Tebliğname No : KD - 2015/139886İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığıİtiraz Yazısının Tarihi- Sayısı : 11.05.2015 - 2015/139886İtiraz Edilen Daire Kararı : Dairemizin 16.12.2014 tarihli 2014/8378 esas ve2014/13665 karar sayılı onama ve düzeltilerek onama ilamıİtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 18.04.2014 tarihli2014/73 esas ve 2014/233 karar sayılı kararıSuç : Uyuşturucu madde ticareti yapma İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi. A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER Yukarıda adları geçen sanıklar hakkında, Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan yargılama sonucu 18.04.2014 tarihinde 2014/73 esas ve 2014/233 karar sayı ile sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilmiş, hükümler sanıklar Süleyman, Durmuş ve Turan'ın müdafileri ile sanıklar Özkan ve Cemal tarafından temyiz edilmiş; Dairemizce 16.12.2014 tarihinde 2014/8378 esas ve 2014/13665 karar sayı ile sanık Turan hakkındaki hükmün düzeltilerek onanmasına, diğer sanıklar hakkındaki hükümlerin ise onanmasına karar verilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.B) İTİRAZ NEDENLERİ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz yazısında özetle; "Devletin temel görevlerinden biri de "suç işlenmesini önlemektir." Devlet görevlisinin bir kişinin daha fazla ceza almasını sağlamak için onu bazı hareketleri yapmaya yönlendirmesi ve ona bunun için fırsat vermesi kabul edilemez. Aksi halde gerek Anayasa' nın 2. maddesinde yer alan "hukuk devleti" ilkesi gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde öngörülen "adil yargılama" hakkı ihlâl edilmiş olur. Esas olan gizli soruşturmacı olan görevlinin bir suç işlendiğini tespit ettiğinde suç işleyeni yakalayıp yargı önüne çıkarmasıdır. Oysa somut olayda, gizli soruşturmacı sanıklardan değişik tarihlerde ilk kez uyuşturucu madde satın aldıktan ve sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapmak suçunu belirledikten sonra sanıkları yakalamayıp daha sonraki tarihlerde sanıklardan tekrar uyuşturucu madde almak suretiyle adeta kişileri suç işlemeye teşvik etmiştir. Öte yandan, gizli soruşturmacının asıl amacı uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak değil, suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibarettir. Bir an gizli soruşturmacının bir örgütün yapılanmasını, hiyerarşik yapısını, devamlılığını ve organizasyonlarını tespite ilişkin deliller elde etmek için bu çalışmaları sürdürdüğü varsayılsa bile somut olayda bir örgütün olmadığı ve örgütten açılmış bir kamu davasınında bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu şekildeki bir uygulamanın kabul edilmesi durumunda suç işlendiği anda suçlunun yakalanmaması bu kişinin yakalanana kadar yeni suçlar işlemesine imkan tanımış olmak anlamına gelecektir. Bu durumda zaten uyuşturucu madde ticareti yaptığı saptanan bir kişinin insan sağlığı ve toplumun geleceği için büyük zararları olan bir maddenin bir süre daha ticaretinin yapılması sağlanmış olacaktır. Bununda suçun önlenmesi açısından kabul edilmesi mümkün değildir. Ayrıca bir Devletin bu şekilde tekrar tekrar suç işlenmesini kendi kontrolünde sağlaması vatandaşın Devlete olan inancını da temelden sarsacaktır. Bu uygulamanın hukuk devletinde kabulü de mümkün değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle gizli soruşturmacı tarafından sanıkta C.. K..'tan 3 kez, diğer sanıklardan ikinci kez uyuşturucu alınması ayrıca suç oluşturmayacağından, zincirleme suç hükümleri uygulanarak sanıklara fazla ceza verilmesi yerinde değildir." denilerek, Dairemizin sanık Turan hakkındaki düzeltilerek onama ve diğer sanıklar hakkındaki onama kararının kaldırılması, yerel mahkeme hükümlerinin belirtilen nedenle bozulması istenmiştir.C) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİKonya 9. Sulh Ceza Mahkemesi'nce 10.05.2013 tarihinde 2013/552 değişik iş sayı ile "gizli soruşturmacı" görevlendirilmesine karar verildiği; gizli soruşturmacıların 12.05.2013 tarihinde sanıklar Süleyman, Özkan ve Cemal'den 20 TL karşılığında 0,7 gram esrar aldıkları; 29.05.2013 tarihinde sanıklar Süleyman, Cemal ve Durmuş'tan 20 TL karşılığında 0,21 gram esrar aldıkları; 30.06.2013 tarihinde sanık Cemal'den 20 TL karşılığında 0,4 gram esrar aldıkları; 18.08.2013 tarihinde sanık Durmuş'tan 10 TL karşılığında 0,5 gram esrar aldıkları; 20.08.2013 tarihinde sanık Turan'dan 20 TL karşılığında 1 adet MDMA içeren hap ve 14.09.2013 tarihinde 40 TL karşılığında 0,092 gram kokain aldıkları anlaşılmıştır.Adlî kolluk elemanlarının görevi, işlenen suçun failini belirleyip yakalamak ve delillerini ele geçirmekten ibarettir. İşlenen suç belirlenip delilleri elde edildikten sonra sanığı yakalamayarak suçla ilgili hareketleri sürdürmesi konusunda aktif davranışlarda bulunmaları "adil yargılama" ve "hukuk devleti" ilkelerine aykırıdır. Öte yandan, görevlilerin gerçek iradelerinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleştiğinden söz edilemez. Sanıkların hareketlerinin bütünüyle tek fiilden ibaret olduğu ve “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu, zincirleme suçun gerçekleşmediği anlaşıldığından, itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir. D) KARAR: Açıklanan nedenlerle;1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne,2- Dairemizin 13.01.2015 tarihli 2014/12161 esas ve 2015/64 karar sayılı sanık Turan hakkındaki düzeltilerek onama; sanıklar Süleyman, Özkan, Cemal ve Durmuş hakkındaki onama kararlarının KALDIRILMASINA, 3- Sanıklar hakkındaki hükümlerin incelenmesi:Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanıkların uyuşturucu madde sattıklarına ilişkin edinilen bilgiler üzerine, kolluk görevlilerinin 12.05.2013 tarihinde sanıklar Süleyman, Özkan ve Cemal'den 20 TL karşılığında 0,7 gram esrar; 29.05.2013 tarihinde sanıklar Süleyman, Cemal ve Durmuş'tan 20 TL karşılığında 0,21 gram esrar; 30.06.2013 tarihinde sanık Cemal'den 20 TL karşılığında 0,4 gram esrar; 18.08.2013 tarihinde sanık Durmuş'tan 10 TL karşılığında 0,5 gram esrar; 20.08.2013 tarihinde sanık Turan'dan 20 TL karşılığında 1 adet MDMA içeren hap ve 14.09.2013 tarihinde 40 TL karşılığında 0,092 gram kokain aldıkları; kolluk görevlilerinin gerçek iradelerinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanıkların hareketlerinin bütünüyle tek fiilden ibaret olduğu ve “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, birden fazla kez uyuşturucu madde sattıkları kabul edilerek sanıklar hakkında zincirleme suçla ilgili TCK'nın 43. maddesinin uygulanması,Yasaya aykırı, sanıklar Süleyman, Durmuş ve Turan'ın müdafileri ile sanıklar Özkan ve Cemal'in temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.