vermek ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca denetimli serbestlik tedbiri süresinin de gösterilmesi,Yasaya aykırı, sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan "sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezasının infazının tamamlanmasından sonra başlamak üzere takdiren üç yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" şeklindeki kısmın çıkartılarak, "mükerrir sanık hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.01.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.