Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 33035 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4754 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : 10 - 2015/253637Mahkeme : KOCAELİ 3. Ağır Ceza MahkemesiKarar Tarihi- Numarası : 22/05/2015 - 2014/217 esas ve 2015/290 karar Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : 22.05.2015 tarihinde tefhim edilen hükmün süresi içinde sanık müdafii tarafından 25.05.2015 tarihinde temyiz edilmesinden sonra, sanığın 28.05.2015 tarihli dilekçesiyle temyiz isteğinden vazgeçtiği, ancak yasal süre geçtikten sonra 01.06.2015 tarihinde verdiği dilekçesiyle hükmü temyiz ettiğini belirttiği anlaşıldığından; müdafiinin yaptığı temyiz isteğinden vazgeçmesi ve daha sonraki temyiz talebinin ise yasal süreden sonra olması nedeniyle CMUK'nın 317. maddesi gereğince sanığın temyiz isteğinin REDDİNE karar verilerek, sanık hakkındaki hüküm Cumhuriyet savcısının temyizi nedeniyle incelenmiştir.Somut olayda, J.. M.. isimli kişinin, 34 DY 1740 plakalı yolcu otobüsü ile doğu illerinden temin ettiği uyuşturucu maddeyi Koceli üzerinden İstanbul'a sevk edeceğine ilişkin istihbari bilgi alınması ve söz konusu yolcu otobüsünün otogara girmesi üzerine, otobüs kolluk görevlilerince durdurulmuş; 22 numaralı koltukta oturduğu tespit edilen sanık refakate alınarak bagajdaki sanığa ait valizde yapılan aramada net 237 gram eroin ele geçirilmiştir. 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun 9. maddesine göre "önleme araması", suç işlenmesinin veya bir tehlikenin önlenmesi için yapılan aramadır. Önleme aramasının muhatapları suç şüphesi altında olmayan kişilerdir.CMK'nın 116 ve 117 maddelerine göre "adlî arama" ise, şüphelinin veya sanığın yakalanması ya da suç delillerinin elde edilmesi için yapılan aramadır. Somut bir suçun işlendiği şüphesi varsa önleme araması değil ancak adlî arama yapılabilir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/610-2014/512, 2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adlî arama kararı gerektiren bir olayda önleme araması kararına dayanılarak ya da koşullarına uygun olmayan arama kararı üzerine yapılan arama hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller ya da suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, Anayasa'nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK'nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 289. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.Niteliği ve faili belli olan bir suçun işlendiği konusunda şüphe oluşan olayda, CMK'nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adlî arama kararı" alınmadan, olaydan 12 gün önce verilen "önleme araması kararına" dayanılarak sanığın yolcu olarak bulunduğu otobüste arama yapılması hukuka aykırıdır. Bu arama sonucu sanığa ait valizde bulunan uyuşturucu madde ise hem "suçun maddî konusu" hem de "suçun delili" olup "hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden hükme esas alınamaz." Sanık açısından hukuka uygun olarak elde edilmiş bir uyuşturucu veya uyarıcı madde olmadığından, suçun maddi konusunun da bulunmadığı kabul edilmelidir. Bu durumlara bağlı olarak, isnat olunan suçun unsurları oluşmadığından, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykıdır.Açıklanan nedenlerle; isnat olunan suçun maddî konusu olan uyuşturucu maddenin hukuka aykırı yöntemle elde edilmesi nedeniyle hükme esas alınamayacağı ve buna bağlı olarak suçun unsurunun oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması,Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA; bozma nedenine göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına, 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.