Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 559 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 13545 - Esas Yıl 2006





Uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan sanık R.... BOZKUŞ hakkında A...nkara 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesince yapılan yargılama sonucu 20.08.2003 tarihinde 2002/17 esas ve 2003/57 karar sayı ile mahkumiyet kararı verildiği, temyiz edilen hükmün Dairemizin 11.03.2004 tarihli, 2003/7795 esas 2004/2779 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği; 5237 sayılı TCK'nın yürürlüğe girmesinden sonra, A....11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan uyarlama yargılaması sonucu 28.06.2006 tarihinde 2002/17 esas ve 2003/57 karar sayı ile 5237 sayılı TCK hükümleri uyarınca aynı suçtan mahkumiyet karar verildiği; kararın sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, Yargıtay C. Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 15.11.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:1-Gerekçeli kararın başına;a) Hükümlünün adının yanlış yazılması,b) Suçun işlendiği yer ve zaman diliminin yazılmaması.2- Atılı suç için öngörülen hapis cezasının üst sınırının 5 yıldan fazla olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 150/3 ve 151/1 maddelerine aykırı olarak müdafii hazır edilmeden hükümlü hakkında uyarlama kararı verilmesi,3) Kabule göre:Kasten işlediği suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olan kişinin, mahkûmiyetin kanunî sonucu olarak 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin;a) (1) numaralı fıkrasında, bu fıkrada sayılan haklardan yoksun bırakılacağı,b) (2) numaralı fıkrasında, failin bu hakları hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kullanamayacağı Belirtilmiştir.c) Ancak, (3) numaralı fıkrada, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşulu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayımlık yetkileri açısından (1) ve (2) numaralı fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı; mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebileceği öngörülmüştür.Kullanmaktan yoksun bırakılacak haklar arasında, (1) numaralı fıkranın (c) bendinde sayılan velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmak da yer almaktadır. (3) numaralı fıkrada, failin bu haklardan sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkilerini koşullu salıverilme ile kazanacağı belirtilmiştir. Buna göre fail, kendi alt soyu dışındaki kişiler yönünden velayet hakkı ile vesayet ve kayyımlık yetkilerini ancak hapis cezasının infazı tamamlandığında kullanabilecektir.Öte yandan, sanığın bu haklardan yoksun kalması mahkûmiyetin yasal sonucu olduğundan; hüküm kurulurken, hapis cezasının ertelenmesi ile 53. maddenin (5) ve (6) numaralı fıkralarında öngörülen durumlar dışında, bu maddenin uygulanması konusunda bir karar verilmesi zorunlu değildir. Yoksunluğun belirtilmesi yoluna gidildiği takdirde ise, "Sanığın TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasında sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına" karar verilmesi ile yetinilmesi; ya da buna ek olarak, aynı maddenin (2) ve (3) numaralı fıkraları gereğince "Sanığın bu hakları kullanmaktan yoksunluğunun, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar, diğer haklar yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine" karar verilmesi gerekir.Temyiz konusu suçla ilgili olarak; hükümlünün, TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasında belirtilen hakları kullanmaktan yoksunluğunun "hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar" sürmesine karar verilerek, sözü edilen maddenin (3) numaralı fıkrasına aykırılık oluşturulması, Yasaya aykırı, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin, 28.06.2006 tarihli uyarlama kararının CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.01.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.