Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık Oktay hakkında K.. 2. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 05.05.2006 tarihinde 2006/120 esas, 2006/221 karar sayı ile mahkûmiyet kararı verildiği; hükmün sanık müdafii tarafından süresi içinde temyiz edildiği; Yargıtay C. Başsavcılığınca düzelterek onama isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 18.07.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Sanık hakkında, suç tarihinde yürürlükte bulunan, 5237 sayılı TCK'nın 191/1. maddesinin (2). cümlesi uyarınca, kullanmak için uyuşturucu ya da uyarıcı madde etkisi doğuran bitkileri yetiştirmek suçundan da kamu davası açılmış olup; anılan hükmün yürürlükten kaldırılmış olmasının eylemi suç olmaktan çıkarmayıp, izinsiz hint keneviri ekmek suçu için öngörülen 2313 sayılı Kanun'un 23/son maddesi hükmü ile yürürlükten kaldırılan anılan madde hükmünden hangisinin sanık lehine olduğunun değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekmekte ise de; karar gerekçesinde "sanığın, eyleminin bütün halinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçu olarak nitelendirilmek suretiyle cezalandırıldığının" belirtilmiş olması karşısında, iddianamede belirtilen tüm fiillerin hükme konu edilmiş olması nedeniyle, kişisel ihtiyaç için izinsiz uyuşturucu madde etkisi doğuran hint keneviri yetiştirmek eyleminden ayrıca hüküm verilmesi olanağı kalmadığından, tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiş; karşı temyiz olmadığından bu durum bozma nedeni de sayılmamıştır. 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin (4). fıkrasında, aynı maddenin (1). fıkrası hükmünün uygulanmayacağı durumlar arasında belirtilen, "cezanın ertelenmesi" kavramı, anılan Kanun'un 51. maddesi uyarınca verilen genel erteleme hükmünü ifade etmekte olup, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin (2). fıkrası uyarınca verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine hükmedilmesi durumunu kapsamaması nedeniyle, sanık hakkında 53. maddenin (1). fıkrası hükmünün uygulanmasında yasaya aykırılık bulunmadığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiştir.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya içeriğine uygun gerekçeye göre, yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; 1- Hükümden sonra 19.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinde; uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında; a) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmamış ise, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra uyarınca sadece denetimli serbestlik tedbirine karar verilmesi, b) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış ise, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği gibi, altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilebileceği, c) Sadece ikinci fıkranın uygulandığı durumlarda, tedavinin ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde davanın düşmesine karar verilmesi, aksi halde birinci fıkra uyarınca ceza tayin edilmesi Öngörülmüş olduğundan; bu değişiklik karşısında, uyuşturucu madde kullanmış olan sanığın hukuksal durumunun yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, 2- TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulanırken, sanığın bu hakları kullanmaktan yoksunluğunun "hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar" sürmesine karar verilerek, sözü edilen maddenin (3) numaralı fıkrasına aykırılık oluşturulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 07.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.