Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 291 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3659 - Esas Yıl 2015





Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Suç Tarihi : 29.12.2012Hüküm - Karar : a) Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet anık S... hakkında)b) Değişen niteliğine göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı (sanık İ...hakkında)c) Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraat (sanıklar S... Ü..., S...K...hakkında)Temyiz Edenler : 1) Sanık S... ve müdafii 2) Cumhuriyet savcısı (sanıklar İ... S... Ü... S... ve K...leyhine)Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :A) Sanık İ...hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen karara yönelik temyiz isteğinin incelenmesi:CMK'nın 231. maddesinin 12. fıkrası gereğince, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraz kanun yoluna tabi olması karşısında; Cumhuriyet savcısının iki ayrı dilekçesiyle bu karara karşı hem itiraz hem de temyiz yoluna başvurduğu, itiraz mercii olan Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Cumhuriyet savcısının itirazının reddine karar verildiği anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının temyiz isteğinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, oybirliğiyle; B) Sanıklar S... ve K...hakkındaki beraat hükümlerinin incelenmesi:Yargılama sürecinin kanuna uygun olarak yapıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, oybirliğiyle;C) Sanık S... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK'nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, oybirliğiyle;D) Sanıklar S...ve Ü...haklarında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesi:İletişim tespit tutanakları içeriğine göre atılı suçu diğer sanık S... ile iştirak halinde işledikleri anlaşılan sanıkların mahkûmiyetleri yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle beraat kararı verilmesi,Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, Üye H...S...nun karşı oyu ve oyçokluğuyla,28.01.2016 tarihinde karar verildi.KARŞI GÖRÜŞ1. UYUŞMAZLIĞIN KONUSU1. Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık; mahkemece beraat kararı verilen sanıklar S.. Y.. ve Ü.. A.. hakkında, somut olayla örtüşmeyen ve içeriği tam olarak belirlenemeyen telefon görüşmelerini kapsar iletişim tespit tutanakları içeriğine göre sanıkların mahkûmiyetine karar verilip verilemeyeceği konusunda toplanmaktadır. 2. Karşı düşüncemin özeti: Sayın çoğunlukça somut olayla örtüşmeyen ve içeriği tam olarak belirlenemeyen telefon görüşmelerini kapsar iletişim tespit tutanakları içeriğine göre sanıkların mahkûmiyetine karar verilmesi düşünülmüş ise de; yerel mahkeme kararının yerinde olduğu, sadece bu iletişim tespit tutanakları içeriğine göre sanıkların mahkûmiyetine karar verilemeyeceği, bu nedenle sanıklar hakkında verilen beraat kararının onanması düşüncesindeyim.3. Bu durumda öncelikle, somut olayla örtüşmeyen ve içeriği tam olarak belirlenemeyen iletişim tespit tutanakları içeriğinin hukuki durumu ve sayın çoğunlukça bozma yapılması üzerine sanıklar hakkında verilen mahkûmiyet kararının gerekçeli olması hususlarının ele alınıp incelenmesi gerekmektedir.II. OLAY VE OLGULAR4. İncelenen dosya içeriğinden; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığ'ının 2012/1914 sayılı soruşturma dosyasında, 28.03.2013 tarih ve 2012/1914 soruşturma, 2013/120 sayılı iddianame ile sanıklar S.. Y.., Ü.. A.. ve bir kısım sanıklar hakkında örgüt faaliyet çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan dolayı kamu davası açılmış ve Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.12.2014 tarih ve 2014/158 esas, 2014/481 sayılı kararıyla sanıklar S...ve Ü...hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma ile uyuşturucu madde ticareti yapmak suçlarından ayrı ayrı beraatlerine karar vermiştir. Yine tüm sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlardan beraat, bir kısım sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticaret yapmak suçundan mahkûmiyet ve beraat kararı vermiştir.5. Mahkemece sanıklar S...ve Ü...hakında verilen beraat kararının gerekçesinde şu tespitlere yer verilmiştir. “ …Her ne kadar sanıklar S...ve Ü... hakkında uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapmak suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de, sanıklar suçlamaları kabul etmemişlerdir. Sanıkların üzerlerinde ve evlerinde herhangi bir uyuşturucu ele geçirilmemiş, uyuşturucu sattıklarına dair fiziki takip ve delil elde edilememiş, her ne kadar sanıklar arasında çok sayıda iletişimin dinlenilmesi teknik ve fiziki takip tutanağı bulunmuş olsa da sanıkların akraba olmaları nedeniyle bir araya gelmiş ve görüşmüş olabileceği, sanıkların birlikte hareket ederek uyuşturucu sattıklarına dair dosyada delil bulunmaması da nazara alındığında sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından atılı suçtan beraatlerine karar vermek gerekmiştir.” 6. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 23.12.2014 tarihli temyiz dilekçesiyle, sanıklar S...ve Ü...hakkında mahkemece verilen beraat kararına itiraz edilerek sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan mahkûmiyeti istenmiştir. 7. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca temyiz dilekçesinde mahkûmiyet gerekçesi olarak, dosyada bulunan iletişim tespit tutanakları, fiziki takip tutanakları, yakalama ve el koyma tutanakları, ekspertiz raporu ve tüm dosya kapsamı gösterilmiştir.8. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 07.05.2015 tarih ve 2015/149122 sayılı tebliğnamesi ile sanıklar hakkındaki görüşünü şöyle belirtmiştir. “ …C. savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak beraat eden sanıklar S.. Y.., K.. Y.., S.. Y.. ve Ü.. A.. aleyhine yaptığı temyiz itirazının incelenmesinde, sanıkların bir biri ile yaptığı telefon görüşme içerikleri, sanıklar hakkında yapılan fiziki takip tutanağı incelendiğinde sanık S.. Y..'de ele geçen 20 paket eroinin taşınması satımı ve teminini birlikte yaptıkları bu nedenle sanıklar iştirak halinde birlikte uyuşturucu ticareti suçunu işledikleri anlaşılmasına rağmen cezalandırılmaları yerine beraat kararı verilmesi yasaya aykırı görüldüğünden, verilen hükmün CMUK 321 maddesi gereğince BOZULMASINA karar verilmesi talep ve dosya tebliğ olunur.”III. KONUYLA İLGİLİ İÇ HUKUK, ULUSLARARASI HUKUK DÜZENLEMELERİA. İç hukuk hükümleri9. Anayasanın, Hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."10. Anayasanın, Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması başlıklı 141. maddesinin 3. fıkrası şöyledir:“ Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.”11. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Duruşmanın sona ermesi ve hüküm başlıklı 223. maddesinin 1. ve 5. fıkrası şöyledir :“(1) Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür(5) Yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilir.”12. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar başlıklı 230. maddesinin 1. fıkrasının a, b ve c alt bentleri şöyledir : “ (1) Mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir: a) İddia ve savunmada ileri sürülen görüşler. b) Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi. c) Ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanununun 61 ve 62 nci maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi; yine aynı Kanunun 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi.” B. Uluslararası hukuk hükümleri13. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Adil yargılanma hakkı başlıklı 6. maddesi şöyledir:“1-Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, ..../..... yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.”IV. HUKUKİ DEĞERLENDİRME14. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36. maddesinde, herkesin hak arama hürriyeti bağlamında adil yargılanma hakkına sahip olduğu, 141. maddesinin 3. fıkrasında ise bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı belirtilmiştir. Görüldüğü üzere Anayasa, hukuk devletinin gereği olarak adil yargılanma hakkını ve hukuki güvence olarak da hak arama hürriyetinin kapsamını belirlemesi açısından mahkeme kararlarının gerekçeli olmasını iç hukukta en üst norm olarak kabul etmiştir.15. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Duruşmanın sona ermesi ve hüküm başlıklı 223. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, duruşma sona erdikten sonra hüküm verileceği, mahkûmiyet kararının da hüküm olduğu, (5) numaralı fıkrasında ise yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, sanık hakkında mahkûmiyet kararı verileceği ifade edilmiştir.16. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar başlıklı 230. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b), (c) alt bentlerinde mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde gösterilecek hususların belirtildiği, bunların iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler olduğu, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi gerektiği, hükme esas alınan delillerin belirtilmesi, ulaşılan kanaati, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi olarak belirtilmiştir. 17. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90. maddesi uyarınca “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarda kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin iç hukukumuzun uyulması zorunlu bir parçası olduğu anlaşılmaktadır.18. Konunun ayrıca Anayasanın 90. maddesi uyarınca bir iç hukuk normu haline gelen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde yer alan “adil yargılanma hakkı” bağlamında da değerlendirilmesinin soruna ışık tutacağı açıktır.19. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Adil yargılanma hakkı başlıklı 6. maddesinde, herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.20. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, AİHS’in 6/1 hükmüne ilişkin olarak, mahkemelerin kararlarında gerekçe vermekle yükümlü oldukları yorumunda bulunmaktadır. Bu itibarla, gerekçeli karar hakkı içtihadi bir haktır. Bu hak, hakkaniyete uygun yargılama ilkesi kapsamında tanınmıştır. Hakkında yasa yoluna başvurulması mümkün her çeşit hükmün gerekçeli olması adil yargılanma bakımından zorunlu görülmektedir 21. AİHM, gerekçeli karar hakkı kapsamında genel olarak, mahkemelerin verdikleri kararlarında, kararın dayandığı hususlara ilişkin olarak davanın tüm taraflarının bilgilendirilmesini sağlamak için gerekçe vermelerini zorunlu kılmaktadır. Böylece, ...../......demokratik bir toplumda kamunun, yargı kararlarının sebeplerini bilmelerinin yanı sıra ilgililerin de kanun yoluna başvurma hakkını etkili olarak kullanabilmelerine imkan sağlanacaktır.22. Diğer yandan, temyiz mahkemelerinin gerekçe verme yükümlülüğü daha esnektir. AİHM’e göre, temyiz mahkemesinin alt dereceli mahkeme ile aynı görüşte olduğu hallerde, alt derece mahkemesinin gerekçesine basit bir atıf yapılarak karar verilmesi gerekçeli karar hakkını ihlal etmemektedir (G... R...-İ... H...-F...). 23. Önemli olan, alt derece mahkemesinin kararının ve temyizde ileri sürülmüş temel hususların incelenerek onama ya da bozma kararı verildiğinin gösterilmesidir (H...-F..., L...ve H...-R...). Buna göre temyiz mahkemelerinin, alt dereceli mahkemelerin yeterli gerekçelendirmeyi yaptığı hallerde detaylı bir gerekçe vermeleri gerekmemektedir. Diğer yandan belirtilmelidir ki, alt dereceli mahkemelerin, kararlarında yeterli gerekçeye dayanmamaları halinde temyiz mahkemelerinin bu durumu telafi etmeleri AİHM tarafından mümkün görülmektedir (T...R..., P...F..T...-B...). 24. Hukukumuzda gerekçeli karar hakkı Anayasal düzeyde korunmaktadır. Anayasa’nın, 141. maddesinin 3. fıkrası, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir.25. Anayasa Mahkemesi gerekçeli karar hakkına ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede; Anayasa’nın 36. maddesinin 1. fıkrasında, kendisi bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birisi olan hak arama özgürlüğünün güvence altına alındığı ve Anayasanın, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılmasını ifade eden 141. maddesinin de, hak arama hürriyetinin kapsamının belirlenmesinde gözetilmesi gerektiği tespitinde bulunmuştur. 26. Yukarıda belirtilen kurallar uyarınca, Anayasa Mahkemesi'nin kararında belirtildiği üzere, ilke olarak mahkeme kararlarının gerekçeli olması, adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Derece mahkemeleri, dava konusu maddi olay ve olguların kanıtlanmasını, delillerin değerlendirilmesini, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanmasını, uyuşmazlıkla ilgili vardığı sonucu, sonuca varılmasında kullandığı takdir yetkisinin sebeplerini makul bir şekilde gerekçelendirmek zorundadır. Bu gerekçelerin oluşturulmasında açıkça bir keyfilik görüntüsünün olmaması ve makul bir biçimde gerekçe gösterilmesi hâlinde adil yargılanma hakkının ihlalinden söz edilemez (İ...A..., B. No: 2013/1235)27. Makul gerekçe; davaya konu olay ve olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, olay ve olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı gösterecek nitelikte olmalıdır. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur (İb...A... B. No: 2013/1235).28. Bununla birlikte derece mahkemelerinin, taraflarca ileri sürülen tüm ....../....... iddialara cevap verme zorunluluğu bulunmayıp, hükme esas teşkil eden gerekçelerin nelerden ibaret olduğunu ortaya koyması yeterlidir. Diğer taraftan kanun yolu mercilerince; onama, itiraz veya başvurunun reddi kararları verilmesi hâlinde alt derece mahkemelerinin kararlarında gösterdikleri gerekçeler kabul edilmiş olacağından, anılan kararlarda ayrıca gerekçe gösterilmesine gerek bulunmamaktadır (İ... A..., B. No: 2013/1235). Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları da bu yöndedir (V...de H.../H... B. No: 16034/90).29. Somut olayımızda, Sayın çoğunlukça sanıklar S...ve Ü...hakkında verilen beraat kararlarının bozulmasına karar verilmiş ve kararın gerekçesi olarak da, “İletişim tespit tutanakları içeriğine göre atılı suçu diğer sanık S... ile iştirak halinde işledikleri anlaşılan sanıkların mahkûmiyetleri yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle beraat kararı verilmesi, yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA…” şeklinde belirtilmiştir. 30. Yukarıda belirtildiği üzere sayın çoğunluk ile aramızda, iletişim tespit tutanakları içerikleri haricinde sanıkların mahkûmiyeti için yeterli delil ve emarenin bulunmadığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Dosyadaki sorun, somut olayla örtüşmeyen ve içeriği tam olarak belirlenemeyen telefon görüşmelerini kapsar iletişim tespit tutanakları içeriklerinin mahkûmiyet için tek başına yeterli olup olmayacağı noktasındadır. Ayrıca iletişim tespit tutanaklarında sanıklara ait telefon görüşmelerinin somut olayla irtibatının kurulup kurulamayacağı husususunun da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Yine bozma kararının gerekçeli olup olmayacağı da tartışılmalıdır.31. Sanıklar hakkında verilen beraat kararının gerekçesinde mahkeme, sanıklar arasında çok sayıda iletişimin dinlenilmesi teknik ve fiziki takip tutanağının bulunduğunu tespitle, sanıkların akraba olmaları nedeniyle bir araya gelmiş ve görüşmüş olabileceğini kabul ederek, bu görüşmelerin suç unsuru görüşmeler olmadığını, somut suç olayıyla bu görüşmeler arasında bir irtibat kurmadığını belirterek, sanıkların birlikte hareket ederek uyuşturucu sattıklarına dair dosyada delil bulunmaması da nazara alındığında sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından atılı suçtan beraatlerine karar vermek gerektiğini belirtmiştir. Dolayısıyla mahkemenin beraat kabulüyle, suç unsuru olmayan delilin varlığını ortaya koyması, bunu değerlendirmesi ve tartışmasını beklemek yerinde değildir. Mahkeme yeterli bir şekilde, formel bir yazımla beraat kararının gerekçesini belirtmiştir. 32. Sanıklar aleyhine dosyayı temyiz eden yerel Cumhuriyet savcısı ile tebliğname düzenleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı sanıkların mahkûmiyetini düşünmüş ise de, mahkûmiyet için iletişim tespit tutanakları içeriklerinde geçen telefon görüşmelerinden hangilerinin delil olduğunu, somut olayla irtibatlı olduğunu ve sanıklar aleyhine somut, kesin, yeterli delil olarak mahkûmiyeti gerektirdiğini açıkça ortaya koymamış, varsa delilleri tartışmamıştır. 33. Yukarıda AİHM ve Anayasa Mahkemesi ilkelerinde belirtildiği üzere, kanun yolu mercilerince; onama, itiraz veya başvurunun reddi kararları verilmesi hâlinde alt derece mahkemelerinin kararlarında gösterdikleri gerekçeler kabul edilmiş olacağından, anılan kararlarda ayrıca gerekçe gösterilmesine gerek bulunmamakta ise de; burada Sayın çoğunlukça alt derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi kabul edilmeyip, dairece sanıklar hakkında mahkûmiyet hükmü düşünülmekle, yeni bir mahkûmiyet hükmü kurulacak ve 5271 sayılı Ceza ......./........Muhakemesi Kanunu'nun 223. maddesinin (5) numaralı fıkrası ve 230. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b), (c) alt bentlerinde mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde gösterilecek hususlar dikkate alınacaktır. Yani kurulacak mahkumiyet hükmünde, hükme esas alınan deliller belirtilecek, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi gerekecek, dairece ulaşılan kanaat, sanıkların suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi yapılacaktır.34. Daire çoğunluğunca yukarıda belirtilen bozma gerekçesinde, makul gerekçenin yer almadığı görülmektedir. Sanıklara ait hangi telefon görüşmelerinin delil olarak kabul edildiği, somut olayla irtibatının nasıl kurulduğu, başkaca bir delil bulunmadığı halde telefon görüşmelerinin sanıklar aleyhine tek başına mahkûmiyet için yeterli olup olamayacağı hususlarının tartışılmadığı da açıktır. Davaya konu olay ve olguların nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı, olay ve olgular ile hüküm arasındaki bağlantının nasıl kurulduğu da belirsizdir. Bu haliyle verilen mahkûmiyet kararını denetleme imkanı kalmamıştır. Kararda kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün yani, makul bir gerekçenin olması gerekir iken, soyut gerekçeyle bozma kararı verildiği görülmektedir. 35. Sanıklar S...ve Ü...’in üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair başkaca yeterli delil ve emare yok iken, iletişim tespit tutanakları içeriklerinin de somut olayla örtüşmediği ve içeriği tam olarak belirlenemeyen bu telefon görüşmeleri dışında yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, mahkemece sanıklar hakkında verilen beraat kararının onanması düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun sanıklar hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi görüşüne katılmıyorum.V. SONUÇYukarıda belirtildiği üzere; sanıklar S...ve Ü...hakkında verilen beraat kararları Sayın çoğunlukça, İletişim tespit tutanakları içeriğine göre atılı suçu diğer sanık S...ile iştirak halinde işledikleri anlaşılan sanıkların mahkûmiyetleri yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle beraat kararı verilmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiş ise de; sayın çoğunlukça sanıklar hakkında yeni kurulan bu mahkûmiyet hükmünde, hükme esas alınan telefon görüşmelerindeki konuşma delillerinin belirtilmediği, delillerin tartışılmadığı ve değerlendirilmediği, dairece ulaşılan kanaat, sanıkların suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesinin yapılmadığı, denetleme imkanı tanınmadan, makul gerekçeye yer verilmeden soyut gerekçeyle karar verildiği anlaşılmakla, Sanıklar S...ve Ü...’in üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair başkaca yeterli delil ve emare yok iken, iletişim tespit tutanakları içeriklerinin de somut olayla örtüşmediği ve içeriği tam olarak belirlenemeyen bu telefon görüşmeleri dışında yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, mahkemece sanıklar hakkında verilen beraat kararının onanması düşüncesinde olduğumdan, Sayın çoğunluğun sanıklar hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi görüşüne katılmıyorum. 28.01.2016 Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Tecdit (yenileme) nedir? Borcun senetlerle ödeneceğine ilişkin protokol yenileme sözleşmesi midir? Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup Davacı işçi hakkında feshe konu eylemlerine ilişkin devam eden ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi.DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... Gecikmiş itiraz - Dilekçede itiraz nedenlerinin bildirilmemiş olması - özel sağlık raporu Y A R G I T A Y İ L A M I İtirazYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu Y. hakkınd Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?