Uyuşturucu ticareti yapmak ve uyuşturucu madde kullanmak suçundan sanıklar Veysel ve Ahmet'in yapılan yargılanmaları sonunda cezalandırılmalarına dair (Alanya Ağır Ceza Mahkemesi)den verilen 19.6.2002 tarih ve 2002/213 Esas, 2002/215 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar vekilleri tarafından istenilmiş ve sanık Veysel vekili temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını talep etmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen tebliğnamesi ile 9.9.2002 tarihinde daireye gönderilmekle sanık Veysel vekilinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına dair isteğinin süresinden sonra olması nedeniyle duruşmalı temyiz inceleme isteğinin CMUK. 318. maddesi gereğince (REDDİNE), karar verilerek duruşmasız olarak incelenerek gereği düşünüldü;A- Sanık Veysel hakkındaki hükmün incelenmesinde:Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya içeriğine uygun gerekçeye göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Mahkemece ceza tayin edilirken, cezanın maddede yazılı alt sınırın üzerinde belirlenmesi halinde, Anayasanın 141/3 ve CMUK.'nun 32. maddesi gereğince gösterilen gerekçenin, TCK.'nun 29. maddesinde belirtildiği şekilde sanığın kişiliği, suçun işleniş yer ve biçimi, nedeni ve işlenmesindeki özellikleri ile zarar ya da tehlikenin ağırlığı, kastın veya taksirin yoğunluğu ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olması gerekir. Gerekçenin bu niteliği kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek özelliklerini taşıması yanında, hakimin aşağı ve yukarı hadler arasında takdir yetkisini kullanırken 29. maddede düzenlenen kuralın dışına çıkıp çıkmadığının Yargıtayca denetleneceğini de göstermektedir. Yargılayın görevi, yasaların Türkiye genelinde hukuka uygun olarak uygulanıp uygulanmadığını denetlemek, içtihatları ile ülkede yasaların ve hukuk kurallarının uygulanmasındaki birliği sağlamaktır.Türkiye genelinde zaman zaman tonlara varan uyuşturucu madde ele geçtiği ve yargılama konusu olduğu, TCK.'nun 403/5. maddesinde yazılı hürriyeti bağlayıcı cezanın üst haddinin 10 yıl olduğu, bu durumlarda dahi azami 10 yıl hapis cezasına hükmedilebileceği, sanıkta ise Yargıtay Onuncu Ceza Dairesinin 19.4.2001 tarih ve 2001/2920-13129 Ek sayılı ilamında açıklandığı gibi 545.051 gram esrar ele geçirildiği, emsal dosyalar, hak ve nesafet kuralları gözetilerek sanığın cezasının tayini gerektiği, sanığın sabıkası nedeniyle cezasının ayrıca artırılacağı gözetilmeden, sanığın sabıkalı, uslanmaz ve umursamaz kişilik sahibi olduğu gerekçe yapılarak, Türkiye genelindeki uygulamaya aykırı biçimde temel cezanın asgari haddin çok üzerinde tayin edilmesiB- Ahmet hakkındaki hükmün incelenmesinde:Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya içeriğine uygun gerekçeye göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Ahmet hakkındaki Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 16.7.2001 tarih ve 2001/190-334 sayılı kararının Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.3.2002 tarih ve 2002/10-81-207 sayılı kararı üzerine Yargıtay Onuncu Ceza Dairesince incelenmeksizin mahalline gönderildiği anlaşıldığından, Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği 19.6.2002 tarih ve 2002/213-215 sayılı hüküm yok hükmünde sayılarak Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 16.7.2001 tarih ve 20017190-334 sayılı kararı inceleme konusu yapılması sonucu;Sanık vekilinin Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 29.3.2000 tarih ve 1998/272 Esas, 2000/88 sayılı Kararından sonra verdiği 9.5.2000 tarihli dilekçesindeki 647 sayılı Kanunun 6. maddesinin uygulanması isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi.Yasaya aykırı sanıklar ve sanık Veysel vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi (BOZULMASINA), 1.4.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.