Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında ...1. Sulh Ceza Mahkemesi'nce 12.09.2013 tarihinde 2013/433 esas ve 2013/676 karar sayı ile verilen ceza verilmesine yer olmadığına ve sanığın yüksek güvenlikli ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesinde en az 3 ay süre ile koruma ve tedavi altına alınmasına ilişkin hükmün kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 11.04.2014 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Mahkemece TCK'nın 31. maddesinin 1. fıkrası kapsamında kalan akıl hastalığı nedeniyle sanığa ceza verilmesine yer olmadığına, sanığın TCK'nın 57. maddesi uyarınca yüksek güvenlikli ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesine yatırılmak suretiyle en az 3 ay süreyle koruma ve tadevi altına alınmasına hükmolunmuştur. Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;«Ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/1. maddesi uyarınca hüküm niteliğinde olduğu ve temyiz kanun yoluna tabi bulunduğu gözetilmeden, itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmesinde isabet görülmemiş ise de, CMK.’nun 264/2. maddesi nazara alındığında, sanık müdafıinin yüzüne karşı verilmiş olan karara karşı tefhim tarihinden itibaren süresi içerisinde yapılmış bir itiraz da bulunmadığından, hükmün kesinleşmiş olduğu düşünülerek yapılan incelemede,1- ...1. Sulh Ceza Mahkemesince hükme dayanak yapılan ... Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 13/05/2010 tarihli ve 9803 numaralı sağlık kurulu raporunun, sanığın işlemiş olduğu bir başka suçtan dolayı düzenlenmiş olduğu, inceleme konusu uyuşturucu madde kullanma suçunun ise 05/04/2013 tarihli olduğu, kaldı ki, sağlık raporunda sanığın halen sosyal şifa bulduğu, toplum açısından tehlikeliliğinin önemli ölçüde ortadan kalktığının ve belirli aralıklarla muayenesi yapılmak suretiyle taburcu olabileceğinin bildirilmiş olması karşısında, sanığın 2013 tarihinde işlemiş olduğu uyuşturucu madde kullanmak eyleminden dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 32. maddesi gereğince akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı hususunda alınacak rapor ile tespit edilerek, sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, başka bir mahkemece başka suç nedeniyle alman rapora itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında,2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 57/1. maddesi uyarınca mahkemesince, akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesi ile yetinilmesi gerektiği, hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası ile ilgili olarak, yerleştirildiği kurumunun sağlık kurulunca gerekli tıbbi kontrol ve tedavilerinin anılan maddenin diğer fıkraları uyarınca yerine getirilerek rapor tanzim edileceği, aynı maddenin 4. fıkrası gereğince de, tıbbı kontrol ve takip için raporda verilen süre ve aralıklarla, Cumhuriyet savcılığınca bu kişilerin teknik donanımı ve yetkili uzmanı olan sağlık kuruluşuna gönderilmelerinin sağlanacağı gözetilmeden, infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde yüksek güvenlikli ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesine yatırılmak sureti ile en az 3 ay süreyle koruma ve tedavi altına alınmasına karar verilmesinde,İsabet görülmemiştir. » denilerek, belirtilen hükmün bozulması istenmiştir.Sanığın yokluğunda verilen 12.09.2013 tarihli hükmün, sanıkla birlikte duruşmaya girmeyen ve sanığın atandığından haberi olmadığı zorunlu müdafii Av....'a tefhiminin, kendisine müdafii atandığından haberdar olmayan sanık açısından hukuki sonuç doğurmayacağı, hükmün sanığa varsa vasisine tebliğ edilmesinin gerektiği, buna göre hükmün usulüne uygun biçimde sanığa bildirilmemiş olması nedeniyle kesinleşmediği anlaşıldığından; 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin (1). fıkrası uyarınca, ancak temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabilmesi karşısında; bu aşamada yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.