Uyuşturucu madde ticareti yapmak ve kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçlarından sanıklar Ferhat, Kadir, uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan sanıklar Servet, Bayram, Hasan, Tahsin, Murat ve kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık U.Seçkin hakkında (Sungurlu Ağır Ceza Mahkemesi)'nce yapılan yargılama sonunda, 15.06.2007 tarih ve 2007/22 esas, 2007/64 karar sayı ile mahkumiyet kararı verildiği; hükmün sanıklar Servet, Tahsin, Bayram, Hasan'ın müdafileri ile sanıklar Murat, Kadir ve Ferhat tarafından süresi içinde temyiz edildiği; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının teb-liğname ekinde 26.12.2007 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:Sanıklar Servet, Tahsin ve Bayram müdafilerinin, duruşmalı inceleme isteklerinin, sanıklar hakkında tayin olunan cezanın süresine göre; 5320 sayılı Yasa'nın 8/1, 1412 sayılı CMUK'nın 318/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek dosya üzerinde yapılan incelemede;A- Sanıklar Murat ve Tahsin hakkında kurulan hükümlerin incelenmesi:Dosya içerisinde mevcut iletişim tespit tutanakları, sanık Ferhat'ın ikrarı ve diğer belgelere göre sanık Ferhat'ta ele geçirilen esrar ile irtibat nedeniyle tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Dosya kapsamına göre, sanık Murat'ın TCK'nın 39. maddesi uyarınca suçun işlenmesine yardım ederek icrasını kolaylaştıran sıfatıyla değil, suçun faili olarak sorumlu olduğu gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle hakkında indirim yapılması karşı temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık Tahsin müdafii ve sanık Murat'ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme aykırı olarak (ONANMASINA),B- Sanıklar Ferhat ve Hasan hakkında uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan kurulan hükmün incelenmesi:Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç ile ilgili hükmün uygulanabilmesi için, öncelikle birden fazla suçun işlenmesi ve bu suçların her birinin cezalandırılabilir nitelikte bulunması gerekir.Somut olayda, hakim kararı üzerine kolluk görevlilerince telefonu dinlenen sanıkların yaptıkları konuşmalardan, 24.12.2006 günü sanıklar Kadir ve Bayram'ın, sanık Hasan'dan uyuşturucu madde satın almak için İstanbul'dan gelecekleri kanısına varılarak yapılan operasyon sonucu, Hasan'a ait işyerinde net 2700 gram gelen esrar ele geçirildiği, bu operasyon öncesinde sanık Ferhat ve diğer sanıklara ait telefon dinlemelerinden ise; sanık Ferhat'ın 20.12.2006 tarihinde sanık Tahsin aracılığı ile sanık Hasan'dan satmak amacıyla 600 gram civarında esrar ile yine Eylül 2006 tarihinde sanık Servetten 350 gram civarında esrarı satın aldığı, Aralık 2006 tarihinde ise Ferhat'ın kardeşi olan diğer sanık Murat tarafından borcunu erteletmek amacıyla U.Seçkin'e verilen iki içimlik esrarın da sanık Ferhat tarafından Murat'a verildiği kanısına varılarak Ferhat da yakalanmış, Ferhat'ın üst ve aramasından ise net 18 gram esrar ele geçirilmiştir. Ferhat aşamalardaki ifadelerinde telefon görüşmelerinde tespit edilen olguların doğru olduğunu kabul etmiş, sanık Hasan ise suçlamaları kabul etmemiştir. Bu nedenle sanıklarda ele geçirilen esrarların dışında yakalanmalarından önce sattıkları ve satmak için satın aldıkları uyuşturucu maddeler ele geçirilemediği gibi, ele geçirilen uyuşturucu maddelerle aynı bütünün parçaları olup olmadığının araştırılma imkanı da bulunmadığından, koşulları oluşmadığı gözetilmeden TCK'nın 43. maddesi uygulanarak sanıklar hakkında fazla ceza tayin edilmesi,2- Sanık Ferhat'ta net 18 gram, sanık Hasan'da ise net 2700 gram esrar ele geçirilmiş olmasına göre, TCK'nın 3/1. maddesinde öngörülen "orantılılık" ilkesine aykırı olarak, hukuki dayanağı bulunmayan matematiksel hesaplamalar sonucu temel gün para cezasının alt sınır çok aşılmak suretiyle 5003 gün olarak belirlenmesi,3- TCK'nın 53. maddesinin (3). fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki "velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun" sadece sanıkların kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler ve (1) numaralı fıkrada sayılan diğer hakları kullanmaktan yoksunluğun ise, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Yasaya aykırı, sanık Hasan müdafii ve sanık Ferhat'ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün istem gibi (BOZULMASINA), suçun niteliği ile tutuklama tarihine göre tutuklu sanık Hasan hakkındaki tahliye isteğinin reddine,C- Sanıklar Kadir ve Bayram hakkında uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan kurulan hükmün incelenmesi:1- 25.12.2006 tarihli olay tutanağı, mevcut iletişim tespit tutanaklarındaki görüşme kayıtları, aksi kanıtlanamayan savunmaları ve oluşa göre sanıkların İstanbul'dan esrar alımı için geldikleri, ancak anlaşmazlık ya da başka bir sebeple esrar almaktan ihtiyari ile vazgeçtiklerinin kabulü gerekeceği, bunun aksine ise aleyhlerine Sungurlu'ya gitmelerinden önceki olaylara ilişkin telefon görüşme kayıtları dışında, mahkumiyetlerine yetecek her türlü şüpheden uzak somut ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,2- Kabule göre; 5237 sayılı TCK'nın 58/7. maddesinde, mahkumiyet kararında, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtileceği öngörülmüştür.5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108. maddesinin (4), (5) ve (6). fıkralarında ise "Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler. Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıvermeye ilişkin hükümler uygulanır. Hakim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir" denmiştir. Ancak, denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye aittir.Buna göre mahkumiyet hükmünde, mükerrir olan sanık Kadir hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/7. maddesi gereğince "mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,Yasaya aykırı, sanık Bayram müdafii ve sanık Kadirin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi (BOZULMASINA),D- Sanık Servet hakkında kurulan hükmün incelenmesi:Sanık Servet'in üzerine atılı Eylül 2006 tarihinde meydana geldiği belirtilen ve sanık Servet tarafından Ferhat'a satıldığı kabul edilen uyuşturucu1 maddenin ele geçirilmediği anlaşıldığından, sanığın mahkumiyetine yetecek her türlü şüpheden uzak somut ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün istem gibi (BOZULMASINA), bozma sebebine göre, sanık Servet'in bu suçtan (TAHLİYESİNE), başka suçtan hükümlü veya tutuklu değil ise, serbest bırakılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,E- Sanıklar Ferhat, Kadir ve U.Seçkin hakkında uyuşturucu madde kullanmak suçundan kurulan hükümlerin incelenmesi:Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya içeriğine uygun gerekçeye göre, yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;1- Hükümden önce 19.12.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinde; uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında;a) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmamış ise, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra uyarınca sadece denetimli serbestlik tedbirine karar verilmesi,b) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış ise, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği gibi, altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilebileceği,c) Sadece ikinci fıkranın uygulandığı durumlarda, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde davanın düşmesine karar verilmesi, aksi halde birinci fıkra uyarınca ceza tayin edilmesi öngörülmüş olduğundan; uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış olan sanıklar hakkında, belirtilen iki seçenekten biri uygulanırken nedenleri tartışılıp gerekçesi gösterilmeden, hapis cezası ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin birlikte uygulanması,2- Kabule göre; sanıkların 191/2. madde uyarınca, uyuşturucu madde kullanma alışkanlıklarından arındırılması amacıyla, yaşlarına, yerleşim yerlerine ve sağlık durumlarına uygun bir sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmalarınakarar verilerek infaz yetkisinin kısıtlanması,Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün istem gibi (BOZULMASINA), 17.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.